Dil insanlar arasında iletişimi sağlayan canlı bir varlıktır. Sihirli bir varlıktır, olmayacak işleri olur kılan, sihirli bir değnektir. Üslup ise onu tamamlayan elbise gibidir sözün neresinden başlanması, nasıl bitirilmesi ustalık isteyen unsurlardır. Çoğu insan dilini kullanamamanın azabını yıllarca çekmiştir. Sözün de dişisi erkeği vardır, adından da anlaşılacağı üzere yumuşak olanı dişisidir, riski yok denecek kadar azdır ama erkek söz biraz serttir herkes bunu kaldıramayabilir, doğru anlamayabilir, risklidir. Her insan her iki sözü de yer yer kullanır, genel olarak hangisini kullanıyorsa kişiliği de o yönde gelişir. Anadolu'da kapıları açan parçaya ”˜dil' denilmesinin de sebebi budur. Güzel bir üslupla istenilen bir şeyin olmaması için anormal bir durum gerekir. Sözün yumuşağıyla başlanılan sözlerde genelde sonuca varılır ama tersten gelen sözler olayı aksine çevirir, olması mümkün bir şeyi olmaz yapar. İnsanlarda liderlik duygusunu harekete geçiren de dildir.Toplumda ön plana çıkan insanların dilleri genellikle düzgündür ve hitabetleri insanlarda tesir yapar. Bu hususta kelime hazinesinin rolüne parmak basmak gerekir. Kelime hazinesi geniş olan insan rahat davranır, kendini etrafını germeden, ifadeye hakim olduğundan kimseler adamın ağzından çıkmakta zorlanan kelimelerle boğuşmaz. Diğer bir husus da dili kılıç gibi istenilen şeyin üstüne direk vurmamak gerekir.Yanına yönüne vurup, karşıdakinin meseleyi dillendirip kendi bulmuş söylemiş gibi sahip çıkması daha tesirli bir üsluptur. Dili hamura katılan suya da benzetebiliriz, fazla katıldığında ortam cıvır, az katıldığında ortam gergin sert olur. Kendi görüşlerini ifade etmeyen insana toplum, içten konuşup içten pazarlık yapıyor, susuyorsa bir hinliği vardır gibi düsturla yaklaşır. Kendini düzgünce ifade eden, konuşmaktan kaçmayan insanlar daha fazla takdir edilir.En azından rengi belli denir ve üzerinde sürekli beyin yorulmaz. Tatlı dilin yılanı deliğinden çıkardığı söylenir. Hala anlamış değilim yılanı niye deliğinden çıkarırlar, yılanla niye uğraşırlar”¦İşin esprisi bir yana bırakıldığında dilin eşyaya tesiri apaçıktır.Yılan gibi olumsuz görülen bir kişide, olayda dahi tesiri tartışılmaz.İşleri yokuşa sürmektense dilin yumuşaklığını kullanıp taş gibi sert maddeleri delip geçen gücünü kullanmak akıllıca olsa gerek.Bir örnekle somutlamak gerekirse: Bir çocuk babasından bilgisayar almasını istemektedir, asıl amaç oyun ve eğlencedir. Sizlerin de tahmin edeceği üzere çocuğa verilecek cevap bellidir “HAYIR” ama bu cevap ne kadar da soğuk içi boş cevaptır, bunu yüzde seksenimiz bilir, eninde sonunda o bilgisayar o eve girecektir. Çocuk dilin yumuşak karnını kullanarak: Sevgili baba, biliyorum ki evladını çok seversin ve onun başarılı olup etrafından geri kalmasına müsaade etmezsin.Tüm öğretmenler ödev vermekte,sizlerin dahi bilgisinin yetmediği zamanlarda kaynak olarak internete ihtiyaç duymaktayız, dışarıdaki internet kafelerin ne kadar tehlikelerle dolu olduğunu sizden defalarca dinledim, her seferinde komşulara gitmek hoş olmuyor biliyorsun, hem sen de haberlere daha ayrıntılı bakarsın, internet bağlantılı bilgisayar alacak kadar zengin miyiz baba? Sorusuna gel de “EVET” deme”¦