Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Davut Çetin, soğuk ve olumsuz hava koşullarına rağmen Antalya Toptancı Hali’nde birçok ürünün fiyatının geçen ayla aynı olduğunu belirterek, "Market fiyatlarında artış varsa bunun nedeni Antalya değil." dedi. Çetin, sebze meyvedeki el yakan fiyatların sorumlusunun marketler olduğunu söyledi.

ATSO’nun şubat ayı meclis toplantısı yapıldı. Çetin Osman Budak’ın milletvekili aday adaylığı için istifasının ardından Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirilen Davut Çetin, ilk kez ATSO Meclis üyelerine seslendi. ATSO Yönetim Kurulu Başkanlığı görevinin kendisine verilmesi nedeniyle teşekkür eden Çetin, ülke ve Antalya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ocak ayında sebze meyve fiyatları enflasyonu yükselttiğini, şubat enflasyonunda da en belirleyici faktörün Antalya’daki soğuklar yüzünden sebze meyve fiyatları olacağını kaydeden Davut Çetin, “Buradan merkez bankasına bir iyi haber verelim. Bizim saptamamıza göre Antalya Toptancı Hali’nde bir aylık fiyat artışları yüksek değil, birçok üründe soğuk havaya rağmen fiyatlar geçen ayki fiyatlara yakın düzeyde. Market fiyatlarında artış varsa bunun nedeni Antalya değil. Zaten, Merkez Bankası tarafından yapılan bir araştırma sebze ve meyve fiyatının üreticide veya toptancı halde değil, marketlerde arttığını ortaya koydu.” diye konuştu.

Merkez Bankası uzmanlarının Antalya Toptancı Hali fiyatlarını ve büyük illerdeki sebze ve meyve fiyatlarını incelediğine değinen Çetin, “Araştırma gösteriyor ki, toptancı hal yasası çıktıktan sonra Antalya’da sebze ve meyvede toptan fiyatlar ortalama yüzde 20 düşmüş ama bu düşüş market fiyatlarına yansımamış. Biz bunu Antalya’daki fiyatlara bakarak söylüyorduk, şimdi Merkez Bankası da bunu ortaya koymuş oldu.” dedi.

"BİR KISIM ERKEK CİDDİ HASTA"

Mersin’de vahşice katledilen Özgecan Aslan cinayetinin yankıları devam ederken geçen hafta Antalya’da da tecavüz ve kadın cinayetleri yaşandığını hatırlatan Çetin, "Çok konuşuldu, ama bizim de konuşmamız gerekiyor. Türkiye’de bir kısım erkek ciddi ölçüde hasta. Kadını sadece cinsel bir nesne gibi gören ilkel bir kültür genç erkeklerde bile halen devam ediyor. Yok ‘idam’, yok ‘hadım edilsin’ gibi laflar sarf ediliyor. Oysa bu sorun artık tek tek insanlarla ilgili olmayı aştı, bataklık oluştu. Bataklığı kurutmak, bu kültürle mücadele etmek gerekiyor. Eğer sosyal hayatta erkekler ve kadınlar sosyal hayatı birlikte paylaşmazlarsa, eğer kadına kötü gözle bakan kültür devam ederse bu olayları önleyemezsiniz." ifadelerini kullandı.

"TOPLUM CİNNET HALİNDE"

Televizyon programlarına bakıldığında girişimci kadından, bilim kadınlarından, hakim, avukat kadınlardan çok magazin dünyası kadınlarının rol model olarak gösterildiğini, televizyon dizilerinde ise kadınların süs eşyası, erkeklerin ise kabadayı olarak öne çıktığını vurgulayan Çetin, "Diğer taraftan, Türkiye’de bir sosyal cinnet hali olduğunu birçok bilim adamı ve yazar da artık söylüyor. İnsanlar öfkeli ve nefret dolu. Bunu günlük hayatta da görüyoruz. İstanbul’da dükkanının camına kartopu gelen esnaf genç gazeteciyi bıçakladı. Bu nefret, hiddet, öfke ve şiddet, her yere yayılıyor. İşte İzmir’de bir öğrenci çıkan olaylarda öldü. Hapishanedeki insan sayısında Avrupa ülkelerine fark atmış durumdayız. Bizde tutuklu sayısı 150 bine giderken, nüfusu bizden daha çok olan Almanya bile bizim yarımızda." şeklinde konuştu.

"ÇALIŞANLAR TESTTEN GEÇMELİ"

Birçok meslek dalında çalışanların düzenli olarak psikolojik testten geçmesini savunan Çetin, şöyle konuştu: “Türkiye’de çok az meslek dalında psikolojik test yapılıyor. Oysa önemli görevlerde olanlar, toplumla muhatap olan meslekler için bu zorunlu olmalıdır. Ayrıca işverenler olarak bu konuda hepimiz çaba harcamalıyız. Şirketler, işverenler çalışanlarına eğitim verebilir, şiddete uğrayan kadın çalışanlara özel destek sağlanabilir. Kadının sosyal yaşamdaki yerini geliştirmek için ne gerekiyorsa yapalım.”

"ANTALYA’YA YAKIŞMAYAN BİR KALİTESİZLİK YAŞANIYOR"

Antalya’da özellikle ticaret ve hizmet sektöründe bir markalaşma kültürü gelişmediği eleştirisinde bulunan Çetin, şunları söyledi: “Kaliteyle değil, fiyat kırmayla rekabet kültürü gelişti. Bazı sektörlerde Antalya’ya yakışmayan bir kalitesizlik, ucuzluk, borcu zamanında ödememe gibi alışkanlıklar yerleşti. Antalya’nın hızlı büyümesi, her yerde sürekli işyeri açılması, apartman altında gecekondu gibi işyeri açılmasına izin verilmesi, kayıt dışı işlerin çokluğu, turiste dönük kısa vadeli işler yüzünden Antalya ticareti yara aldı. Önümüzdeki dönem önceliğimiz ticaret sektöründe kaliteyi yükseltmek ve ticareti geliştirmek olmalıdır.”

"ANTALYA’DAKİ İHALELERİ İSTANBUL ESNAFI ALIYOR"

Davut Çetin’in ardından söz alan meclis üyelerinden Tahir İbili, Antalya’daki ihalelerden ve işlerden haberleri olmadığı, bunları İstanbul firmalarının almasından şikayet etti. EXPO alanında birçok iş yürütülmesine rağmen Antalya firmaları olarak bunlardan haberleri olmadığı, işi İstanbul firmalarının aldığı eleştirisinde bulunan İbili, Antalya’da bazı otellerin duşakabinlerini bile İstanbul firmalarına taktırdığından yakınan İbili, "EXPO’da dünya iş yapılıyor ne yapılıyor haberimiz olmuyor. İstanbul esnafı geliyor benim burada ürettiğim domatesin fiyatını bile kendi belirliyor. Ben bu konuda esnafın ve üyelerin bilgilendirilmesi için bir araştırma başlatılmasını istiyorum." teklifinde bulundu. ATSO Başkanı Davut Çetin ise bu konuyla ilgili bir çalışma komisyonu kurulması için çalışma yapılacağını söyledi.