Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdemir, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) Eylül ayı meclis toplantısında yaptığı konuşmada, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s kararlarına ilişkin değerlendirmede bulundu. Özdebir, “Ülkemiz dört bir yandan kuşatma altındadır. Bu zor dönemde hainlere ve Moody’s’e bakmadan üretmeye, yatırımlara, istihdam yaratmaya devam etmeliyiz” dedi.
Ankara Sanayi Odası (ASO) Eylül ayı meclis toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda genel bir ekonomik değerlendirmede bulunan Ankara Sanayi Odası(ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Ekonomi ikinci çeyrekte yüzde 3,1 büyüdü. Küresel ekonomideki düşük büyüme rakamlarına baktığımızda bu büyümenin olumlu olduğunu belirtmek zorundayız. Diğer yandan büyümenin, iç tüketim ve kamu harcamalarındaki artıştan kaynaklandığını görüyoruz. 1’nci çeyrekte yüzde 7,1 olan iç tüketim artış hızı, 2’nci çeyrekte yüzde 5,2’ye düşmüştür. İç talepteki bu yavaşlamanın yılın geri kalanında da devam etme olasılığı oldukça yüksektir” diye konuştu.
Kredi taksitlerine getirilen sınırlamanın gevşetilmesinin doğru yönde atılmış bir adım olduğuna değinen Özdebir, “150 metrekarenin üzerindeki konutlardan alınan KDV’nin düşürülmesi ve konut kredilerinde kredi limitinin yüzde 75’ten yüzde 80’e yükseltilmesi de piyasaların canlanmasına katkı sağlayacaktır. Banka kredilerinin, borçlu şirketin sicilinin bozulmadan yapılanmasına ve bankaların sermaye yeterlilik oranlarının hesaplanmasında yeniden yapılandırılan borçlar için ayrılan karşılıkların düşülmesine imkân veren düzenleme de çok yerinde olmuştur” şeklinde konuştu.
“Merkez Bankasının faiz indiriminin kredi maliyetlerine de yansımasını bekliyoruz”
“Ekonomik büyümenin en sorunlu bileşeni ise yatırım harcamalarındaki binde 6’lık düşüştür” diyen Özdebir, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
“İmalat sanayinde makine ve teçhizata yapılan harcamalarda da yüzde 5,3’lük bir düşüş olmuştur. Yılın 1’nci çeyreğindeki yüzde 4,7’lik büyümede, yüzde 5,7 büyüme ile imalat sanayinin katkısı büyük olmuştu. 2’nci çeyrekte ise imalat sanayindeki büyüme, yüzde 3 ile ekonomik büyüme hızının da gerisinde kalmıştır. Sağlıklı ve sürdürülebilir bir büyüme hızını yakalayabilmemiz için büyümenin lokomotifinin sanayi sektörü olması gerekir. Bu nedenle, yatırımların canlanması için yatırım ortamını iyileştirecek tedbirler ve kredi maliyetlerindeki düşüş büyük önem taşımaktadır. Merkez Bankasının faiz indiriminin kredi maliyetlerine de yansımasını bekliyoruz. Ancak, özel sektörün de sanayide yapısal dönüşümü gerçekleştirmesi ve yüksek teknolojili ve yüksek katma değerli ürünlere yönelmesi gerekmektedir. Sanayimizin rekabet gücünü güçlendirmek için bu dönüşümü mutlaka gerçekleştirmemiz gerekmektedir.”
“Moody’s in kararıyla birlikte ülkemizden bir miktar sermaye çıkışı olabilir ancak, yabancı sermaye girişlerinde ciddi bir azalma olmasını da beklemiyoruz”
Özdebir, Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in Türkiye’nin kredi notunu "Baa3"ten "Ba1"e çekerek yatırım yapılabilir sınırının altına düşürdüğüne dikkat çekerek, “Moody’s’in indirimiyle birlikte, Türkiye’nin üç büyük derecelendirme şirketinden ikisindeki notu yatırım yapılabilir düzeyin altına çekilmiş oldu. Diğer kredi derecelendirme şirketi Fitch ise Türkiye’nin kredi notunu yatırım yapılabilir düzeyde derecelendiriyor. Moody’s’in not indirimi ülkemizin makroekonomik gerçekleriyle uyuşmamaktadır. Bu nedenle biz bu kararı siyasi bir karar olarak değerlendiriyoruz. Moody’s’in not indirimi kararını değerlendiren Japon kredi derecelendirme kuruluşu JCR da Türkiye’nin yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu belirtmiştir. Moody’s in kararıyla birlikte ülkemizden bir miktar sermaye çıkışı olabilir ancak, yabancı sermaye girişlerinde ciddi bir azalma olmasını da beklemiyoruz. Diğer yandan, dış kaynak maliyetlerinde küçük bir artış olacaktır. Biz, Moody’s’in bu kararının ekonomi üzerindeki etkilerinin de sınırlı kalacağını düşünüyoruz. Çünkü, ülkemizde kamu kesiminin borçluluğu ve bütçe açığı düşük düzeydedir. Cari açık kontrol altında ve finanse edilebilir durumdadır. Bankacılık sisteminin sermaye yapısı sağlam ve güçlüdür” dedi.
“Türkiye’nin dış kaynak ihtiyacı çok yüksektir” diyen Özdebir, şunları kaydetti:
“Türkiye’nin önümüzdeki bir yıl içinde dış kaynak ihtiyacı 200 milyar dolardır. Ekonomi, çarkların dönmesi için dış kaynağa bağımlı bir ekonomi haline gelmiştir. Bu durumun değişmesi için hem tasarruf oranlarını yükseltmemiz, hem de ithal edilen ancak içeride üretilebilecek malların üretimini sağlamamız gerekmektedir. Ekonomiyi güçlendirmek için uzunca bir süredir ihmal edilen başta hukuk reform olmak üzere yapısal reformların da bir an önce gerçekleştirilmesi gerekmektedir.”
Sanayi üretiminin Temmuz ayında bir önceki aya göre yüzde 7,0 azaldığını ve imalat sanayi üretimindeki azalmanın da da yüzde 7,7 olduğunun altını çizen Özdebir, “Büyümenin öncü göstergelerinden olan sanayi üretimindeki bu düşüş, yılın üçüncü çeyreğinde büyüme hızında bir düşüş olacağını göstermektedir. İhracatta Temmuz ayında meydana gelen yüzde 11,5’lik düşüş de dış talebin büyümeye bir katkı sağlamayacağını göstermektedir. İhracatımızı arttırmak için yeni pazarlara yönelmeli, büyük pazarlarda da niş alanlar bulmalıyız. Yılın ilk yedi ayında gelen turist sayısında yüzde 30’u aşan bir düşüş yaşandı. Rus turistlerin gelmeye başlamasıyla birlikte bu kayıpların bir ölçüde de olsa giderileceğini umuyoruz“ açıklamasında bulundu.
Özdebir, turizm gelirlerindeki düşüşün hem cari açığı hem de işsizlik ile büyümeyi olumsuz etkilendiğine değinerek, konuya ilişkin, “Bu nedenlerle, iç talebi canlandıracak tedbirler büyük önem taşımaktadır. Bu nedenle Merkez Bankasının faiz indirimlerine devam etmesi ve ekonomi yönetiminin de başta güven arttırıcı tedbirler olmak üzere yeni tedbirler alması gerekmektedir. Hükümet bir çok reform paketi açıkladı. Bunların bazıları Meclisten geçti, bazıları da yakın bir zamanda geçecek. Ancak, işadamının yatırım şevki, yatırım hevesi kırılmıştır. Yatırımları arttırmak için öncelikle yatırım şevkini canlandıracak adımlar atılmalıdır. Sanayide verimliliği arttırmak, yüksek katma değerli ve ileri teknolojili üretime geçmemiz gerektiğini sık sık ifade ediyoruz. Ancak, bu yönde adımlar atmak için yetişmiş işgücüne ve işgücünü yetiştirecek öğretmenler ihtiyacımız var“ dedi.
15 Temmuz sonrası Türkiye’nin zor bir dönemden geçtiğini hatırlatan ASO Başkanı Özdebir, “Ülkemiz dört bir yandan kuşatma altındadır. Bu zor dönemde hainlere ve Moody’s’ye bakmadan üretmeye, yatırımlara, istihdam yaratmaya devam etmeliyiz. Türkiye bu zorlukları aşacak güçtedir. Yeter ki biz ülkemizin geleceği hakkında iyimserliğimizi koruyalım, içinde bulunduğumuz birlik ve beraberliğimizi daha da pekiştirelim“ ifadelerine yer verdi.