Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Siyasi istikrarın olması, ekonomik gelişmelere de katkı sağlıyor dedi. Babacan, krizlerin, doğru yönetilmiş şirketler için bir fırsat olduğunu ifade etti.

Uluslararası Finans Enstitüsü'nün 8-9 Şubat’ta İstanbul’da düzenlediği 'Türkiye Başkanlığı'nda G20 Gündemi' konferansı başladı. Four Seasons Otel'de yapılan ve Türkiye Başkanlığı'ndaki G20 ülkelerinin gündeminin tartışıldığı konferansa katılan Ali Babacan'ın gündeminde; büyüme, istihdam oluşturma ve altyapı yatırımları için özel sektörün desteklenmesi konuları vardı.

KOBİ'lerin ulusal kapsayıcılık gündeminde yer aldığını belirten Babacan, "Türkiye'nin başkanlığı döneminde üzerinde daha çok çalışacağımız alanlar belirledik. KOBİ'ler; biraz daha ulusal bir kapsayıcılık gündemi. KOBİ'ler istihdam, yenilik ve inovasyon demek. İstihdamın bazen yüzde 70’i KOBİ'lerden kaynaklanıyor. Onların yatırım yapmaları çok önemli." dedi.

Ekonominin bel kemiğinin KOBİ'lerden oluştuğunu anlatan Babacan, "Gelişmiş ülkelerde de aynı durum söz konusu. 2008-2009 krizi bir travma yarattı. Krizler, doğru yönetilmiş şirketlere katkı sağlıyor. Biz de sürecin KOBİ'ler tarafından iyi yönetildiğini görüyoruz. Değişime önderlik etmek, o konunun ülke için önemli olduğunu anlatmak çok önemli. Mali politika ve para politikaları her ülkede uygulanıyor. Yapısal reformlar, pek çok ülkede sorunların üzerine gidilmesi açısından çok önemli. Özel sektörün alt yapı yatırımları çok önemli. Kamu-altyapı çalışmalarına çok ihtiyaç var. Ancak her ülkenin kamu fonlarıyla bunu yapabileceği mali alanları olmayabiliyor. Kamu borcu olabiliyor ve kaynaklar yeterli olamayabiliyor." şeklinde konuştu.

Küresel ekonomiye bakıldığında büyümenin hala güçlü ve dengeli olmadığına dikkat çeken Başbakan Yardımcısı, "Dünyanın her yerinde işsizlik hala büyük bir sorun. Euro bölgesindeki, Japonya'daki toparlanma hala zayıf. Zayıf büyüme gösteren ülkelere baktığımızda yapısal reformların kökte yattığını görüyoruz. Büyüme oranları düşmüş durumda." dedi.

Türkiye'nin son 12 yıldır önemli bir dönüşüm sürecinden geçtiğinden bahseden Babacan, konuşmasına şöyle devam etti:

"2002’de Gayri Safi Milli Hasıla 230 milyar dolardı, şu anda 800 milyar dolar civarında. İstanbul iş dünyası için çok önemli bir merkez oldu. Microsoft, İntel gibi kurumsal şirketler bir çok ülkeyi buradan yönetiyor. Pek çok şirket, İstanbul'da olmak ve bölgeye burdan hizmet vermekte fayda görüyor. THY 160 ülkeye uçuyor, bu da ayrı bir önemli. Elbette siyasi reformlara da önem veriyoruz. Esasen siyasi istikrarın olması, ekonomik gelişmelere de katkı sağlıyor. 2002’den bu yana çok reform yaptık. Yapılacaklar listesi daha çok uzun. Biz kapsamlı bir reform çerçevesi hazırladık. Yapısal reformları başbakanımız ilan etti. Kamu borcu da artık Türkiye için risk alanı değil. Ama acil ve şiddetle ihtiyaç duyduğumuz konular var. Başbakanımız her 3 ayda ne yapıldığını açıklayacak. Bunları yapınca ekonomimiz daha ileriye gidecek. Türkiye'nin iş yapılması daha kolay bir ülke haline gelmesi lazım. Nüfus büyüyor, iyi eğitim sistemi olursa ülkede daha çok çalışma alanı oluşturabiliriz. Kuvvetli bir destek olduğu sürece, ülkenin neye ihtiyaç duyduğunu bildiğimiz sürece daha iyi şeyler başarabiliriz."

Ali Babacan, konuşmasının ardından salondan ayrıldı. Hükümet temsilcileri, merkez bankaları ve banka temsilcilerinin katılımı ile yapılan konferansta G20 ülkelerinin gündemi tartışılıyor.