Aktif Eğitimciler Sendikası Malatya İl Temsilcisi Fatih Yanardağ, bin 869 eğitim çalışanı ile yapılan bir ankete göre öğretmenlerin yüzde 96’sının okullarda çocuk bakım odası yapılması yönünde görüş belirttiğini bildirdi.
Fatih Yanardağ, yaptığı açıklamada, çocuk bakım konusunun aile problemlere neden olacak kadar ciddi bir sorun olduğunu belirtti. Hayatın ilk yılının bebeğin anneye her yönüyle bağımlı olduğu bir dönem olduğuna dikkat çeken Yanardağ, “Eğitim çalışanlarından maksimum düzeyde yararlanmak ve çocuklarından ayrı kalmadan çalışmalarını sürdürebilmeleri için çocuk bakımı ile ilgili sorunlarına çözüm bulunması gerekmektedir. Bin 869 eğitim çalışanı ile yapılan bir ankette ‘Eğitim kurumlarına çocuk bakım odası yapılmalı mıdır?’ sorusuna, ankete katılanların yüzde 96’sını oluşturan bin 788 kişi evet, yüzde 4’üne tekabül eden 81 kişi hayır cevabı vermiştir. Bu anket sonucu da gösteriyor ki, çocuk bakım odası eğitim çalışanları için önemli bir ihtiyaçtır.” dedi.

Çocuk bakım odası kurulmasına ilişkin yasal metinleri de anımsatan Yanardağ, “Çocuk bakımıyla ilgili hem uluslararası hem de ulusal kanunlarda dayanak oluşturacak maddeler vardır. ‘Devlet, ailenin huzur ve refahı ile özellikle ananın ve çocukların korunması ve aile planlamasının öğretimi ile uygulanmasını sağlamak için gerekli tedbirleri alır, teşkilâtı kurar. Her çocuk, korunma ve bakımdan yararlanma, yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, ana ve babasıyla kişisel ve doğrudan ilişki kurma ve sürdürme hakkına sahiptir. Devlet, her türlü istismara ve şiddete karşı çocukları koruyucu tedbirleri alır’ hükümleri gereği çocukların fiziksel, ruhsal gelişimi açısından annesinin bakım gözetim altında olması uluslararası ve ulusal yasalarla emredilmiş olup idarenin bu bağlayıcı yasalar gereğince sorunlara çözüm üretmesi gerekmektedir” diye konuştu.

Çocuk odalarının okullarda bir dersliğin çalışan anneler için ayrılması ile uygulamaya dönüşebileceğini vurgulayan Yanardağ, “Birçok derslikten oluşan bir eğitim kurumunun bir dersliğinin bu uygulama için ayrılması, amacına uygun tefriş edilerek donatılması ve yeteri kadar personelin görevlendirilmesi mali açısından da çözülebilir bir işlemdir. Ayrıca bu hizmetten yararlanacaklardan -anaokullarında toplanan katkı parası gibi- personeli mali olarak incitmeyen belli bir oranda katkı payı alarak maliyetler düşürülebilir. Okulda çalışan personel sayısı veya okul öncesi çağ yaş grubu çocuklu personel sayısı gibi mevcut durum dikkate alınarak her okula veya yeterli sayının olmadığı okullarda bölge okulu ya da birbirine yakın okullarda bebek ve çocuk bakım odası açılabilir. Buraya atanacak okul öncesi öğretmenler tarafından çocuklar daha güvenli bir ortamda ve ehil kişilerin elinde yetişebilir. Buralarda bakıcı ya da eğitmen olarak çalışacak kişiler, halk eğitim merkezleri tarafından görevlendirilerek uygulamada birlik sağlanabilir. Özellikle bakanlık tarafından son yıllarda halk eğitim merkezlerinin daha aktif hale getirilmesi çalışmaları da göz önünde bulundurulduğunda tam da amaca hizmet edilmiş olacaktır. Halk eğitim merkezleri bu sınıfları bir kurs ortamı veya uygulama ortamı gibi kabul ederek çocuk eğitimi kursları kapsamında da değerlendirebilir. Okullardaki çocuk bakım odalarının oluşturulması sonrasında; çocuk ile anne arasındaki bağ kopmamış olacaktır. Eğitim çalışanı annelerin, mesleki motivasyonları yükselecektir. Öğretmenlik mesleği toplum tarafından prestij kazanacak olup Milli Eğitim Bakanlığının saygınlığı ve tercih edilirliği de artacaktır.”