Kahramanmaraşlı Hemşehrimiz Muhammet Bağrıaçık'ın serbest muhasebeci ve mali müşavirliğini yaptığı Başgimpa'daki sözkonusu seminer dört ayrı bölüm halinde icra edilmiş, neşeli ve hoşsohbet bir ortamda sürmüştür. Aynı Seminerin, gelecek günler içerisinde iki ayrı tarihte Başgimpa'nın diğer personellere de sunulacağı ifade edilmiştir.

Seminerin birinci bölümde,  Yazarımız ve Etik Eğiticisi, Kamu Yönetimi Uzmanı Ahmet Sandal, “Etik Değerlerin işyerlerinde geçerlik bulması, personele verilen görevlerin hepsinin birer emanet olduğu, bu emanete sevgi, saygı, güleryüz, dostluk,  hoşgörü, dürüstlük ve doğrulukla sahip çıkılması gerektiği, emanete ihanetin hem Dünyada ve hem de ahirette karşılıksız kalmayıp cezalandırılacağı gerçeğinin akıllardan çıkarılmaması gerektiği, işyeri kuralları ile içimizdeki vicdani pusulanın bir bütün halinde bize yön verecek güçte olduğu, ne işyerindeki maddi kuralların ve ne de içimizdeki vicdani pusulanın göz ardı edilmeden, her ikisinin geçerli olması gerektiği, biri olmadan diğerinin de olamayacağını, iki kanatlı kuş misali bu iki yol göstericinin gerekli olduğunun ve insanların devamlı surette öğüde ve rehberliğe ihtiyaçları olduğunun altı çizilerek asıl olan eğitimin de kişilere ailede ve okulda verilmesi gerektiği” belirtilmiştir.

Seminerin ikinci bölümünde, “doğru yerde, doğru zamanda, doğru kişiye doğru mesaj vermek” şeklinde özetlenen Etkili İletişim üzerinde durularak, hem işyeri personelinin kendi aralarında ve hem de müşterilerle olan ilişkilerinde söz, ses, davranış, tavır, mimik-jest, beden dili, göz teması, bakış ve diğer iletişim unsurları örneklerle anlatılmıştır. Bu iletişim öğelerinin en etkili şekilde kullanılması durumunda huzur ve mutluluğa ve işyeri verimine katkı sağlayacağı belirtilmiştir.  Seminerde, söz, tavır ve davranışlarımızla  bizcil ve samimi bir dil kullanılarak karşımızdakilerle “köprü kurmanın” önemi üzerinde durulmuştur. Bencil ve artniyetli dil kullanıldığında ise karşımızdakilerle aramıza “duvar örüleceği” ikazında bulunulmuştur.
 
Seminerin üçüncü bölümünde Zaman Yönetimi anlatılmış ve “iki şey akışına bırakılamaz, su ve zaman” denilerek, dikkatler bu konulara çekilmiş, etkili, verimli ve etkin bir zaman yönetimi için neler yapılması gerektiği örneklerle izah edilmiştir.  “Zaman en pahalı ve en gerekli bir metadır değerini bilmek gerekir ve bunun için de mutlaka yazılı planlama icap eder” denilmiştir.
 
Seminerin son bölümünde işyerlerinde huzursuzluğa ve iş veriminde kayıplara neden olan, çalışma hayatında çağımızın en ciddi sorunlarından olan mobbing (psikolojik taciz ve yıldırma) üzerinde anlatımlarda bulunularak, mevzuat ve geçerli kurallar tek tek anlatılarak ve Başbakanlığın bu hususta 2011 yılında bir genelge çıkartarak “mobbingin önlenmesi” için bir dizi tedbir ve çözüm önerdiği belirtilmiştir. Mobbingle mücadele için bunun yanında, etik değerlere ve vicdan muhasebesine de ihtiyaç olduğu, “kendisine yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına da yapma” hadis-i şerifinden ilham alan inançlı kişilerin işyerindeki arkadaşına mobbing uygulamayacağı özenle vurgulanmıştır.
 
İşyerlerinde geçerli olan ve aynı zamanda hayatın genel akışı içinde de herkese lazım olacak bu dört konunun anlatıldığı Seminer boyunca Başgimpa çalışanlarının konulara ilgisi devam etmiş ve karşılıklı soru ve cevaplarla, neşeli ve hoş sohbet bir ortamda seminerin ilk kısmı sona ermiştir.