“Anlatacakları olan çocuk uyumak istemez”

 Birçok ebeveyn çocuklarının geç uyuduklarından, sabah uyanmadıklarından yakınır. Çocuklar uyutulmaya zorlandıkça direnir, uyumaz. Nedenini öğrenmek ister misiniz?

 Günümüz çocuklarının ebeveynlerine ulaşmasına engel olan birçok faktör var. Geç saatlere kadar ebeveynlerin çalışması, televizyon alışkanlığı, akıllı telefonlar, işin eve getirilmesi gibi birçok faktör çocuğun anne-babası ile ruhsal doyuma erişmesini engeller.

Çocuğu ile gün boyu birlikte olduğu halde, çocuğuna yetemeyen, onun duygularına erişemeyen anne-babaların çocukları da aynı durumdadır.

Çocuk ruhsal doyuma erişmedikçe, uykuya direnir, bu ihtiyacını karşılamak için ebeveynini zorlar.

Ünlü Pedagog Dr. Adem Güneş, ebeveynleri, çocuklarını uykuya zorlamak yerine uyku zemini hazırlamaları gerektiğini söylüyor.

Uyku zemini hazırlayabilmenin ön şartının, çocuğun gün içinde duygusal doyumsamalar yaşamış olmasına bağlı olduğunu vurgulayan  Dr. Adem Güneş,  bunlardan mahrum kalan birçok çocuğun günün son bulmasını istemediği gibi, uykuya direnerek anne-babasıyla biraz daha vakit geçirmek istediğini belirtiyor.

Her çocuğun uykuya direncinin sadece bu olumsuzluklardan kaynaklanmadığına da dikkati çeken Dr. Adem Güneş, yaşama sevinci ile dolu, cıvıl cıvıl bir mizaca sahip çocukların da günü sonlandırmak istemediklerini kaydediyor. Çünkü; “Bu cılvıl cıvıl çocuklar ebeveynleri yatmadan kendileri de yatmazlar. Çocuklu anne-babalar, günlerini sonlandırmayı, istirahate çekilmeyi bilmelidir ki, çocuklar da istirahate çekilebilsin.”

Dr. Adem Güneş'in, Nesil Yayınları'ndan çıkan "Çocuk Neyi Neden Yapar?” isimli son kitabında, çocukların uyku sorununu ve çözüm yollarını özetle şöyle anlatıyor:

UYKUSU GELMEYEN ÇOCUĞU UYUTMAYA ÇALIŞMAYIN

“Çocuk, uykusu geldiğinde, uyur. Erken ya da geç uyuması için zorlanan çocuk, bu baskı karşısında direnç gösterir. Aslında, çocuk rahat bırakıldığında, gün içinde zaten yorulacak ve o yorgunluğun etkisiyle de uykuya dalacaktır. Uyku, vaktinde olursa keyif verir, dinlendirir.

ONUN ANLATACAK ÇOK ŞEYİ VAR AMA”¦

Çocuklar, gündüz yaşadıklarını anne-babalarına anlatmaktan keyif alırlar. Zaten her şeylerini dolu dolu paylaşacakları başka da kimseleri yoktur hayatlarında. Ne eşleri vardır, ne de iş arkadaşları... Böylesi fırsat veren ve yavrusunun içindeki kelimelerin boşalmasına yardımcı olan anne-babanın çocuğu uykuya daha rahat geçer. Etkin bir dinleme ile çocuğunun kelimelerinin boşalmasına destek vermemiş bir ebeveynin çocuğu uykuya karşı direnç gösterir.

UYKUDAN KORKARLAR

Yeni doğanlar uykudan korkar. Uyku bebeklerin daha önce tecrübesinin olmadığı bir ruhsal değişikliktir. Bebekler iç dünyalarında oluşan bu ”˜uyku' haline yabancıdırlar. Uyku hali onları kaygılandırır. Kendilerini bırakmak istemez, ayakta kalmak için çaba sarf ederler. Çocuğun yabancılık hissettiği bu duygular annenin çocuğun yanına uzanması ve ona güven vermesi ile kolaylıkla aşılabilir. Yeni doğanlar, uyuma esnasında anneleriyle teselli buluyorsa korkudan kurtulurlar.

HABERLERİ İZLİYORSA GECE KORKUSU YAŞAR

Günümüz çocuklarının birçoğunun çok yoğun bir şekilde gece korkuları yaşadıkları bir gerçektir. Gün içinde seyrettikleri filmlerdeki şiddet, haber programlarında duydukları felaketler, ölümler, dünyanın yaşanmaz bir yer olduğu iması ile yapılan programlar... Hiçbir çocuk yok ki, bir ölüm sahnesini televizyonda izlesin de, gece korkusuzca yatağa girebilsin. Bu ancak duyarsızlaşmaya başlayan bir çocuk davranışıdır. Böylesi bir ruha sahip çocuk belki doğrudan korkularından bahsetmese de, içindeki âlem onun yalnız yatmasına engel olabilir.

4 YAŞINDAN KÜÇÜKLER TV İZLEMEMELİ

Çocuk gün içinde ne yaşıyorsa gece rüyasındadır. Sakin, huzurlu bir gün geçiren çocuğun dinlenmesi de o denli sakin olacaktır. Televizyon seyreden bir çocuk, yoğun dürtü alıyor de-mektir. Televizyon hem ses, hem ışık, hem de yaydığı radyasyon ile çocuğa bitmek bilmez bir dürtü verir. Çocuk böylesi bir dürtüselliği bırakıp uykuya daldığında, gündüz aldığı tüm dür-tülerin tesirini yaşayacaktır. Anti parantez; televizyonda seyrettiği programların içeriğinin çocuğa uygun olmaması ayrı bir sorun! Uygun olan programlar bile yukarıda saydığımız sebeplerden dolayı gece terörüne sebep olabilir. Bu itibarla, 4 yaşından küçük çocukların televizyon izlemeleri doğru değildir. 4-6 yaş aralığındaki çocuklar ise 15'er dakikayı geçmemek koşulu ile günlük iki çocuk programı izleyebilirler.

Bunun yanı sıra, anne yatağından erken ayrılan, yine 2 yıl boyunca emme refleksinin devam ettiği süreçte anneden ayrılan çocukların da 6-7 yaşından sonra yalnız yatmaya karşı direnç gösterdikleri de bir gerçektir.

GECE TERÖRÜ YAŞAYAN ÇOCUKLARA TOKAT ATILMAZ

Gece terörü yaşayan çocuk zorla uyandırılmaz. Tokat atılıp kendisine getirilmez. Gece terörü yaşayan çocuklarda böylesi davranışlar çocuğun ruh sağlığını tehlikeye atabilir. Ani uyanmak, korkuya bağlı travma oluşturabilir.

Gece terörü yaşayan çocuğun kendisinin uyanmasını beklemek gerekir. Uyandıktan sonra ona sarılmak, teselli etmek, onun korkudan arınması ve uykuya daha rahat dalabilmesi için yanında bulunmak gerekir.

Ve en önemli kalıcı çözüm ise; anne-çocuk bağlanmasının gerçekleştirilmesidir.

AĞRISI, SIZISI VAR MI?

Her türlü ihtiyacı giderildiği halde, yatağa yatırıldığında ağlayan çocuğun ihtiyacı tamamen bitmiş demek değildir. Çocuğun gün içinde hareketliliğinden kaynaklanan eklem ağrıları, kas ağrıları, boyun ve kol ağrıları onun kaliteli uykusuna tesir eder. Sızılar uykuya dalmayı zorlaştırır. Bunun yanı sıra küçük çocuklarda, kemik ve eklem yerlerinde uzama varsa, ki eklem yerlerindeki uzamalar, midedeki gazlar, diş çıkartmalar, açlık gibi fizyolojik etkenler de uykuya geçişi zorlaştırır.”

Dr. Adem Güneş'in son kitabı daha bir çok konuda çocuk davranışlarını anlama konusunda anne babalara iyi bir rehber sunuyor.