Son zamanlarda ismi YİBO (Yatılı İlköğretim Bölge Okulu) olarak değişen bu okullara genellikle okulsuz köylerdeki ve mezralardaki çocuklar giderdi. Ahali ve biz oraya kısaca ”˜Yatılı' derdik. Anne-babadan uzak olarak; çocukluğumuzun son kısmını geçirdiğimiz, delikanlılığa ilk adımımızı attığımız ”˜Yatılı', bizler için hem ev, hem de okuldu. Gündüz ders yaptığımız sınıflarda, akşamları da, birer saatlik iki etüt yapardık. Etütlerin derslerden farkı, başımızda öğretmen bulunmamasıydı. Kendi kendimize ders çalışır, varsa ödevlerimizi yapardık. Sadece nöbetçi öğretmen, elinde sopasıyla, arada bir sınıfın kapısını aralar, ”˜Var mı gürültü yapan?' diye sorar, bizden çıt çıkmayınca da, başka bir sınıfa girip aynı soruyu sormak üzere giderdi. İlimizde hayata geçirilen ”˜Gönüllü Öğretmenler Yurtta, Öğrenciler Etütte' projesinin uygulamasını, geçen hafta, yerinde görme fırsatım olunca, geçmiş okul hayatımdan bir kesiti ”“unutulmayacak bir kesiti- bu şekilde hatırladım. İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce hazırlanan ve valiliğin de önemseyerek desteklediği bu projeyle neler mi yapılıyor? Bu projeyle, gönüllü öğretmenler, ilimizdeki YİBO ve lise pansiyonlarında kalan öğrencilere, akşamları gidip etütlerde ders veriyor. Evet, mesaiden sonra, paydos eden herkes gibi, öğretmenlerin de yapabileceği bir sürü özel işi var. Fakat bu gönüllü öğretmenler, akşamları, buralarda yatılı olarak kalan ve çoğunluğu köy ve kasabalardan gelmiş, saf ve temiz çocuklara, hiçbir maddi karşılık beklemeden, ücretsiz, ders vermektedirler. Gönüllü bayan öğretmenler de kız pansiyonlarında, çocuklara, aynı şekilde, bütün derslerinde yardımcı oluyorlar. Bu fedakâr ve gönüllü öğretmenlerin bu davranışları ayakta alkışlanmaz da ne yapılır? Çoğunluğunu, Sebat Eğitimci ve Yazarlar Derneği (SEYDER) üyelerinin oluşturduğu gönüllü öğretmenlerle birlikte, projenin titizlikle uygulanması için çaba sarf eden İl Milli Eğitim Müdürü sayın Mesut Alkan'ı, projenin koordinatörleri Milli Eğitim Şube Müdürü sayın Ahmet Akküncü'yü ve Altan Ökkeş Narlı'yı da can-ı gönülden kutlamak lazım.