Berlin’de üçüncü sınıfa giden öğrencilerin yarısı, okuma ve yazmada uzmanları alarma geçirecek derecede kötü durumda. ‘Vera3’ adlı araştırmaya göre bu öğrenciler, Eğitim Bakanları Konferansı’nın koyduğu asgari standartları bile yerine getiremiyor. Göze en çok çarpan problemleri ise duydukları gibi yazmaları. Bunun bir sonucu olarak bu öğrenciler, ‘Stuhl’ (sandalye) yerine ‘schtul’, ‘Fahrrad’ (bisiklet) yerine ‘varat’ yazabiliyorlar.

Araştırmaya geçen yıl 23 bin kadar öğrenci katılmış. Berlin-Brandenburg Okul Kalitesi Enstitüsü’nün (ISQ) değerlendirdiği bilgilere göre Alman ailelerden gelen öğrencilerde bile sorun oldukça büyük. Bu gruptaki öğrencilerin yüzde 45’i okuma ve yazmada en kötü denebilecek seviyede. Alman olmayan ailelerden gelen çocuklarda ise bu oran yüzde 64. ‘Vera3’ esasında Almanya’nın tamamında gerçekleştiriliyor. Fakat Berlin ve Brandenburg dışındaki hiçbir eyalet elde ettiği sonucu kamuoyuyla paylaşmıyor.

Brandenburg’da ise göçmen veya göçmen olmayan ailelerden gelen öğrenciler şeklinde bir ayrım yapılmamış ve sonuç olarak üçüncü sınıf öğrencilerinin yüzde 42’si asgari standartları yakalayamamış. Öğrenciler okumada yazmaya göre biraz daha başarılı. Berlin’de üçüncü sınıf öğrencilerinin yüzde 26’sı okuma konusunda en alt sırada yer alıyor. Anadili farklı olan öğrencilerde ise bu oran yüzde 45’e çıkıyor.

Araştırma okulların faydalanması için gerçekleştiriliyor. Okulların araştırmadan yola çıkarak dördüncü sınıfın sonunda mezun edecekleri öğrencileri için ne yapmaları gerektiğini planlamaları gerekiyor. İsmini vermek istemeyen bir eğitim müdürüne göre sorun öğretmenlerin başvurduğu metottan kaynaklanıyor. Bunu aşmak için de öğretmenlere meslek içi eğitim verilmesi gerekiyor.

ÖĞRETMENLER ALMANCAYI İKİNCİ DİL OLARAK ÖĞRETMEYİ BİLMİYOR

Bir diğer problem ise üçüncü sınıfa giden öğrencilerin yüzde 35’ini oluşturan göçmen ailelere mensup çocuklar. Bu çocukların yıllarca anaokuluna gitmelerine rağmen Alman akranlarının seviyesine gelememesi eğitim çevrelerini huzursuz ediyor. Ancak bu çocukların önemli bir bölümü eğitim seviyesi düşük ailelerden geldikleri için bu oranı yukarı çekmek o kadar da kolay değil. Berlin’de uzun yıllar Yabancılardan Sorumlu Senatör olarak görev yapan Barbara John ise sorunu öğretmenlerde görüyor.

John’a göre birçok öğretmen Almancanın ikinci dil olarak nasıl verileceğini bilmiyor. John, Berlin’de bununla ilgili üniversitede donanımlı bir kürsü başkanlığının olmamasından yakınıyor ve Bielefeld gibi daha az nüfusu olan bir şehrin kürsü başkanlığının olduğunu hatırlatıyor. Berlin, bu sahada uzman olan kadrosunu da başka üniversitelere kaptırmış. Bu durumda başkentin en az 5 bin mülteci öğrenciye okuma yazmayı en iyi şekilde nasıl öğreteceği merak konusu.