Sizde sorunun cevabını biliyorsanız, yorum kısmına yazın hemen yayınlayalım.

Cevap: ZİLE

Jül Sezar 21 asır evvel Zile yakınlarında yaşanan savaşta, Farnakes komutasındaki Pontus kuvvetlerini hezimete uğratmış ve böylelikle Roma, Anadolu’nun tek hâkimi olmuştu. Sezar’ın meşhur veni vidi vici, yâni “geldim, gördüm, yendim” dediği yer de burası. 

Sezar buraya neden, nereden, nasıl geldi? Zile’de neler yaşandı? Bugün elimizde sadece Romalı tarihçi Hirtius’un yazdığı tahmin edilen satırlar var. O da diyor ki: “Ben Sezar’ın İskenderiye, Afrika ve Anadolu seferlerine katılmadım, bu hikâyeleri kendisinden dinledim.” Dolayısıyla ilk elden tek tanık coğrafya... 

Önce Galya’yı sonra Britanya’yı fetheden, iç savaşta büyük rakibi Pompeius’u dize getiren, Mısır donanmasını yakan ve bu arada İskenderiye kütüphanesindeki 400 bin elyazmasının yok olmasına neden olan, neredeyse 10 yılda geride 2 milyona yakın kurban bırakan Sezar, Anadolu’dan gelen kötü haberlerle bu kez soluğu Zela’da alıyor. 

MÖ 67’de Mithridates’in Roma ordusunu yine Zela (Zile) yakınlarında ağır bir yenilgiye uğratmış, 7 binden fazla Roma askerini öldürmüştür. Bu kez Sezar’a meydan okuyan ise Mithridates’in oğludur. Antakya üzerinden Tarsus’a geçen Sezar, kendi askerleri ve Anadolu’dan topladığı lejyon ve süvarilerler, biraz 20 yıl öncesinin intikamı biraz da başını ağrıtan “Pontus dosyasını” kapatmak istemektedir. 

NTV Tarih’in arazide yaptığı araştırmalar, Sezar’ın Kadışehri-Sebastopolis (Sulusaray) istikametinden Develi dağlarını aşarak Güzelbeyli’ye (Sillis), bugün demiryolunun bulunduğu vadiye ulaştıktan sonra, Zile’ye güneyden yaklaşmış olabileceğini gösteriyor. 

“Zela, Pontus’ta, ovadaki konumu düşünüldüğünde korunaklı bir şehirdir. Duvarları, sanki insan yapısı gibi görünen doğal bir tepenin üzerinde, her yöne muazzam yükselir. Bu şehrin çevresinde vadilerle kesilen bir çok tepe vardır. Bunların en hakimi, neredeyse şehre yüksek patikalarla bağlanan, Mithridates’in, Triarius’un şanssızlığıyla ordumuzu yendiği yer olarak bilinir ki, 3 milden uzak değildir. Eski istihkâmları tamir ettikten sonra, Farnakes tüm kuvvetleriyle kampını oraya, babasının vaktiyle başarılı olduğu yere kurdu.” 

31 Temmuz MÖ 47’de Roma ordusu şehrin güneyindeki kampında günü batırırken, Jül Sezar gördüğü manzarayı böyle not eder. Gün doğarken iki ordu arasında yalnızca derin bir vadi vardır. Tarih 2 Ağustos MÖ 47’dir. 

Farnakes önemli bir taktik hata yapmış, diğer ucunda Romalıların beklediği vadinin inişinin çok derin olduğunu hesaba katmamıştı. Pontus askerleri bu inişten sonra saldırı için yukarı doğru hareketlenmek zorundaydı ve ilk inişte vadi tabanında sıkıştılar. Lejyonerler tam o anda saldırdı...