Saltalı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, KSÜ Ziraat Fakültesi'nde önümüzdeki dönemde öğrenci almaya başlayacak olan Tarımsal Biyoteknoloji bölümün 5 öğretim üyesi ile çalışmalara başlayacağını kaydetti. Saltalı, yeni açılan bölümün biyo çeşitlilik ve gen kaynakları bakımından zengin olan Kahramanmaraş'ın bu gen kaynaklarının araştırılıp ortaya çıkartılması, gen kaynaklarından faydalanarak yeni ürünler elde edilmesi açısından önemli olduğuna işaret etti. Dünyada artan nüfusla birlikte gıda ihtiyacının da artmaya başladığına dikkati çeken Saltalı şöyle dedi: ''Artık dünyada tarıma açılacak alanlar sınırlı hale geldiği için arazi açarak üretimi artırma şansımız yok. Bu yüzden de birim alandan daha fazla ürün elde edebilecek yolları araştırmamız gerekiyor. İşte bu yeni bölümümüz aynı tür bitkinin biyo özelliklerini bitkide birleştirerek gerek melezlemeyle, gerek klasik ıslah metotlarıyla aynı zamanda teknolojiyi kullanarak yapabilecek hale gelecektir. Kahramanmaraş tarımsal potansiyel açısından Türkiye'de 13. sıradadır. Kentin ekolojisini incelediğimiz zaman bitki yetiştirilebilme imkanı, iklimi, toprak ve su gibi ekolojik faktörler açısından çok avantaja sahiptir. Dolayısıyla yapılacak çalışmalarla bu avantaj kolay bir şekilde değerlendirilecektir.'' -Türkiye tohum ihtiyacı- Geçmişte ABD ve İsrail'in ürettiği tohumların altınla karşılaştırıldığını hatırlatan Saltalı, Türkiye'de 1995 yılından itibaren TÜBİTAK ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın ortak çalışmalarıyla yerli sebze tohumu ve hiprid çeşitleri üretebilir duruma geldiğini hatırlattı. Üreten toplumun başı dik toplum olduğunu dile getiren Saltalı, sözlerini şöyle tamamladı: ''Artık Türkiye'de piyasaya sürülen yerli tohum, toplam ihtiyacın yüzde 50'sine karşılayabilecek duruma geldi. 2013 yılı hedefi ise yüzde 50-60 civarında bu ihtiyacı karşılayabilmektir. Artık ülkemizde hem iklimi hem coğrafyası ve ekolojisi uygun o yüzden ülkemizin tarımsal üretiminin ihmal edilmemesi gerektiği ortaya çıkıyor. Çünkü üreten toplumlar başı dik toplumlardır. Eğer siz üretemiyorsanız ürününüzü başka yerden para ile alıyorsanız, kıtlık döneminde ne kadar fazla paranız olsa alamazsınız. Her zaman üreten bir ülke olmamız gerekiyor. Üreten ülke olabilmemiz içinde üretim araçları ne gerektiriyorsa o konuya yatırım yapmamız gerekiyor.''