Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Capital ve Ekonomist dergileri tarafından düzenlenen 'Uludağ Ekonomi Zirvesi'nin kapanış konuşmasından sonra katılımcıların sorularını cevaplandırdı.

Bakan Mehmet Şimşek Merkez Bankası ile ilgili yaşanan tartışmalar ile ilgili bir soruya şu cevabı verdi: “Dün Sayın Başbakan Yardımcımızın da ifade ettiği gibi bu sadece Türkiye’ye özgü bir dalgalanma değil. Sadece Türkiye’ye özgü değil. Aşağı yukarı bütün gelişmekte olan ülkeler için söz konusu. Son 8 ayda reel olarak dolar neredeyse yüzde 17 yükselmiş, bu çok dramatik bir yükseliş ve bu en net şekilde Euro’ya karşı değer kazanmasını gösterebiliriz. Türkiye’ye özgü değil. Türkiye’nin temelleri sağlam. Sorunlu alanlarımız var ama bunları çözmek için irade var, reform programı var, siyasi istikrar var. Dolayısıyla ben o kadar kötümser değilim. Bu dalgalanma sonunda zaman zaman ortalık toz duman, eninde sonunda bunlar yatışacak ve tekrar dönüp bir ülkenin temellerine bakılacak. Türkiye’nin temellerine bakın maliye politikasında bir sorun var mı? Borçların sürdürülmesinde bir sorun var mı? Peki bu kur hareketleri cari açığı olumlu mu olumsuz mu etkiliyor? Tabi ki kısa dönemde bu kur hareketinin etkisi olacak ama ben şuna inanıyorum. Seçimden hemen sonra bu güçlü reform programıyla siyasi istikrar Türkiye’nin de sağlam temelleri ile Türkiye tekrar yüksek büyüme patikasına oturacak ve bu kur hareketlerine karşı tabi ki bizim direncimiz de çok daha güçlü olacak. Tartışmalarda geride kaldı, zaten gereken açıklamalar yapıldı, benim ilave edecek bir şeyim yok. Biz önümüze bakacağız inşallah Türkiye’nin nasıl ki küresel krizden, yani 2008-2009’dan en az etkilenecek şekilde süreci götürdü isek bu tabi ki şu anki dalgalanmalardan da en az etkilenecek şekilde götüreceğiz. Gelişmekte olan ülkeler için petrol fiyatlarını düşüşü doların çıkışı olumsuzdur ama Türkiye için yarı olumlu yarı olumsuzdur, dolayısıyla bu avantajımız eninde sonuna görülecektir.”

“Tartışmalar geride kaldı dolayısıyla Merkez Bankasına dönük sert açıklamaların geride kaldığı söylenebilir mi? şeklinde soruya Bakan Mehmet Şimşek, şu karşılığı verdi: “Çok açık ve net bütün bu açıklamalar en net ve açık bir şekilde görevdeyken söylendi. Bu anlamda tartışmalar tabi ki geride kaldı herkes hepimiz tabi ki ülkemizin daha da güçlenmesi, güçlü bir şekilde yoluna devam etmesi için çalışıyoruz.”

Bakan Mehmet Şimşek, “Başkanlık sisteminin gündeme gelmesi halinde senaryo nasıl olacak?” sorusu için de şunları söyledi: Varsayımsal bir takım sorulara senaryolar üzerine yorum yapmak zor olur. Önemli olan şey şu Türkiye’nin yol haritası belli. Şu anki kamuoyu yoklamaları Türkiye’de ki siyasi istikrarın devam edeceğini gösteriyor. Allah korusun Türkiye’de bir siyasi istikrarsızlık olsa bir düşünsenize. Yanı başımızda olup bitenlere bir bakın, şu küresel konjoktüre bir bakın, ben inanıyorum ki vatandaşımız siyasi istikrara sahip çıkacak ve siyasi istikrar devam ettiği sürece ben inanıyorum ki bu günler, nispeten inişli çıkışlı günler yerini Türkiye’nin daha güçlü büyüme politikasına oturduğu bir döneme bırakacak. Başkanlık sistemi tabi ki böyle bir ortam olursa o zaman değerlendirilir. Başkanlık sisteminin yönetimde istikrar anlamında katkıları olduğu ortada ama hiçbir sistem yapısal sorunları reform olmadan çözemez.”

Hiçbir sistemin tek başına reformsuz Türkiye’nin sorunlarını çözüp Türkiye’yi birinci lige yükseltemeyeceğinin altını çizen Şimşek, “Türkiye’nin birinci lige yükselmesi tabi ki yönetimde istikrar, siyasi istikrarla birlikte ki başkanlık sistemi bunu sağlayabilir, aynı zamanda reformla olur, reform olmazsa olmazımızdır.” şeklide cevap verdi.

Bakan Mehmet Şimşek, “İş adamlarının yeni bir reform isteğine” ilişkin sorusunu, “Var, ekonomi programı sürekli yenilendi, yenileniyor. Ekonomiler canlı organizmalar gibidir, sürekli bir şekilde makro ihtiyati çerçeve 2002’de mi vardı, sürekli bir şekilde reform yapılıyor, bireysel emeklilik fonları biz bu kadar teşvik vermeseydik, fon büyüklüğü bu gün neredeyse 37-40 milyar liraya ulaşmasaydı, borsadaki hareketlilik, borsanın aşağı yönlü, bu son dalgalanmada bu kadar sınırlı mı olacaktı, ekonomik programı sürekli yenileniyor.” diye cevapladı.

Bakan Mehmet Şimşek, Türkiye’nin temelinin eğitim olduğuna değinilen bir soru üzerine de şöyle konuştu: “Aslında bu reform programını biz 4 başlık altında toplayabiliriz. Çünkü 4-5 alan bir çok alanla kesişen reform programları. Diğer reform programlarına çok benziyor. Sürdürülebilir büyüme, sürdürülebilir çevre. Türkiye’nin aslında bu reform programı çok açık ve net olarak 4-5 alanda çok odaklandı. Yüksek büyüme, bu bir çok alanda çalışmayı gerektiriyor. Sürdürülebilir çevre bir çok alanda çalışmayı gerektiriyor. Bunlar çok temel alanlardır. Beşeri sermaye bunun önemli bileşeni. Bizim en büyük önceliğimiz eğitim. Belki bizim oturup onun kafalardaki soru işaretlerini giderecek şekilde bir başlıklandırmamız gerekecek.”

“Kredi ajanslarının Türkiye ekonomisine ilişkin önümüzdeki hafta değerlendirmesi olacak, siz bir değişiklik bekliyor musunuz?” şeklindeki soruya karşılık da Bakan Şimşek şu değerlendirmeyi yaptı: “Sırf piyasalardaki dalgalanmalardan dolayı bir değişik olmaz. Jeopolitik riskler geçen seneden daha mı kötü. Geçen sene bir DEAŞ olayı çıktı ve neredeyse Suriye ve Irak’ın önemli bir kısmını ele geçirdi. Bu sene şu anda öyle ki, en azından şu anda Irak’ta zemin kaybediyor. Suriye’de ona karşı çok büyük bir kampanya var. Geçen seneye göre jeopolitik gerginlikleri arka planı daha kötü olduğuna ben inanmıyorum. AB toparlanıyor bizim için olumlu. Türkiye’de ki tartışmalar önemli oranda iç tartışmalardır. Ve ben şuna inanıyorum esas patikada, politika duruşunda bir değişiklik yok, yol haritasında değişilik yok. Türkiye eskiden olduğu gibi de pragmatik bir şekilde rasyonel bir zeminde politikalarını uygulamaya devam edecek. Tartışmalar her yerde olur. Tartışmalar var diye siz not değişimine gitmezsiniz. Avrupa Birliği'nde de bunlar yaşandı, başka yerde de yaşanıyor. Sırf bu sebeplerden dolayı bir not değişikliğinin pek anlamlı olmayacağı kanaatindeyim. Ama tabi kredi derecelendirme kuruluşlarının kararların bizim öngörmemiz o yönde bir tahmin yapmamız zordur, her zaman rasyonel bir zeminde karar vermediklerini sizde biliyorsunuz. 3 A notu verdiği ülkeler 2008-2009’da battı, 3 A notu verdikleri şirketler battı. Ama çok düşük not verdikleri Türkiye ne yaptı yıldızlaştı. Ve yükselen bir ekonomi olarak büyük bir başarı ortaya koydu. Değerlendirmeyi ben size bırakıyorum.”

(Son)