Bakan Çağlayan, Kahramanmaraş Sanayici ve İş Adamları Derneği (KASİAD) ve
Kahramanmaraş Vergi Dairesi tarafından MADO Sarayı'nda düzenlenen ''Vergi
Rekortmenleri Ödül Töreni''nde, Türkiye'de dolaylı ve dolaysız vergilerin yer
değiştirdiğini söyledi.
''Maalesef vergiyi tabana tam olarak yaymış değiliz'' diyen Çağlayan,
''Bugün, verginin tabana yayılamayışı, vergide yapılan denetimlere rağmen kayıt
dışı konusunda istenilen noktaya gelinmemiş olmasının faturasını dolaylı ve
dolaysız vergilerin yer değiştirmesiyle görüyoruz'' diye konuştu.
Gittiği her yerde vatandaşın haklı olarak zaman zaman ''enerji ve otomotiv
fiyatları üzerindeki ÖTV ve KDV'nin yüksek olduğundan'' bahsettiğini anlatan
Çağlayan, şunları kaydetti:
''Buna katılmamak mümkün değil. Bugün 1 litre motorin, 1 litre benzin
kullanan Türkiye'nin en zengini, orta hallisi veya şoför kardeşimiz aynı vergiyi
veriyor. Verginin tabana yayılamayışının bir sonucu olarak vatandaş aradaki gelir
dağılımındaki farklara rağmen aynı vergileri ödemek zorunda kalıyor. Bu konuda
hükümet olarak son derece önemli çalışmalar yaptığımızı ifade etmek istiyorum. Şu
anda Maliye Bakanlığı'nın üzerinde çalıştığı yeni düzenleme ümit ediyorum ki
inşallah bilhassa kayıt dışılıkla mücadele anlamında çok önemli kazanımlar
getirecektir.''
-İç ve dış borç-
Türkiye'nin 75 milyon 600 bin nüfusuna karşılık gelir vergisi mükellef
sayısının sadece 1 milyon 763 bin olduğunu anımsatan Bakan Çağlayan, büyüyen
Türkiye'nin vergi mükellefi sayısının ve verilen vergilerin daha yüksek seviyede
olmasının kaçınılmaz olduğuna işaret etti.
Bundan 10 yıl önce Türkiye'nin kamu iç ve dış borç toplamının milli gelirin
yüzde 74'ü olduğunu anlatan Çağlayan, ''O tarihte çok iyi hatırlıyorum toplanan
her 100 liranın yaklaşık 80 lirası borcun ancak faizini karşılardı. Bugün
şükürler olsun Türkiye'nin kamu iç ve dış borcu toplam Gayri Safi Yurtiçi
Hasılası'nın (GSYH) 3'te 1'ine düşmüştür. Maastrich Kriterleri, Avrupa Birliği
(AB) ekonomi kriterleri bunu yüzde 60 olarak kabul eder. Türkiye bugün gerek iç
gerekse dış borçlarının milli gelirinin üçte birine düşürerek 27 AB üyesinin 21
üyesinden daha az borca sahip olan bir ülkedir'' ifadelerini kullandı.
Çağlayan, ''İşte bu hükümetimizin vatandaşımızından mükellefinden toplamış
olduğu vergileri adeta namusu şerefi kadar kutsal sayarak en iyi şekilde
değerlendirmesidir. Vergi veren biliyor ki evelallah parası boşa gitmiyordur''
diye konuştu.
Konuşmasında iş adamlarına seslenen Çağlayan, ''Sektörlerinizde kayıt dışı
çalışan varsa bunları ihbar edecek olan sizlersiniz. Bir ülkede kayıtlı bir
işverenle kayıtsız işveren arasında haksız rekabet olur. Bu konuda mutlak suretle
otokontrol sistemi gereklidir'' şeklinde konuştu.
-Uluslararası yabancı sermaye-
1923'ten 2002 yılına kadar Türkiye'ye gelen doğrudan yatırım uluslararası
sermaye toplamının sadece 14,6 milyar dolar olduğunu dile getiren Çağlayan, şöyle
devam etti:
''Ama 2003'ten bugüne geldiğimizde bunun üzerine 10 yılda 124 milyar dolar
daha ilave uluslararası sermaye Türkiye'ye geldi. 80 yılda geleni 8,5 katından
fazlası son 10 yılda geldi. Son 10 yılda ve yüzde 75'i Avrupa'dan gelen
uluslararası doğrudan sermaye bizim kaşımıza gözümüze boyumuza posumuza gelmedi.
Evelallah boyumuz posumuz da fena değil. Türkiye'deki lojistik imkanlarına geldi.
Altyapı imkanlarına geldi. Türkiye eğer lojistik yapısını geliştirmemiş olsaydı,
46 havaalanı, 10 binlerce kilometre bölünmüş yolu yapmamış olsaydı, yabancı
sermaye bu şekilde gelmezdi. Bugün Türkiye'nin 4 saatlik uçuş mesafesinde
etrafında 56 ülkenin bulunmasını görerek geldi.
Bugün gelen uluslararası sermaye sadece üretim üssü olmak için gelmiyor.
Bakın bir şirket Coca Cola başta olmak üzere birçok uluslararası şirket bölge
yönetim üslerini Türkiye'ye getiriyorlar. Bu, iletişimde ulaşımda sağlamış
olduğunuz altyapıdan kaynaklıyor.''
Çağlayan, gelinen seviyenin Türkiye ekonomisini, dünyada ekonomisi başarı
hikayesi olan bir ülke haline getirdiğini vurgulayarak, ''Benim dönemim iyi
bilir. Biz hep Japonya'nın Güney Kore'nin başarı hikayelerini dinledik. Ama şimdi
2008 küresel krizinden başarıyla çıkmış, yıllardır IMF'ye hep borçlu olmuş bir
Türkiye, IMF desteği olmaksızın bir taraftan 14 Mayıs'ta IMF ile alacak-verecek
ilişkisini bitirirken bir yandan da tarihimizde ilk olarak IMF'ye 5 milyar dolar
evelallah kredi açacağız. Size soruyorum, şu anda IMF'nin Türkiye direktörünün
adını biliyor musunuz- Geçmişte IMF'nin direktörünü sokaktaki simitçi bilirdi''
dedi.
''Türkiye'ye gaza basmak yakışır-''
Bakan Zafer Çağlayan, nisan ayında milli gelir rakamlarının açıklanacağını
belirterek, şöyle devam etti:
''Tahmin ediyorum ki 2012 yılı için 800 milyar dolar gibi bir rakam çıkacak.
Türkiye'nin büyümesi yaklaşık 2,5 civarında olacak. İlk 9 ayda biliyorsunuz
ortalama büyüme 2,6 idi. Beni çok fazla tatmin etmiyor, ben daha fazla büyüme
taraftarı olan ve her fırsatta ekonomide gaza basılması gerektiğini söyleyen
biriyim. Çünkü Türkiye'ye gaza basmak yakışır, koşmak yakışır. Böyle bir ortamda
Türkiye ekonomide yüzde 2,5 bir büyüme olmasına rağmen Avrupa'nın en hızlı
büyüyen ekonomilerinden biri olacaktır. Bugün Avrupa ve dünya ekonomisi bırakın
büyümeyi birçok ülke daha az küçülmenin plan ve program hedeflerini
gerçekleştiriyor. Ümit ediyorum ki böyle bir ortamda 2013 yılı bu yıl büyümede
hedeflemiş olduğumuz yüzde 4'den daha üzerinde olacak bir yıl olacaktır. Bunun da
yolunun ihracattan geçtiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.''
Çağlayan, Türkiye ekonomisi büyürken politika belirleyen kurumların başta
Merkez Bankası olmak üzere son derece aktif ve hükümet politikalarıyla senkronize
olması gerektiğini sözlerine ekledi.