Yeni bir (eğitim) öğretim yılına giriyoruz, sevinelim mi üzülelim mi bilemiyoruz; zira Kahramanmaraş olarak bir başarısız yılı daha geride bıraktık.. Başarısız bir yılı atladık, yeni bir yıla giriyoruz. Bu yıl başarıyı yakalarız diyemiyoruz. “bu başarısızlık bizim kaderimiz mi?” diye kendimizi sorguladığımızda hiç istemesek de ağzımızdan çıkan cevap dehşet verici: “evet, bu Kahramanmaraş'ın kaderi”¦” Çünkü bir söz;” Perşembenin gelişi çarşambadan belli olur.” diyor. Çarşamba nasıl geçmişti? 1- Fiziki imkânsızlıklardan dolayı normal eğitime geçen okulumuz yoktu. Bu yüzden sınıf mevcutlarımız kalabalıktı. 2- Kötü yönetiliyorduk: a-Yöneticilerimiz eleştirinin her türüne kapalıydılar. b-Soruşturmalar yerli yersiz yapılıyor, eğitim çalışanı öz güvenini kaybediyordu. c-Siyasilerin eli eğitimin içinden çıkmıyordu. d-İstişare yoktu. e-Ödül dağıtımında keyfîlikler yaşandı. f-Milli eğitimimizin projeleri yoktu”¦ 3-Valilik, Belediye, İl Özel İdaresi, Siyasilerimiz, Hayırseverlerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız ve Milli Eğitim Müdürlüğü arasında iş birliği sağlanamamıştı. Perşembe geldi. Ne değişti? Değişen bir şeyler var da biz mi göremiyoruz? Hiçbir şey değişmeyecekti, değişmedi ve değişmeyecek de”¦ Bu müneccimlik değil, dün çarşambaydı; yani perşembeden önceki gündü. ÇÖZÜM: 1-Yetkililer acilen el ele vermeli ve fizikî problemi çözmeliler. 2-Yöneticilerimiz eleştiriye, istişareye açık olmalılar. 3-Siyasilerimiz eğitimden ellerini çekmeliler, eğitimcilerin kendilerine yönelttikleri talepler doğrultusunda hareket etmeliler. 4-Tayinler, atamalar, soruşturmalar, ödül dağıtımı vs. hakkaniyet gözetilerek yapılmalı. 5-Eğitim çalışanlarına görev ve sorumluluk verilirken yetki de verilmeli. (Yetkisiz görev ve sorumluluğu kimse üstlenemez.) Saygılarımla”¦ 05.09.2008 Mustafa GÖKHAN