Pakdil, Eğitim-Bir-Sen Kahramanmaraş 1'Nolu Şubesi olağan kongresinde yaptığı konuşmada, öğretmenlerin yeni nesilleri hazırlayan ve ortaya çıkaran insanlar olduğunu belirtti. Okul öncesinden başlamak üzere üniversite çağını geçen bütün süreç boyunca eğitim hizmetleriyle meşgul olan insanların öğretmenler olduğuna işaret eden Pakdil, ''Bugün iletişim ve bilgi araçları çok farklı noktalara gelmiştir. Teknoloji bütün imkanları kolaylaştırmıştır ama eğitim ve öğretimde vazgeçilmez olan öğretmenlerdir. Sadece sanal alemde internet televizyon veya başka şekillerde öğrencileri şekillendirmek gerçek anlamda mümkün değildir. Öğrenci ve öğretmen arasında bir sıcak ilişki, eğitimin temel nedenlerinden birisidir. Onun için eğitim ve öğretimin öğrencilere sevdirilmesinde öncelikli olarak sınıf öğretmenlerinin büyük fonksiyonu var'' dedi. Sendikaların sivil toplum kuruluşu olduğuna dikkati çeken Pakdil, AK Parti olarak sendikaları önemsediklerini ve onlardan gelecek olumlu ve olumsuz eleştirileri her zaman dikkate aldıklarını söyledi. Türkiye'de bütün geçen yönetimlerin eğitim ve öğretim iyileştirilmesi anlamında gayrette bulunduğunu anımsatan Pakdil, ''Ancak 2002 yılından bu yana AK Parti'nin eğitim konusundaki gayretini iyi tahlil etmek gerekiyor'' diye konuştu. 2002'den bu yana eğitim alanında yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Pakdil, şöyle dedi: ''Milli Eğitim Bakanlığının bütçesi 2002'de 7.5 milyar TL iken 2010 yılında 28.4 milyar TL çıkartılmış ve bu aradaki artış yüzde 278'lere ulaşmıştır. YÖK'ün bütçesi 2002'de 2.5 milyar TL iken 2010'da 9.3 milyar TL'ye yükselmiştir. Burada mevcut yönetiminin gayretini belirtmek istiyorum. Bir gayreti, çalışmayı sizlerle paylaşmak istiyorum. Araştırma ve geliştirme faaliyetleri için 2002 yılında ayrılan para 58 milyon TL iken 2010'da bu miktar 2 milyar TL olmuştur. 2003-2010 yılına kadar 167 bin 621 kadrolu, 70 bin sözleşmeli olmak üzere 237 bin 621 öğretmen hizmete alınmıştır. 2002 yılında göreve başlayan öğretmenin ücreti 470.20 TL iken bu miktar 1550 TL'ye yükseltilmiştir. Ücretsiz ders projesi kapsamında 2003 yılından bu yana 926 milyon 651 bin 553 adet kitap dağıtılmış ve 1 milyar 592 milyon TL ödeme yapılmıştır. Yine 2009 yılından bu yana açık lise ve açık öğretime devam eden 154 bin öğrenciye ders kitapları ücretsiz dağıtılmıştır. 2003-2009 yılları arasında köylerimize 4788 yeni ilköğretim okulu ve bu okullara 25 bin 152 derslik yapılmıştır.'' 2003-2010 yılları arasında 42'si devlet, 28'si vakıf olmak üzere 70 yeni üniversite kurulduğunu belirten Pakdil, ''Geçmişte meslek lisesinden veya diğer liselerden mezun olan kardeşlerimizin pek çoğu Türkiye'de okuma imkanı bulamayınca yurt dışına gidiyordu. Ancak yeni üniversiteler açılarak bu memleketin çocuklarının artık kendi üniversitelerinde öğrenme imkanı ortaya çıkmıştır. Artık bu üniversitelerimizde verilen eğitim ve öğretim kalitesinin yükselmesiyle yurt dışından ciddi talep gelmeye başlamıştır. Örneğin, Gaziantep Üniversitesi'nde yurt dışından gelip de okuyan öğrenci sayısı 900'dür. İnşallah önümüzdeki yıllarda yabancı öğrencilerin okuması noktasında diğer üniversitelerimiz de yarış içerisinde olacaklardır'' ifadelerini kullandı. -MESLEKİ TEKNİK EĞİTİM MESELESİ- Türkiye'nin temel sıkıntılarından birinin, mesleki teknik eğitim meselesi olduğunu dile getiren Pakdil, şunları söyledi: ''Ağırlıklı olarak insanımızı meslek sahibi yapmak zorundayız. Çünkü bir insanın okul hayatında meslek sahibi olması son derece mühimdir. Meslek sahibi olan insan bu mesleğini Türkiye'de icra edebilir, dünyanın her yerinde yapabilir. İktidar olarak mesleki teknik eğitimin gelişmesi için gayret içindeyiz. YÖK'ün üniversiteye girişlerde bu genç arkadaşlarla ilgili olarak yaptığı birtakım çalışmalar zaman zaman kesintiye uğramış ama bugün itibarıyla sorun kökten çözülmemişse bile büyük bir mesafe alınmıştır. Mesleki teknik öğretime gidecek öğrencilerin önündeki engellerden birisi de böylece kalkmıştır. Hepimiz bu ülkede yaşıyoruz, hepimiz bu ülkenin insanlarıyız. Bu insanların yüksek öğretim görme gibi arzularının önüne geçmenin bir anlamı yoktur. Zaten sorular lise müfredatına göre hazırlanmaktadır. Öbür insanlar daha çok çalışarak, daha çok gayret ederek sınavda başarılı olarak yüksek öğretime devam ediyorsa bu insanların ülkeye katacağı pek çok şey var demektir. Bu insanların önlerinin açılması gerekir. Bu da belirli oranda gerçekleşmiştir. Geçmişteki bu sıkıntıların bedelini Türkiye ağır olarak ödemiştir. O yüzden kendi başarılarıyla bir yere gitmek isteyen insanların önüne engel koymanın hiçbir anlamı yoktur.'' Pakdil, üniversitelerin temel görevlerinden birinin de içinde bulunduğu toplumla iç içe ve o toplumla kucaklaşarak sorunlarına çözüm üreterek, o imkanları çok iyi şekilde kullanmak olduğunu belirtti.