Bank Asya hissedarlarının avukatı Süleyman Taşbaş, Bank Asya'nın borsada işlem gören B Grubu hissedarları adına BDDK'nın kararlarına ilişkin yürütmeyi durdurma davası açtıklarını açıkladı.

BDDK'nın almış olduğu kararın artık B Gurubu hissedarlarını da ilgilendirdiğini kaydeden Taşbaş, "Borsada işlem gören 18 bin hissedar bulunmakta. Bugünde A Grubu hissedarlarının yanında B Grubu hissedarları adına da BDDK'nın kararına ilişkin yürütmeyi durdurma talebi davası açtık, bu davaları açmaya devam edeceğiz." dedi.

Avukat Süleyman Taşbaş, Ankara Bölge İdare Mahkemesi önünde Bank Asya'nın borsada işlem gören B Grubu hissedarları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Taşbaş, daha önce A Grubu hissedarları lehine BDDK aleyhine 100'ün üzerinde dava açtıklarını hatırlattı. BDDK'nın kararına ilişkin işlemin iptaliyle alakalı 60 günlük sürenin olduğunu açıklayan Taşbaş, şöyle devam etti: "29 Mayıs 2015 tarihinde bu karar alınmıştı. 29 Temmuz 2015 tarihine kadar süremiz var. Bu süre içinde bu davaların açılması lazım. Bu davalardan maksat işlemin iptali. Devamında da hissedarların borsada işlem gören hisseleriyle ilgili bulunmuş oldukları hisselerindeki kayıplar ve hissenin elde edemediği kazançların tazminine ilişkin davalar. Bu manada özellikle B Grubu hissedarların bu davaları vakit geçirmeden açmaları gerekmekte."

ADALET GÜNEŞİNİN DOSYALARIMIZIN, DAVALARIN ÜZERİNE DOĞACAĞI GÜNÜ SABIRSIZLIKLA BEKLİYORUZ

BDDK'nın kararlarının 4 temel noktaya dayandığını belirten Taşbaş, BDDK'nın ortaklık yapısındaki şeffaf olmayan durum, yönetim yapısı, mali bünyede bozukluk ve yasadaki istikrarı olumsuz etkileme gibi temel kavramlar üzerinde karar aldığını söyledi. Bakıldığında ortakların kendileriyle alakalı belgelerin yüzde 92'sinin BDDK'ya teslim edildiğini açıklayan Taşbaş, "Yönetimin yapısı belli, bu zaten BDDK'ya verilmiş durumda. Bankanın mali durumunda bir problem söz konusu değil, bizzat TMSF yetkilileri bizzat bankanın yöntemim kurulu bankanın kar ettiğini açıkladı. Bu durumlar piyasadaki istikrarsızlıklar değil, bilakis piyasaya katkı sağlamaktadır. Bu kararın hukuki mesnedi bulunmamaktadır. Talimatla alınmış bir karar olduğu her halükarda göz önündedir. Bu kararın yargıdan döneceğine inanıyoruz. Adalet güneşinin dosyalarımızın, davaların üzerine doğacağı günü sabırsızlıkla bekliyoruz. Bu günün de çok uzak olmadığını düşünüyoruz. Çünkü artık vicdanların da çok hırpalandığını düşünüyoruz. Yargının objektif kararıyla da hak sahiplerine haklarının teslim edileceğini, yönetim kurulu üyelerinin görevlerine iade edileceğini bekliyoruz. Hissedarlar hak kaybını önlemek için vakit kaybetmeden müracaatlarını yapmalılar. Banka faaliyetlerine devam etmekte. Mudiler bu noktada müşteri olsunlar. Bunu konusunda uzman kişiler de söylemekte, TMSF kendisi ifade etmektedir. Daha önce 3 Şubat'ta belgelerin teslim edilmediğine ilişkin bir karar alınmıştı. Bu kararın artık bir gerekçesi kalmadı. 4-5 aydır zaten bankada TMSF bulunmakta. Şöyle bir durum ortaya çıkıyor; Sanki TMSF kendi yapmış olduğu işlemlerin eksik olduğu düşüncesiyle BDDK tarafından karar alınıyor, bu da tezat bir durum oluşturmakta. Hukuki sürecin bütün kılcallarıyla tarafımızdan ele alındığını belirtmek isterim. Sürecin büyümeden hukuki yollarla çözülmesi en büyük temennimizdir." diye konuştu.