Millî Eğitim Bakanlığı'nın her görevlisi de bu bilinçle görevini yerine getirmektedir. İlköğrenim çağına gelmiş olan çocuklarımıza öncelikle yerinde eğitim vermek için o yerleşim yerine okullar yapmak için tedbirler alınmaktadır. Ancak şartlar gereği; okul yapılamadığı için okulsuz olan, okul bulunduğu halde kullanılamayacak kadar hasarlı olan veya okul binası sağlam olduğu halde öğrenci sayısının azlığından dolayı kapanan yerleşim yerlerindeki çocuklarımızın eğitim öğretimlerini devam ettirebilmeleri için devletimizin şefkat yuvaları olan yatılı ilköğretim bölge okullarına planlanmaktadır. Tam donanımlı ve kaloriferli pırıl pırıl dersliklerde eğitim görmeleri, evleri aratmayacak kadar tertipli ve temiz olan yatakhanelerde barınmaları için her türlü tedbirin alınmış olduğu bu okullarımıza bazı vatandaşlarımız çocuklarını göndermekten kaçınıyorlar. Birinci kademe denilen 1.,2.,3.,4. Ve 5. sınıf öğrenciler için; ”¢Parmak kadar çocuk anasından bu yaşta nasıl ayrılır? ”¢Ara sıra altını ıslattığı oluyor orada kim ilgilenir? ”¢Gece üzeri açılsa kim örter? İkinci kademe olan 6. 7. ve 8. Sınıf öğrenciler için de; ”¢Artık büyüdü, ”¢Evdeki küçük kardeşleri ne kim bakacak? ”¢Annesinin işlerine kim yardım edecek? ”¢Babasına bağda, bahçede, hayvan otlatmada kim yardım edecek? ”¢Yükseğini okutacak gücümüz yok, Gibi bir anne-baba olarak kendilerine göre haklı gerekçelerle çocuklarını yatılı okullara göndermekte isteksiz oldukları ve bu sebeple de çocukların eğitim öğretimden mahrum kalmamaları için Millî Eğitim Bakanlığı, 1989 yılından itibaren taşımalı eğitim uygulamasına başlamıştır ve her geçen gün öğrenci sayıları artarak devam etmektedir. Taşınma şartlarına uygun olan yerleşim yerlerinden hiç okulu olmayan ve okulları kapalı olan köy, oba ve mezra gibi yerlerdeki çocuklarımız kendilerine en yakın ve uygun olan yerlerdeki ilköğretim okullarına günü birlik olarak taşınmaktadır. Nisan-Mayıs aylarında taşınma isteğinde bulunulan yerler yerinde incelenip uygun görülenler, yaz aylarında planlanarak bir sonraki öğretim yılında taşınmaya başlanmaktadır.o zaman çocuklarının taşınma isteği olan vatandaşlarımız müracaatlarını Mart ayı içinde yapmaları gerekiyor. Planlama aşamasında hangi ilköğretim okuluna kaç araçla kaç öğrenci taşınacağı ve bu işler için ne kadar paraya ihtiyaç olduğu Bakanlığa bildirilmektedir. Normal eğitim yapan(Tekli) ilköğretim okullarına taşınan öğrencilere öğle yemeği de verilmektedir. Yemek iş ve işlemleri de aynı şekilde yürütülmektedir. Taşımada görev alacak araç sahiplerinin özellikle de şoförlerin öğrencisi taşınan yerleşim yerinden olmasına dikkat ediliyor ki o insan, emeğinin karşılığını tam alabilsin. Yoksa öğrenci taşınacak yerden bir araç öğrencileri okula getirmeye gitmek için, bir de öğrencileri okuldan evlerine götürdükten sonra boş olarak kendi evine gelmek için iki seferi israf olacaktır. Yönetmeliklerdeki şartları taşıyan minibüs ve otobüs gibi araçlar ile yine şartları taşıyan şoförler taşıma işlerinde görev almaktadırlar. Köyden olan şoförlerimiz kendisinin, komşusunun, akrabasının veya komşu köyün çocuklarını taşırken kendi çocuğu imiş gibi davrandıklarına şahit oluyoruz. Yani onlarda eğitimin içine girmişler. Taşımadaki her çocuk okul giriş saatinden 15-20 dakika öncesinde okulunun önünde indiriliyor. Yine öğrenciler okul çıkışında kendilerine tahsis edilen aracın içinde yerlerini alarak sağ salim olarak evlerine en yakın durakta indiriliyor. Bu uygulama ile hem çocuklar ailelerinden, aileler de çocuklarından ayrılmadan eğitim öğretimlerine devam etmektedirler. İhtiyaç varsa aileler, çocukların işgücünden faydalanabiliyorlar. Çocuklar, aile ortamında ve anne-baba sevgisi-şefkati ile büyüyüp gelişiyorlar. Göçebe hayatından yerleşik hayata geçtikten sonra da devam eden aile gelenek ve görenekleri nesilden nesile her hangi bir aksama yaşanmadan aktarılmaktadır. Bu durumdan çocuklar, anne-babalar ve hayatta da iseler nine dedeler de mutlu olmaktadır. İşte Millî Eğitim Bakanlığı da bu mutlu ortamı yakalamak için böyle bir uygulamayı teşvik etmekte ve desteklemektedir. Peki, taşınması mümkün olmayan yerleşim yerlerindeki çocuklarımız için ne yapılıyor? sorusunun cevabı ise ilk defa Adana/Ceyhan/Mustafabeyli kasabasında açılarak başlatılan Yatılı İlköğretim Bölge Okullarında eğitim öğretimlerini devam ettirmektedirler. İlimiz merkezinde üç, ilçelerimizle birlikte de toplam on iki olan bu okullarımızda, kız öğrencilerimizin yatakhanelerinde bayan belletici, erkek öğrencilerin yanında da erkek belletici öğretmenler gece boyunca kalmaktadırlar. Ani olarak çıkan rahatsızlıklarında 112 de acil olarak ambülansla ekip çağrılmaktadır. Normal rahatsızlıklarında ise devletin evladı olan bu çocuklarımız masrafları okul tarafından karşılanacak şekilde tedavi olmaktadırlar. Çocuklarımıza elbise, eşofman, ayakkabı gibi her türlü giyim kuşamı yine okul tarafından alınmaktadır. Sekizinci sınıftan mezun olanlar içinde başarılı olup Bakanlık kontenjanına girenler, liseyi de yatılı olarak okumaktadırlar. Yeter ki derslerinde başarılı olsunlar. Yeni bir uygulama da geçen yıl başlayan LİSE TAŞIMASI'dır. Bu uygulamada ise; Lise olmayan Oba-mezra, köy ve kasabalardaki öğrenciler, okumaları için kendilerine en yakın yerde bulunan liseye taşınmaktadır. Bunlarda da normal öğretim yapılan okullarda taşınan öğrencilere öğle yemeği verilmektedir. Vatandaşlarımız çocuklarını yeter ki okutmak istesinler. Okula göndermek istediklerinde devletimizin şefkatli eli yanlarında olduğu unutulmasın yeter. Bu yazımı, siz okuyucu dostlarım aracılığı ile henüz bu uygulamadan haberi olmayan vatandaşlarımıza bilgi vermek üzere yazmış oldum. Yüce Allah'tan dileğim şudur ki: Devletimize zeval vermesin, insanlarımıza felaket ve üzücü olaylar yaşatmasın. Sağlık ve afiyet içinde kimseye muhtaç olmayan sağlam bir devlet-millet kenetlenmesi haline gelmemizi nasip eylesin. Selam ve dua ile”¦