Baden Württemberg’de pilot projesi devam eden ve yaygılaştırılması gündeme gelen İslam din dersleri ile ilgili hükümetin ‘ortak hareket edilmesi’ vurgusu cemaatler tarafından kabul görüyor. Bu kabule rağmen resmi cemaat statüsü verilmemiş olması bu cemaatlerin din dersi vermesinin önündeki en büyük engel. Müslümanların çoğunluğunu temsil eden büyük teşkilatlar bir an önce resmi cemaat statüsüne kavuşmak istiyor.

Radikal gruplara Almanya’dan gençlerin katılımının önlenmesi ile ilgili tedbirler kapsamında Baden Württemberg Eyaleti’nde gündeme gelen İslam din derslerinin yaygınlaştırılması teklifinin ardından gözler Müslüman sivil toplum kuruluşlarına çevrildi. Dini cemaatlerin İslam din dersi verebilmesi için resmi cemaat statüsünde olmaları gerekiyor. Bu hakkı alabilmek için BW’de DİTİB BW Teşkilatı’nın yanı sıra İslam Kültür Merkezleri (VİKZ), İslam Toplumu Baden-Württemberg’in (İGBW) daha önce müracaatları bulunuyor.

Eyalet Eğitim Bakanlığı’na yapılan müracaatların halen inceleme aşamasında olduğu biliniyor. Konuyla ile olarak gazetemize açıklamada bulunan teşkilat temsilcileri öncelikle İslam din derslerinin yaygınlaştırılmasının isabetli olduğu noktasında hem fikir olunduğunu dile getirdi. Cemaat statüsü ve ardından İslam din dersi verebilmek için müracaatı bulunan DİTİB BW Başkanı Erdinç Altuntaş, resmi cemaat müracaatının henüz sonuçlanmadığını, bakanlık tarafından bilirkişi raporu hazırlanması gerektiğini dile getirdi.

Yaşanan son olaylardan sonra sürecin hızlanacağını ve ilerleme kaydedileceğini beklediğini ifade eden Altuntaş, “Ahmediye Cemaati’nin resmi cemaat olarak tanınmasından sonra tavrımızı ortaya koyduk. Bir an evvel bize de resmi cemaat statüsünün verilmesi için ilgili mercilere ısrarlarımızı bildireceğiz.” dedi.

İslam Toplumu Baden-Württemberg’in (İGBW) Başkanı Muhittin Soylu ise Paris’teki olayların negatif etkisinin en kısa zamanda atlatılmasını temenni ettiklerini ifade ederek, “Paris olaylarının en büyük zararı Müslümanlara olmuştur. Bu arada Alman hükümetinin, politikacıların ve sivil toplumun Müslümanlarla dayanışma içinde olması, kışkırtmalara ve dışlamalara karşı net tavır koymaları sevindirici ve önemlidir.” dedi.

Din dersleri meselesinin terör olayları ile ilişkilendirilmemesi gerektiğine dikkat çeken Soylu, bu derslerin radikalleşmeye çare olacağı için değil, Müslüman çocukların tabii ve anayasal hakkı olduğu için verilmesi ve daha fazla sürünceme de kalmaması gerektiğini belirtti. Resmi cemaat olarak tanınma müracaatında şimdiye kadar bir gelişme olmadığını da hatırlatan Soylu, hükümetin Müslüman cemaatlerden ortak muhatap konusunda gelecek cevabı beklediğini tahmin ettiğini dile getirdi.

Diğer müracaatı olan cemaatler ile ortak bir müracaat önerisi ile ilgili de fikirlerini paylaşan Soylu şunları söyledi: “Zaten Haziran 2014’ de Eyalet Başbakanı ve bakanlarla yapılan görüşmede Müslüman cemaatlerin ortak bir platform oluşturmaları istenmişti. Zaten bu bizim de her zaman istediğimiz bir şeydi. DITIB ve VIKZ ile bu konuda görüşmelerimiz sürüyor. İnşallah kısa zamanda netice almayı ümit ediyoruz.”

Muhittin Soylu Ahmediye Cemaati’ne resmi cemaat statüsü verilmesini ise “Büyük dini cemaatler henüz muhatap alınmazken, küçük ve Müslümanlar arasında tartışmalı bir cemaate tüzel kişilik verilmesini şu aşamada doğru bulmuyoruz.” ifadeleri ile değerlendirdi.

İslam Kültür Merkezleri'nden (VİKZ) Yavuz Kazanç ise din derslerinin genişletilmesi konusunun resmi olarak tanınma müracaatı ile ilgili bir gündem oluşturmadığını söyledi. Kazanç şunları söyledi: “Fakat sizin de takip ettiğiniz gibi Avrupa’da ve Almanya’da Müslümanlar bir anlamda sorun olarak ön plana çıktı. Bu mesele ile bağlantılı olarak eyalet hükümeti dini bilgisizliğe karşı önlem olarak devlet okullarındaki İslam din dersi pilot projesini her yıl 20 okula yaygınlaştırmaya karar verdi. Bu karara bizi dahil etmediler ve muhatapta alınmadık.”

Din dersi verebilmek için hukuken resmi olarak tanınan bir dini cemaate olunması gerekliliğini hatırlatan Yavuz Kazanç, “Biz LVIKZ olarak kendimizi dini cemaat olarak tanımladığımızdan, yasalardan kaynaklanan bu zorunluluk neticesinde eyalet Eğitim Bakanlığı’na bu görevi üstleneceğimize dair başvuruda bulunduk. Ama henüz bir cevap alamadık” dedi. Bu konuda müracaatta bulunan diğer cemaatler ve teşkilatlara ortak hareket etme konusuna da değinen Kazanç, “Öneri veren bütün cemaatler Sünni ağırlıklı olduğu için eyalet hükümetine, beraber çalışmaya hazır olduğumuzu yaptığımız başvuruda da beyan ettik. Eyaletimizdeki diğer çatı kuruluşları ile düzenli görüşmeler yapıyoruz.” dedi.

Ahmediye Cemaati’ne resmi cemaat statüsü verilmesini de değerlendiren Yavuz Kazanç, “Ahmediyeler bizim anladığımız Ehli-Sünnet akidesinin dışında kaldıkları için tanınsalar da burada yaşayan Müslümanları temsil etmezler düşüncesindeyim.” dedi.

Eyalette Yeşil-Kırmızı koalisyon hükümetinin koalisyon sözleşmesinde 2006-07 eğitim yılından bu yana pilot proje olarak devam eden İslam din derslerinin veliler birlikleri ve kaynaklar nispetinde yılda 20 okulu kapsayacak şekilde genişletilmesi de yer alıyor.

Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre İslam din derslerine 2006 yılından bu yana 2 bin civarında öğrenci katıldı. İslam din derslerinin pilot proje uygulaması 24 Grundschule ve 6 Haupt- Werkrealschule ile bir Realschule’de uygulanıyor. İslam din dersleri pilot projesinin genişletilmesinde daha fazla gymnasium ve realschulenin yer alması da planlar arasında yer alıyor.