KSÜ Senem Ayşe Konferans Salonunda gerçekleştirilen programda açılış konuşmasını yapan KSÜ Rektörü Prof. Dr. Durmuş Deveci, “Rektörlük görevim nedeniyle tebrik etmek isteyenlerin çiçek göndermek yerine bağış yapmalarını istirham ederek ihtiyaç sahibi ve başarılı öğrencilere burs imkanı tanıyacağız.” şeklinde konuşarak öğrenci odaklı bir üniversite olacaklarını vurguladı.

Rektör Prof. Dr. Deveci, “Gazi Üniversitesinde ulusal ve uluslar arası konferanslar düzenleyen hocamız, alanında uzman olduğu “Nükleer Enerji, Yenilenebilir Enerji, Çevreye Etkileri” hakkında geniş bilgiler verecek.  Bu konferansta nükleer enerji nedir, faydaları ve zararları nelerdir, nükleer enerji ile gelişmişlik arasında ilişki olup olmadığını, ülkemizde nükleer enerjiye neden karşı çıkılıyor gibi soruların cevabını bulmuş olacağız. Öğrencilerimizin bu konferanstan istifade etmesini diliyorum ve katılımlarınızdan dolayı teşekkür ediyorum.” dedi. 
KSÜ'lü akademisyen ve öğrencilerle buluşan  Prof. Dr. Hacı Mehmet Şahin, konuşmasına “Rektör hocamızın samimi konuşmasından dolayı çok mutlu oldum. İlk konuşmasında öğrencilerle bu kadar bütünleşen ve öğrenci odaklı bir üniversite olduğunu da gösterdi. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesinde bana böyle bir konferans imkanı verdiği kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum.” diyerek başladı. 

Nükleer ve Yenilenebilir Enerji konusunda 20 yıllık bir çalışmasının olduğunu belirten Şahin, “Bugün sizlere yapacağım sunumda çevreyi iyi anlayabilmemiz için enerji ve enerji türleri, neden nükleer enerji, nükleer santrallerin dünyadaki dağılımları, radyasyon ve çevre, kömür santrallerine bir bakış yapmamız gerekiyor.” diye konuştu.

G20 ülkeleri arasında bulunan Türkiye'nin büyüme oranının 2013 yılı sonu itibariyle 4.2 olduğunu belirterek büyüme oranında 2002-2007 yılları arasında hızlı bir artış sağlandığını ifade ederek şöyle konuştu: “2023 vizyonu için her yıl yüzde 10 büyüme gerçekleştirmiş olmamız lazım. Bunun yanında ihracatımızın 500 milyar dolar olması için ileri teknoloji ürünlerinin ihracattaki oranı en az yüzde 25 olması lazım. Türkiye'nin ileri teknoloji ürünlerinin ihracattaki payı ise yüzde 3. İleri teknolojiyi yakalamak için üniversitelerde yapılan bin akademik yayına kaç buluş yapıldığı çok önemli. Japonya, Kore gibi ülkelerde bin akademik yayına 3555 patent üretilirken ülkemizde ancak 95 buluş üretiliyor. İleri teknolojiye, inovasyona, buluşa ihtiyacımız var. Teknolojik sıçrama ve rekabet için enerji en önemli girdi olarak karşımıza çıkmaktadır. Enerjiyi sürdürülebilir kaynaklardan sağlayarak, enerjin güvenilir, ucuz ve sürekli olması gerekiyor.  Biz enerjili tükenebilen ve tükenemeyen enerji olarak sınıflandırıyoruz. Tükenebilen enerjiler; petrol, toryum, kömür, doğalgaz, uranyum. Tükenmeyen, yenilenebilir kaynaklar ise; hidrolik enerji, rüzgar, güneş ve diğer enerjiler geliyor. Yenilenebilir enerjinin 3 kaynağı var. Bunlar güneş, magma ve gel-git olayıdır. Dünyada tüm enerjilerin yüzde 88 i fosil yakıtlardan karşılanıyor. Bu kaynaklar sınırlı olduğu için bunların kullanımını azaltmamız, diğer kaynaklara yönelmemiz gerekiyor. Dünyadaki tüm enerji kaynaklarındaki nükleerin payı yüzde 7, geriye kalan yüzde 5 lik de yenilenebilir enerji olduğu görülüyor.” 

Dünyada gelişmişlik ile enerji tüketiminin paralellik arz ettiğini Şahin, gelişmiş ülkelerin kişi başına elektrik tüketiminin daha fazla olduğunu, gelişmemiş ülkelerin ise daha az tükettiğini vurgulayarak gelişmekte olan ülkeler dünya nüfusunun yüzde 88 ini oluştururken tükettikleri enerjinin ancak yüzde 25 olduğunu belirtti. 

Dünyada ve Türkiye'deki enerji tüketiminin kıyaslamasını yapan Şahin, “Dünyada 12 milyar ton eş değer petrol enerji tüketiliyor, Türkiye bunun yüzde 1 ini tüketiyor. Türkiye'de ise elektrik enerjisinin yarısını doğalgazdan üretiyor ve çok pahalıya mal ediyoruz. Doğalgaz ısınma amaçlı kullanılmalı, enerji olarak kullandığımızda yüzde 65 ini bacadan atmış oluyoruz. Bu sebeple de elektriği pahalıya kullanıyoruz.” şeklinde konuştu.

Nükleer enerji dendiğinde insanların hafızasında bomba olarak algılandığını belirten Şahin konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Nükleerin asıl yeri enerji ve elektrik üretimidir. Nükleer enerji, atomlardan meydana geldiği için çok yoğun bir enerjidir. Çok az yakıtla çalıştıkları için yakıt rezervine gerek kalmıyor. Yenilenebilir enerji için ileri teknoloji ve bilgi birikimi gerekir. Nükleer enerji özellikle sağlık alanında; tanı ve tedavide, tomografi, röntgen gibi cihazlarda yoğun olarak kullanılıyor. Nükleer, tarımda, gıdada, kaynak kontrolü gibi bir çok alanda kullanılabiliyor. Nükleerin genelde bu tür uygulamaları varken ancak yüzde 15-20 si enerji uygulaması olarak kullanılıyor. 

İlk nükleer santral 1947 yılında ABD'de yapılarak daha sonra dünyaya yayıldı. Birleşmiş Milletler (BM) kontrolünde 1950 li yıllarda Atom Enerjisi Kurumu kurularak silah yapmayı kontrol altına alma konusunda doğru bir karar aldılar. 70 yıl önce bilinmeyen bir teknoloji bugün önemli bir teknoloji haline geldi. Türkiye'de de o yıllardan itibaren Atom Enerjisi Komisyonu kuruldu. Türkiye'de ilk nükleer enerji santrali Akkuyu'da kurulacak olup 2020 yıllarda üretime geçmiş olacak. İkinci santral ise Sinop'ta kurulacak. 

Nükleer santrallerin tek farkı atom reaksiyon olduğu için sürekli kontrollü olması gerekiyor. Çünkü nötronlarla reaksiyona giren uranyum parçalanırken yeni nötronlar üretiyor ve radyasyon ortaya çıkıyor. Radyasyon ısıya dönüşüyor, bu radyasyonun tutulması gerekiyor. Yani ısı kontrol altında üretiliyor.  Dünyada gelişmiş bölgelerde nükleer enerji yoğun bir şekilde üretiliyor. İnşaat halinde, proje halinde planlanan şuan dünyada 314 adet nükleer enerji santrali var. Türkiye'de 8 tane yapılacak. Dünyada toplam 436 santral var. Türkiye Ekim ayı itibariyle 136 milyar kilowatt saat elektrik üretiyor. Bazı ülkeler Türkiye'nin 3,5 katı kadar elektriği sadece nükleerden üretiyor.”

Şahin, insanların nükleer santralden korkmaması gerektiğini belirterek; her gün televizyon seyreden bir kişinin maruz kaldığı radyasyon ile nükleer santral yakınındaki bir kişinin aynı oranda radyasyona maruz kaldığını ifade etti. Dünyada gemi yakıtı, uzaya gönderilen araçların yakıtı gibi birçok alanda kullanılan nükleer enerjinin, Türkiye'de de üretilmeye başlanmasıyla daha ucuza kullanılabileceğini söyledi.

Soru cevap bölümüyle devam eden programın ardından Rektör Prof. Dr. Durmuş Deveci tarafından konuşmacı Şahin'e plaket verilerek oyma sandık hediye edildi.