Türk ihracatçısı bir yandan yüksek reel faiz, düşük döviz kuru ve özellikle tekstil ithalatıyla mücadele ederken, dünya pazarındaki yerini de korumaya çalışıyor. İhracatın lokomotifi olarak bilinen tekstil sektöründe önemli bir yere sahip olan Kahramanmaraş, önceki aylara göre ihracatını yükselterek ekim ayında 28.7 milyon dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Kentin ihracatı, 2007 yılının ilk 10 ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 22 artarak 227 milyon dolardan 273 milyon dolara yükseldi. İhracatın 2007 yılı sonunda 315 milyon doları geçmesi bekleniyor. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Kahramanmaraş'ın ihracatının tamamına yakınının sanayi sektöründen oluştuğu gözlenirken, tarım ve madencilik sektöründeki ihracatın yok denecek kadar az olduğu dikkat çekiyor. Verilere göre; sanayi sektöründe 269 milyon dolar, tarım sektöründe 4 milyon dolar, madencilik sektöründe ise 8 bin dolar ihracat yapıldı. Sanayi ürünlerinde ilk sırada 198 milyon 104 bin 69 dolar ihracatla tekstil ve hammaddeleri bulunurken, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü 37 milyon 299 bin 901 dolarla ikinci, demir ve demir dışı metaller 24 milyon 871 bin 586 dolarla üçüncü sırada yer aldı. Tarım sektöründe de 2 milyon 790 bin 655 dolarlık hububat, bakliyat, yağlı tohumlar ve mamulleri ile 126 bin 723 dolarlık yaş meyve-sebze ve mamulleri ihracatı göze çarpıyor. Ağaç mamulleri ve orman ürünlerinde 651 bin 253 dolarlık ihracat yapılırken, canlı hayvan, su ürünleri ve mamullerinde ise 485 bin 244 dolarlık ihracat gerçekleşti. Bu arada, bölgeden yapılan ihracatta ilk sırayı 90.5 milyon dolarlık ihracatla İtalya alırken, İtalya'yı sırasıyla 14.6 milyon dolarlık ihracatla Almanya, 14.5 milyon dolarlık ihracatla İngiltere, 13.2 milyon dolarlık ihracatla İsrail ve 13 milyon dolarlık ihracatla Portekiz izledi. KMTSO Başkanı Mehmet Balduk, ihracatta yaşanan artışın bir değer taşımadığını, sanayicinin oluşan stoklarını eritmek ve işçilerini çıkarmamak için düşük fiyatlarla ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti. Yüksek reel faiz ve düşük döviz kurunun ihracatı değersiz hale getirdiğinin altını çizen Balduk, "Sanayici, faiz oranı ve kur seviyesine çok duyarlıdır. Türkiye'de uygulanan yüksek reel faiz politikası sonucu aşırı değerli YTL ve düşük döviz kuru ithalatı cazip hale getirirken, ihracatı ise karsız, hatta zararına satılmasına neden oluyor. Bugün sanayici, karsız ve maliyetin altında ihracat yapmak zorunda kalıyor" şeklinde konuştu. Bu olumsuz tablonun devam etmesi halinde üretim ve istihdam konusunda ciddi sıkıntı yaşanacağını vurgulayan Balduk, şöyle konuştu: "Uzun süredir devam eden bu durum karşısında sanayicinin artık dayanacak gücü kalmadı. Bu olumsuz tablonun devam etmesi halinde üretim ve istihdam alanında ciddi azalmalar olacak. Fabrikaların kapandığı haberlerini alıyoruz. Üretime devam eden fabrikalar ise stoka çalışıyor. Fabrikaların depolarında yer kalmadı. Bu kesinlikle sürdürülebilir bir durum değil. 'Faizler iyice düşsün, döviz kuru uçsun' demiyoruz. Ama her ikisinin de bu seviyede olmaması gerekiyor. Türkiye büyüme ve ihracat artışında devamlılığı sağlamak için, bir an önce döviz ve faizi dengeli bir seviyeye getirmeli." Son dönemde yaşanan iplik ithalatına da dikkat çeken Balduk, "Tekstil ithalatı içerisinde ipliğin payı yüzde 43 oranında. Türkiye'nin iplik ithalatı 2001 yılında 1.2 milyar dolar iken bu rakam 2006 sonu itibariyle 2.7 milyar doları geçti. Türkiye'ye her yıl tüm fabrikaları kapatacak düzeyde tekstil ara malları girişi gerçekleşiyor. Türkiye bu haliyle büyük bir tekstil pazarına dönüştü. Düşük döviz kuru politikası bu olumsuzluğa çanak tutuyor. İllegal kumaş ve iplik ithalatı sorunun daha da büyümesine neden oluyor. Bu durum karşısında devlet vergi kaybına uğrarken, içerideki üretici haksız rekabet ile karşı karşıya kalıyor" ifadelerini kullandı.