Terör olaylarının olabildiğince etkilediği 40'tan fazla çocuğum var sınıfımda. Gözlerine bakınca anlayabiliyorum zira neler yaşadıklarını. Zaten çocukları fazla seven biri olarak, o çocukları biraz daha fazla seviyorum elimde olmadan. [B]İncinirler, kırılırlar, üzülürler diye büyük bir hassasiyet göstermeye çalışıyorum.[/B] Sanırım ilk dönemin sonuna doğruydu. Okul Müdürümüz Selim Şahin bir konu için sınıfıma geldi. Ayakta sohbet etmeye başladık. Bu arada sohbetimiz uzadıkça çocuklar önce yavaştan mırıldanmaya başladılar. Biraz sonra önce mırıldanmalar artı, ardından büyük bir gürültü kapladı sınıfı. Artık Müdür Beyle konuştuklarımızı anlayamaz hale gelince dayanamadım ve elimle masaya hızlıca birkaç kere vurdum ve bağırdım: [B]“Çocuklar, yeter artık. Çok şımardınız ama siz”¦”[/B] Tüm sınıf bir anda sustu. Bağırmama alışkın olmayan çocuklarım çıt çıkarmadan bana bakmaya başladılar. Bu arada Çağdaş isimli öğrencim parmak kaldırdı. Başımla kalkmasını işaret ettim. Çağdaş ayağa kalktı. Ellerini iki yana kaldırarak: [B]“Ama öğretmenim”[/B] dedi. [B]“Bizi siz şımartıyorsunuz”[/B] Şok olmuştum. Ne cevap vereceğimi bilemedim. Yanına vardım Çağdaş'ın. Başını okşadım, sarıldım. [B]“Şımar aslanım”[/B] dedim. [B]“Şımar”¦”[/B] ”¦. Aradan yıllar geçti. Ben defalarca birinci sınıfı okuttum. Ne zaman birinci sınıfı okutsam aklıma Çağdaş gelir. Çocuklarımı şımartmakla iyi mi yapmıştım kötü mü bilmiyorum. Çağdaş bana [B]“Ama öğretmenim, bizi siz şımartıyorsunuz” [/B]derken gizli bir eleştiride mi bulunuyordu yoksa şımartılmış olmanın verdiği özgüveni mi yansıtıyordu onu da bilmiyorum. Gerçek şu ki”¦ Şimdiki çocuklarımı da sanırım çok şımarttım. Bunu anlayabiliyorum. İyi mi yapıyorum, kötü mü yapıyorum yine bilmiyorum. Bu arada şunu çok iyi anladım. Çocuk her yerde çocuk. Cizre'de de, Kahramanmaraş'ta da”¦ Sevgiyle kalın”¦