Deva Yayınları'ndan çıkan “Kimin Hayatını Yaşıyorsun?” kitabıyla dikkat çeken Kişisel Gelişim Uzmanı Diamon Eros, “Düşünce ve davranış kalıplarınızla mücadele etmeyi öğrenin, hayata bakış açınızda devrim yapın” diyor. 

Diamon Eros, 28 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta “Kimin Hayatını Yaşıyorsun?” seminerleriyle, kendini yenilemek isteyen herkesle buluşacak.

“Kimin Hayatını Yaşıyorsun?” başlıklı ses getiren semineriyle ve kitabıyla adından söz ettiren Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yazar Diamon Eros, 26 Şubat'ta Kahramanmaraş'ta olacak. Kendisi buraya gelmeden önce, biz Diamon Eros'un dünyasına gidip, hem öyküsü hem de yaşam tüyolarını aldık. 

Kendinizden bahsedebilir misiniz? Diamon Eros kimdir?

Sorunuzu ikiye bölerek cevaplandırmak istiyorum zira ben ve Diamon Eros aynı kişi değil”¦Dilerseniz önce kendimden bahsedeyim. Ben Hacettepe Üniversitesi'nde Sosyoloji okudum, gerçi okulu tamamlamadım, üçüncü sınıfta bıraktım. Yine de bana kişisel gelişim konusunda ciddi katkı yapmıştır. İş hayatım çok uluslu şirketlerde en alt kademeden başladı, yukarı doğru, yöneticiliğe kadar yükselen çeşitli görevlerle sürdü. Bölge Müdürlüğü, Kanal Müdürlüğü, Genel Müdürlük gibi birçok görev yaptım. Her satış yöneticisinin kalbinde, bir gün kendi işini yapmak vardır. Ben de çalıştığım şirketimden ayrılarak bunu deneyimlemek istedim. O esnada bir evlilik ve iki dünya güzeli çocuk girdi hayatıma. Hayatımın son beş yılı, bir türlü istediğim gibi gitmemeye başladı. Neye elimi atsam sanki kurutuyordum ve dilediğim hiç bir düzeni bir türlü oturtamıyordum. Kurduğum şirkette çok kısa zamanda büyük cirolar elde etmeye başlamışken ve tam işleri yoluna koyduğumu düşünürken, bir yanlış kararla bütün her şeyimi kaybettim. O andan itibaren de bir daha hiç bir şey doğru gitmemişti benim için.

Bu durum özel yaşamınıza da yansıdı mı?

Eşim çok belli etmese de, yine de gün geçtikçe benim işimle ilgili durumdan rahatsızlığını hissettiriyordu. Bir gün yine bir iş gezisinden eve döndüğümde, eşyalarımı bir valize doldurduğunu ve artık o evde kalamayacağımı söyleyiverdi bana. Kısacası artık benimle birlikte bir hayat yaşamak istemiyordu. Eşyalarımı alamadım, çünkü alsam da gidecek ve barınacak başka bir yerim yoktu. Çok sevdiğim İzmir'e gittim. Bir parka oturdum, sanki hayatın durduğu andı benim için o an. İşte Diamon Eros'un hikayesi de burada başladı”¦


Sonra ne oldu?

İzmir'de parkta otururken, telefonumun zil sesiyle kendime geldim. Arayan yine bir dostumdu. Bana, yakında kişisel gelişim ve şifa terapisi ile ilgili birçok hocanın eğitimler ve seminerler vereceğini, benim de son yıllarda okuduğum kitaplar ve katıldığım seminerler nedeniyle çok donanımlı olduğumu, bir seminer vermek isteyip istemediğimi soruyordu. Hatta vermem gerektiği konusunda da ısrar ediyordu. Zaten başka yapacak hiçbir işim yoktu ki”¦ Teklifini kabul ettim ve iki saatlik bir seminer hazırladım. Seminerin ismi, “Kimin Hayatını Yaşıyorsun” olacaktı”¦

Semineri neden Diamon Eros adıyla verdiniz?

Bu seminerle birlikte benim de yeni hayatım başlıyordu. Başka bir isimle yeni bir hayat demekti bunun anlamı. Diamon Eros işte tam o anda doğdu.  İsmin anlamı beni çok etkilemişti. Diamon, Yunan mitolojisinde Zeus'un bir insandan dünyaya gelen oğluydu, tıpkı Herkül gibi. Zeus'un Tanrıça olan karısı Hera, onu babasından uzaklaştırmak için Araf'ta görevlendirmişti.  Diamon'un görevi ise, öldükten sonra yolunu kaybeden ruhlara, ışığın yolunu göstermekti. Eros ise bildiğiniz gibi Aşk ve Sevgi Tanrısı. İkisinin birleşmesinden de şöyle bir anlam çıkıyordu; Diamon yolu gösterecekti ama, gösterdiği istikamet Sevginin ve Aşkın istikametiydi çünkü ışık Sevgiydi”¦ Bir başka sebebi ise; beni çok etkileyen bir söz vardır: “Sen çekilirsen aradan, tecelli eder Yaradan” diye. Kendimi aradan çekme yolculuğu içerisinde olmayı dilediğimden, bunu yapmayı seçtim. İşte bu da, Diamon Eros'un hikayesi”¦

Kitabın ve seminerin adı oldukça iddialı: “Kimin Hayatını Yaşıyorsun?” Kendimizi unuttuğumuz anda, bizi bize hatırlatıyorsunuz. Nasıl doğdu bu kitap?

Kimin Hayatını Yaşıyorsun? kitabını yazmak aslında seminerlere ilk başladığım gün aklıma gelmişti. İlk yaptığım seminer öyle başarılı geçti ve katılımcılar öyle etkilenmiş olarak salonu terk ettiler ki, bunu daha geniş kitlelere nasıl ulaştırırım diye düşündüğümde, en kolay yolun kitabını yazmak olduğunu fark ettim. Böylelikle kitabı da doğmuş oldu”¦
Aslında her söylediğimiz, her öğretmeye, anlatmaya çalıştığımız şey önce kendimizedir. Ben eğer, kendime bu soruyu sormasaydım ve kendimde bunu fark etmeseydim, bu konuda hiçbir mesafe alamazdım.

Kitapta neler anlatıyorsunuz?

Kitap, başlangıçta bizim çocukluktan itibaren kendimiz olmaktan ne şekilde vazgeçtiğimizi, buna nasıl karar verdiğimizi, bizden beklendiğini düşündüğümüz hayatı nasıl yaşadığımızı anlatıyor. Yani önce bunu fark etmemizi sağlıyor. Sonra bu durumdan nasıl kurtulabileceğimizi ve kendi hayatımızı yönetebilmemiz için neler yapmamız gerektiğini anlatıyor. İçinde çok basit, herkesin uygulayabileceği küçük çalışmalar da barındıran kitap, aslında sadece kendimizi biraz değiştirerek nasıl mutlu olabileceğimizin de bir anahtarını size sunuyor, diyebiliriz”¦

Kitapta ilk olarak, aynen kendi hayatımda yaptığım gibi, “Kimsin Sen?” sorusunu soruyorum. Hayata bakış açın, düşüncelerin, aldığın kararlar, senin iradenle mi gerçekleşiyor, yoksa toplumun mu? En büyük sorunlardan biri, kendimizi iyi ifade edememek. Çünkü doğduğumuz andan itibaren, ön yargılar, kalıp davranışlar bizi şekillendiriyor. Kitapta, “Düşüncelerimiz gerçekten bize mi ait?, Hayatımızın merkezinde kim var?” sorularını soruyorum. Bunlara verdiğimiz yanıtlar, değersizlik, kıskançlık, yetersizlik gibi duygularımızı sorgulamamız için iz açıyor.

Siz kendi hayatınızı yaşayabiliyor musunuz?

Kendimi, başkalarının benden bekleyeceklerini düşündüğüm şekilde yaşarken yakaladım. Diğerlerinin beklentilerinin bu olduğundan da emin değildim zira bu sadece benim fikrimdi. Onlar, benden böyle davranmamı beklerler diye düşünüyordum. Oysa, hayatımdaki en önemli kişiyi durmadan ihmal ettiğimi fark ettim.Kendimi. Şimdilerde artık kendi hayatımı yaşadığımı düşünüyorum. Gerçi hala küçük detaylarda da olsa kendimi yakaladığım olmuyor da değil”¦

Kitabın bir bölümünde 'Kalple Düşünmek'ten bahsediyorsunuz. 'Kalple düşünmek' ne demek? 

Aslında bunu şöyle de ifade edebiliriz, seçimlerimizi kalbimizle yapmak. Birine sevgi duymaya, aşk hissetmeye başladığımız anda, bunu kalbimizle yaparız ve tek arzumuz sevdiğimiz kişiyle birlikte olmaktır. Kısa bir süre sonra, akıl devreye girer ve siz düşünmeye başlarsınız. “Boyu kısa, ailesi benim aileme uygun değil, geliri yetersiz, eğitimi benim kariyerimi taşımaz, üstelik şu bölgeden biri vs” Bunlar devreye girdiğinde, kalp devreden çıkmaya başlar. Kalple seçersek üzülebiliriz ve saydığımız endişelerin hepsi bir gün karşımıza sorun olarak gelebilir ancak yanlış yapamayız. Hayat yolculuğumuzda, dünyaya geliş amacımıza uygun bir deneyimi yaşamamız mutlaktır. Bu da bizim ruhsal yolculuğumuzda bizi hızlı bir şekilde sonuca götürecek aracımızdır aslında”¦

Kitapta “Kendinizi yaşayın!” diyorsunuz. Bunu biraz açabilir misiniz? Toplumsal baskıların önüne geçmek mümkün müdür?

Bu konuda Jean Jacques Rousseau'nun çok beğendiğim bir sözü vardır, “İnsanın özgürlüğü, istediği her şeyi yapabilmesinde değil, istemediği hiçbir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır” diye. Bazı konular için, bu sözü baz almak daha uygun olacaktır. Diğer taraftan, bir kişinin diğer herkese karşı tek bir tutumu, tek model davranışı yoktur. Yani kişi, karşısındaki kişiye göre pozisyon alır. Bir anne bile, çocuklarının yapısını göz önüne alarak, her birine aynı şekilde davranmaz. Karşıdan gelen tepki, o kişiye tavrımızı belirleyen yegane unsurdur diyebiliriz. Örneğin çevremizdeki arkadaşlarımızı ele alalım. Birini asla bekletmememiz gerektiğini bilirken, diğerine karşı çok daha rahat davranabiliriz.
Bu konuda bir de şunu eklemekte fayda olacaktır. Aykırı bir arzu duyuyorsanız bu arzuyu duyduğunuzu reddederek bu sorunu ortadan kaldıramazsınız. Onu kabul edip, yapmanızın mevcut şartlar içerisinde mümkün olmadığını fark etmekte sizin kalbinizle bağlantınızı sürdürmenizi sağlar. Diğer türlü bunu tamamen reddetmek, kendinizle olan bağlarınızı da zayıflatacaktır.


KUTU KUTU KUTU KENDİMİZLE YÜZLEŞMEK

Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yazar Diamon Eros, kişinin kendisini daha yakından tanıması için şu soruları mutlaka sorması gerektiğini söylüyor:
1) Kendimi gerçekten yeteri kadar tanıyor muyum?
2) Ne olduğunda, üzgün, mutlu, neşeli ya da öfkeli hissediyorum?
3) Düşüncelerim bana mı ait?
4) Gerçekten ne yapmayı istiyorum?
5) Kendimi seviyor muyum? Sevmiyorsam, neden?

“Kimin Hayatını Yaşıyorsun?” seminer takvimi: 
Tarih: 28 Şubat 2014' Saat 19:30
Yer: Kahramanmaraş Mehmet Akif Ersoy Kültür Merkezi