Edirne Kent Konseyi, kentte görev yapan yerel basın mensuplarının sorunlarını masaya yatırdı.

Edirne Kent Konseyi Basın Çalışma Grubu öncülüğünde düzenlenen “Edirne Basını, Sorunları ve Çözüm Önerileri” başlıklı toplantı Edirne Belediye eski nikah salonunda yapıldı. Toplantıyı Edirne Kent Konseyi Başkanı Ziya Gökerküçük açtı. Gökerküçük, “Tüm kamu ve sermaye kurumları gibi doğa, kent ve yaşam savunucuları olan biz sivil toplum örgütleri de basına değer veririz. Bu değer insanlık tarihin gelişiminde anladığımız anlamdır. Bu nedenle Edirne Kent Konseyi oluştuğu günden beri Edirne basınının değerli çalışanları sayesinde kente kendini anlatmaya çalışmıştır. Gerçekten duyarlı ve anlamına uygun gazetecilik yapan bir yerel basınımız var, teşekkür ederiz” dedi.

Muhabirleri temsilen konuşma yapan Gökhan Tuzladan aynı zamanda toplantının kolaylaştırıcısı görevini de yaptı. Gökhan Tuzladan gazeteciliğin zaman mefhumu olmadığını, cebinde telsiz elinde kamera ve sırtında bilgisayar ile yedi gün yirmi dört saat çalıştıklarını belirtti. “Cebimizdeki sarı basın kartının geçmişte bir ayrıcalığı vardı ancak bugün bu kalmamıştır” diyen Tuzladan, kendisinin ulusal bir televizyon temsilcisi olduğu halde birçok kapının yüzüne kapandığını ve bilgi almada engellerle karşılaştığını söyledi.

Kentte yerel gazete sahibi Gönül Uyanıktır, gazete yaşatmanın zorluklarını anlattığı konuşmasında muhabirlikten geldiğini ve kendisini gazete sahibi olarak görmediğini, geçmişte 16 çalışanı olduğu halde rahat olduklarının, bugün ise 7 çalışana yeterli ücret veremediğini belirtti. Sosyal medya nedeniyle basının değerinin düştüğü sanılsa da anlık olan sanal medya karşısında kalıcı olan basının etkisinin sanıldığından fazla olduğunu söyleyen Uyanıktır, basın sorunlarının çözümünde devletin yerel basını koruyucu, kollayıcı politikalar üretmesini ve halkın gazete satın alması gerektiğini vurguladı.

Kadın gazeteci olarak konuşan Jale Avyüzen, internet nedeniyle gazete okuma sayısının azaldığını, okunan gazetelerin ise popüler konuları sayfalarına taşıyanlar olduğunu söyledi. Sahada kadın gazetecilerin azaldığını ve çalışanların da masa başı görevlere yönlendirildiğini belirten Avyüzen, muhabirliğin kadın olarak zor olduğunu ve evlenince aile veya eş baskısı ile sona erdiğini sözlerine ekledi.

Basın Hukuku konusunda bilgiler veren Avukat Can Çavuş yaptığı konuşmada, “Basın çalışanlarının haklarını kendileri ve bizler halk olarak yönetenlerden talep etmeliyiz, çünkü onlar bizim sesimiz ve kulağımızdır” dedi.

"Naylon kadrolar mesleği sıradanlaştırdı"

Gazeteci Ergin Yıldız ise, yasal mevzuat gereği oluşan naylon kadrolardan bahsederek, Basın İlan Kurumunun sahada çalışanlara değil, sarı basın kartını kıstas almasının yanlış olduğunu belirtti. Naylon kadroların mesleği sıradanlaştırdığını söyleyen Yıldız, “Basın İlan Kurumu, ilan verme kıstaslarından biri de yerel gazetelerde 7 kişi çalıştırma zorunluluğudur. Maalesef 7 kişi çalışan kişilerden çok kağıt üzerinde görünen kişilerden oluşuyor. Bu da patronların gözünde bizim gibi sahada çalışanların etkisini azaltıyor” ifadelerini kullandı.

Gazeteci Olgay Güler, bir kurum hakkında olumsuz haber yapıldığında, kurumun etik olmasa da ilanlarını kestiğini, bunun da zaten az satan gazeteye zarar verdiğini söyledi.

Eleştiren ve eleştirilen bir meslekte görev yaptıklarını söyleyen Gazeteci Bekir Tüccar, kopyala-yapıştır haberciliğini ise okuyucuda ilgi uyandırmadığını ve gazetelerin değerini düşürdüğünü belirtti.

Gazetecilikte en zor konunun ekonomi olduğunu belirten Tamer Yavuz, altı ay önce tazminatı ile işten çıkarıldığını ve yeni iş bulana kadar hiçbir kurumun kendisine yardımcı olmadığı gibi arayıp sormadığını ifade etti.

Gazeteci Orkun Akman, gazeteciliğin imaj sorunu olduğunu ve bunun da itibarımızı yitirmemek ile düzeleceğini belirterek, “Bir yemek alırız, haberi yaptırırız’ diyenlere hepimiz karşı olmalıyız” dedi.

Gazeteci Uğur Akagündüz, gazetecinin tatil yapamadığını ifade ederek, iyi gazeteci olmanın iyi insan olmaktan ve mesleği sevmekten geçtiğini söyledi.

Gazeteci Musa Çelik ise, gazeteciliğin bilgi paylaşımı, bilginin yayılması olduğunu söyleyerek geçmişte gazetelerin değişik dosyalarla okurunu çoğaltma peşinde iken günümüzde okuyan değil izleyen okuyucu nedeniyle sosyal medya baskısına maruz kaldığını belirtti.