Ekmek ve su insanı mutlu eder mi? Ya da şöyle sorayım: “İnsan yalnızca ekmek ve su ile yaşar mı?” Tabi burada ekmek dediğimde tüm yiyilecek gıdalar ve su dediğimde de içilecek gıdalar anlaşılmalıdır. Bir de bunun üzerine giyilecek şeyler ve barınacak bir de ev olsun. Bir insanın mutlu ve huzurlu olması için bunlar yeterli midir?

Daha açık sorayım: “Evin var, barkın var, ekmeğin var, suyun var. Bütün maddi ihtiyaçların gideriliyorsa, bunlar bir insanın mutluluğu ve huzuru için yeterli midir?”

Yetmez elbette. İnsanoğlu sevgi ister. Bir de eşi ve çocukları olmalıdır.

Tamam bunların da olduğunu kabul edelim. “Eşin var, çocuğun var. Ekmeğin var, suyun var. Evin var, barkın var. Mutluluk için bunlar yeterli midir?”

Bunlar gereklidir, ancak yeterli değildir.

İnsanoğlu gerekli olan şeyleri sağladığı anda bile tam mutlu ve huzurlu olamıyor. Herşeyi olsa bile içerisinde bir boşluk taşıyor. Herşeyi tastamam olsa da kendisini tam mutlu hissedemiyor. Çünkü, gerekli olan şeyler Dünyevidir. Gerekli olan şeyler bu Dünya için bir ihtiyacı gideriyor. Ancak insanoğlu yalnız Dünyevi bir varlık değildir. İnsanoğlunun yalnızca Dünyevi ihtiyaçları yok ki. İnsanoğlunun Uhrevi bir tarafı ve Uhrevi ihtiyaçları var. Ve bu ihtiyaçları Dünyevi ihtiyaçlarından kat be kat önemlidir.

Herşeyin de olsa, her Dünyevi ihtiyaçların da karşılansa tam mutlu olamazsın, tam huzuru bulamazsın.

Neden mi? Nedeni çok açık.

İnsan bir ruh taşıyor. Bu ruh Allah’tandır. İnsanı mutlu eden bedeni ihtiyaçlarının yanı sıra, ruhi ihtiyaçlarının da temin edilmesidir. İşte bunun için Hz. İsa (as) der ki, “insan yalnız ekmekle yaşayamaz.”

İnsanın güzel söze, nasihate, sohbete ve muhabbete ihtiyacı vardır. İnsanın bu ihtiyaçlarını karşılamadan yalnızca bedeni ihtiyaçlarını karşılarsan, bir azman, bir canavar meydana getirirsiniz, maazallah.

Bir arkadaşınız var. Devamlı surette size yemek ve içecek ısmarlıyor. Yediriyor ve içiriyor. Ancak yüzü devamlı asık suratlı. Hiçbir sohbeti yok. Güzel sözleri yok. Konuştuğu zaman da huzur bozuyor. Böyle bir arkadaşa kaç gün dayanabilirsiniz? En fazla beş-on gün tahammül edersiniz. Ardından bırakıp kaçarsınız. Biraraya dahi gelmek istemezsiniz.

Aynı bu örnekten yola çıkarak, yalnızca ekmek ve su ile müteşekkil bir hayatın, yalnız para ve servet ile dolu bir hayatın huzur ve mutluluk getirmeyeceği açıktır. İşte bundan dolayıdır; “parayla saadet olmaz” denilir. Gerçi bu sözden bir de şu mana anlaşılır: “Paran olsa da mutluluğu satın alamazsın. Mutluluk bir nasip işidir.”.

Neticede konunun özü şudur: “Paran olsa da mutlu yaşayamazsın. Çünkü mutluluk ruh huzurudur. Para ancak bedenini rahatlatır. Ruhunu parayla rahatlatamazsın.”

 Evet, yazımın sonuna doğru, konumuzla alakalı olarak şu gerçeği de belirtmenin zamanıdır: “İnsan doyduğunda, hayvan aç kaldığında tehlikelidir.”  Bu söz Bosna Hersek Devletinin ilk Cumhurbaşkanı Bilge İnsan Aliya İzzetbegoviç’e ait bir sözdür. Gerçekten de doğrudur.

Bir insanı yalnızca doyuruyorsun, yedirip içiriyorsun. Bu adamın hiçbir manevi ciheti, ruhi doygunluğu ve kendisini frenleyen inanç değerleri yoksa, bu adam bir hayvandan daha tehlikelidir.

Öyleyse insanı öncelikle manevi değerlerle ve inanç ilkeleri doğrultusunda ruhi doygunluğa ulaştırmalı ve bununa birlikte maddi gıdalarını ve ekmek, su gibi ihtiyaçlarını temin etmeliyiz. Yalnızca maddi ihtiyaçları ve bedeni gereksinimleri temin edilen bir insan mutlu olmaz. Mutlu olmayan insan etrafa tehlike saçar.

Yine Bilge İnsan Aliya İzzetbegoviç’in bir sözüne yer vermek istiyorum: En kötü kombinasyon; boş bir ruh ile dolu bir midedir.”

Yeni bir eğitim ve öğretim dönemine başladığımız bu günlerde tüm velilere ve öğretmenlere bu yazı vesilesiyle seslenmek istiyorum:

“Ey Velililer! Çocuklarınızın ceplerine harçlık doldurduğunuzdan daha çok ruhlarına şuur doldurun. Öğretmenler! Öğrencilerinize fen ve matematik gibi konuları anlattığınızdan daha çok ahlak ve terbiyeyi de anlatın.”

Evet, çocuklarımızın ve bizlerin mutluluğu yalnızca maddi imkanlarla ve parayla, pulla ve servetle olmaz. Ekmek ve su ile ancak bir müddet mutlu olursunuz. Sonra sizi sıkıntı ve keder basar. Ancak, manevi değerlere bağlı olursanız ve ruhunuzda manevi şuur ve bilgi olursa tam mutluluğu bulursunuz.

Yazımın sonunda gelin ilahi şu hakikate bir kez daha kulak verelim ve yürekten dinleyelim:

“Bilesiniz ki, kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d Suresi, 28) Vesselam.