Hayatımızda zararlı alışkanlıklarımız vardır bunların en tehlikelisi ve genel itibarıyla toplumumuzun çoğunu tesiri altına alan en zararlısı sigaradır. Geçmişte bu alışkanlığın haram mı mekruh mu tartışması sıkça yapılmış, haram olduğu ispatlanamamıştır. Bazı veli zatların da tütünü kullanması içenlere meşruiyet kazandırmıştır. Ama günümüzde bağımlılık yapıcı maddelerin tütün yapraklarına püskürtülerek ve yıkama usulüyle haramlaştırıldığı, bağımlılık yapıcı etkenlerle müşterilerin aç kalmayı göze alarak o maddeden vazgeçemeyecekleri bir hale getirmişlerdir.Yani haramdır.Haramı bilerek devam ettirmek risklidir. Zararlarını burada sayıp bitirmemiz mümkün değildir. Nikotin bağımlısı arkadaşlarla biraz hasbıhal etmek için tecrübelerle sabit bazı vakıaları paylaşmak istedim. İnsanlığımız gereği başkalarından da sorumluyuz, tecrübelerimizi onlarla paylaşıp birbirimize destek olmalıyız. Sigara içenlerin yakinen bilecekleri, nefes darlığı bizlere ölümü en yakın hissettiren ikazlardan biridir. Merdivenleri inip çıkarken , hızlı yürüdüğümüzde ikinci bir nefesin yakından takip etmesi, öksürük başlayınca, beyne yapılan basıncın ve gözlere yürüyen kanların kırmızılığı önemli ikazlardandır. İnsanın felç olarak yakınlarına eziyet etmeye hiç hakkı yoktur.Ömürlerini sizin altlarınızı temizleyerek, kişisel bakımlarınızı yaparak geçirmek gibi zorunlulukları yok. Bu işlemleri yapanları konuşturduğunuzda anlarsınız durumun ne çekilmez olduğunu. Bu yola bile bile yaklaşmak, benim başıma bunlar gelmez, o dediklerin benden uzak, başkaları için geçerli fısıltıları nefsinizdendir, inanmayın, o zaten sizin kötülüğünüzü ve rezil olmanızı, etrafınızı da rezil etmenizi ister. Hiçbir eş, eşinin kül tablası gibi kokmasını istemez, sesini çıkarmaz idare eder ama yer yer sessizce isyanları oynar. Bizlere gülümseyerek bakan, gelecekte hayalleri olan körpe yavruların geleceğini karartmaya hakkımız yok. Onları yarı yolda, çaresiz yokluklarla bırakıp kimlere emanet edeceksiniz, sizin yerinizi doldurabilecek emanetçileriniz var mı? Dünyanın karmakarışık çukurlarında onlara yardım edememek bir tarafa, bir de yatalak olarak, engel olmak, köstek olmak ne derece sevgili, düşünceli olduğumuzun göstergesidir. Bu tespitlerin gerçek olduğunun şahitleri saymakla bitmeyecek kadar çoktur. Hangi hastane arşivine, bakım evlerine gitseniz şahitlerle görüşebilirsiniz. O uğruna ölürüm dediğimiz çocuklarımız, eşlerimiz bazen bizlerden üç, beş liralık oyuncak veya eşya istediklerinde bir ton lafla geri çevirerek kavgalar kopardığımızı hatırlarsınız.Hatta o isteğin mantıksız , yersiz olduğunu ispatlamak için saatlerce izah isteği içimizden kopar ve baskın gelip karşı taraf pes edene kadar konuştuğumuzu hatırlarsınız. O değer verdiğimiz insanların üç liralık isteklerinde bu kadar düşünüp, gerekçeler ararken kendi sigaramıza sorgusuz sualsiz beş lirayı veren bizler değil miyiz? Çok bencilleştiğimiz ortada, sigarayı bırakanların o parayı başkalarına harcarken duydukları haz bundandır. Aylık artırdığımız paralarla neler yapabileceğimizi çok defa hesaplamışızdır. Maddi faydaları yanında sağlık, huzur, aile içi zaman, ilgilenme sıklığı gibi hayati karları da mevcuttur. ( Tecrübeyle bildiğim: İçilen ilaçların tesirini düşürmesi, yediklerimin vitaminlerini öldürdüğü, tansiyonu bir iki derece yükselttiği) Bazı ailelerin evim sigara kokacak diye bazı misafirleri almadığına da şahit olmuşuzdur, haklıdırlar. Sigarayı içip de kendine, çocuklarının eşinin geleceğine saygısızlık yapan, etrafındakileri kokusuyla rahatsızlık verenin hatasını kimse çekmek zorunda değildir, onlar bunu açıkça söylemiyorlarsa sizin akıl etmenizi beklediklerindendir, saygısızlık etme korkusundandır. Sigarayı bırakıp yürüyüş bandı alan arkadaşları tebrik ediyorum. Hem ayda doksan liralık taksitle onu almış, sigaraya ve o sektöre yatırım yapmamış, hem yarım saatlik yürüyüşle sigaranın vücuda yaptığı zararları, damar tıkanıklarını, kalp tembelliğini , bağırsak tembelliğini ve aşırı yağlanmayı izale etmiş. Hem tüm aile fertlerinin spor yapmasını sağlamış sağlıklarına katkıda bulunmuş .Zamanın en büyük iki hastalığından kurtulmuş oluyor:Hareketsizlik ve sigara bağımlılığı. İşte bir taşla iki kuş diye buna denir. Ayrıca bir paket sigarayı marketten tek başına alamıyoruz, yanında ıvır zıvır şeyler de ekleme yaparak, bazen hiç ihtiyacımız olmayan şeyleri de yüklenerek gereksiz masraflar ediyoruz. Ay sonunda yüz elli lira olan sigara parası kibrit, çakmak ıvır zıvırla iki yüz liraya yükseliyor. Aylık yüz liraya on yılda ev verenleri duyunca, sigaraya iki yüz verip ev sahibi olamayanlara acıyasım gelmiyor”¦( Zarara rızası ile girene merhamet edilmez.) Sigarayı bırak ayda bir davar kes kampanyasını da destekliyorum. Bizim memleket eti seven, ağırlıklı olarak etle beslenen bir yer olduğundan, bu kampanya da hayat bulabilir. İki kardeşin bir ayda birleşerek veya iki ayda tek kişi rahat bir hayvanı kesebilir. Ayda o parayla evinize, tüm sülalenizi davet edip mutlu edecek kadar et girer. Ayrıca sigara parasına eşinize her ay bir altın alıp verseniz sene sonunda o altınlarla ne yapacağınızı planlama zevki size kalır. Hayali bile insanı mutlu ediyor gerçeği ne yapar, denemek lazım aslında. Kendiniz de bunlar gibi kampanyalar türetip etrafınızdakilerle paylaşırsanız ve hayata geçirirseniz, vatanı, milleti kurtarmış kadar sevap almış olursunuz, geleceğimize hizmet etmiş olursunuz. Çok ama çok önemli bir iş; hepimizin geleceğini, insan , nesil kalitesini etkileyen, derinden sessizce ilerleyen, terörden daha korkunç, hem içten hem dıştan, özümüzden vuran bir illet. Birbirimize destek vererek, bırakanlara yardımcı olarak, kampanyalar yaparak yeni girdiğimiz 2010 yılını milat kabul edip SİGARAYI BIRAKALIM. Halis niyetlere Allah kolaylık verecektir.