Bank Asya'nın ortakları Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) tarafından yönetime atanan isimlere ihtarname çekti.

Ortaklardan Ortadoğu Tekstil Ticaret Sanayi AŞ ve BJ Tekstil Ticaret ve Sanayi AŞ’yi temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Ali Akbulut, Negiş Giyim AŞ’yi temsilen Yönetim Kurulu Başkanı Tacettin Negiş, Dekorasyon Sanayi ve Ticaret AŞ’yi temsilen Hasan Kahveci ve Salih Kahraman, Sürat Basım Yayın Reklamcılık ve Eğitim Araçları Sanayi Ticaret AŞ’yi vekâleten Avukat Mehtap Pakdemir'in yanı sıra Ali Rıza Tanrıseven, Osman Can Pehlivan'ın BDDK’ya yönelik ihtarnamesinde şöyle denildi:

“3 Şubat 2015 tarihinde BDDK tarafından alınan karar nedeniyle ortaklar olarak atadığımız yönetim kurulu üyelerinin görevden alındığını ve TMSF tarafından yönetim kurulu üyesi olarak atama yapıldığını öğrenmiş bulunmaktayız.

Ortaklar olarak bankanın kuruluşunda banka kurucularında aranan şartları taşıdığımıza dair tüm bilgi ve belgeler eksiksiz olarak BDDK’ya sunulmuş ve onaylanmıştır. Yine banka hisselerinin halka arzı sürecinde ve hisse devirlerinde anılan prosedür yine işletilmiş ve tüm bilgi ve belgeler sunulmak suretiyle BDDK’nın onayından geçmiştir. Bugüne kadar da ortaklığımızla ilgili bir eksiklik ya da sorun olduğuna dair herhangi bir kurum tarafından resmi bir bildirim yapılmamıştır.

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), BDDK, Merkezi Kayıt Kuruluşu (MKK) gibi devlet kurumlarında var olan belgeler hukuki bir dayanak olmaksızın tekrar istenmesine ve bankamız tarafından müteaddit defalar süre istenmesine rağmen yeterli süre verilmemiştir. Söz konusu kararı aldığınız tarih itibariyle yüzde 58’lik kısmını temsil eden ortaklarımız tarafından ilgili evraklar kurumunuza intikal ettirilmiştir. Kurumunuza gönderilen bu evraklar hiçbir incelemeye tabi tutulmadan karar alınmış olması hukuken kabul edilemez. Durum böyle olmasına rağmen ‘ortaklık yapısının belirsiz olduğu ve kurucu ortak vasfının kaybedildiği ’ gibi hukuken ve mantıken kabul edilemez bir gerekçe ile işlem yapılması doğru değildir. Bu işlemle ilgili olarak gerekli yasal başvurular da tarafımızdan yapılacaktır.

BDDK Kurul üyeleri olarak hukuki dayanaktan yoksun bu karar nedeniyle 4 Şubat 2015 tarihinden itibaren oluşabilecek herhangi bir zarar söz konusu olduğunda Türk Ceza Kanunu ve Bankacılık Kanunu gereğince tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı bilmenizi isteriz. Ayrıca oluşabilecek bir zarar söz konusu olması halinde Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu gereğince şahsınıza karşı tazminat haklarımızı da kullanacağımız bilinmelidir.

Açıkladığımız nedenlerden ötürü yönetim kurulunu görevden alma kararından rücu edilerek önceki yönetime görevin iadesi için gerekli işlemin, telafisi güç zararların önlenmesi için ivedilikle yapılmasına; faaliyetlerinizden ötürü sermayedarlara karşı sorumlu olduğunuzu hatırlatır ve 4 Şubat 2015 tarihinden itibaren oluşacak tüm zararlardan dolayı yasal haklarımızı saklı tutar, gerekli cezai ve hukuki başvuruların sonuna kadar kullanılacağını ihtaren bildiririz. “

“BANKANIN BUGÜNDEN SONRAKİ DURUMUNU YAKINDAN TAKİP EDECEĞİZ”

Ortaklar tarafından bir ihtarname de Bank Asya’nın yeni Yönetim Kurulu’na çekildi. Bu ihtarnamede de şu ifadelere yer verildi:

“3 Şubat 2015 tarihinde BDDK tarafından alınan karar nedeniyle ortaklar olarak atadığımız yönetim kurulu üyelerinin görevden alındığını ve TMSF tarafından yönetim kurulu üyesi olarak atandığınızı basından öğrenmiş bulunmaktayız Asya Katılım Bankası AŞ’nin ortağı ve hissedarıyız. Banka ortağı olarak tarafımıza BDDK ya da TMSF tarafından süreçle ilgili herhangi bir bilgi verilmemiş ve neden bu şekilde bir karar alındığı izah edilmemiştir.

Ortaklar olarak bankanın kuruluşunda banka kurucularında aranan şartları taşıdığımıza dair tüm bilgi ve belgeler eksiksiz olarak BDDK’ya sunulmuş ve onaylanmıştır. Yine banka hisselerinin halka arzı sürecinde ve hisse devirlerinde anılan prosedür yine işletilmiş ve tüm bilgi ve belgeler sunulmak suretiyle BDDK’nın onayından geçmiştir. Bugüne kadar da ortaklığımızla ilgili bir eksiklik ya da sorun olduğuna dair herhangi bir kurum tarafından resmi bir bildirim yapılmamıştır.

SPK, BDDK, MKK gibi devlet kurumlarında var olan belgeler hukuki bir dayanak olmaksızın tekrar istenmesine ve yeterli süre verilmemesine rağmen çoğunluğu teşkil eden yüzde 58 hisseye sahip ortaklar tarafından istenilen belgeler BDDK’ya gönderilmiştir. Kalan kısmında gönderilmesi sağlanacaktır. Böyle olmasına rağmen ‘ortaklık yapısının belirsiz olduğu ve kurucu ortak vasfının kaybedildiği ’ gibi hukuken ve mantıken kabul edilemez bir gerekçe ile işlem yapılması doğru değildir. Bu işlemle ilgili olarak gerekli yasal başvurular da tarafımızdan yapılacaktır.

3 Şubat 2015 tarihi itibariyle ortağı olduğumuz bankanın, ekonomik ve mali durumu, likidite, sermaye yeterliliği ve benzer rasyoları, işleyişi ve faaliyetleri banka kayıtlarında yer aldığı şekli ile Bankacılık Kanunu ve ilgili kanunlara uygundur. Bu şekliyle ortağı olduğumuz bankanın bugünkü ekonomik durumu ile bugünden sonraki durum tarafımızdan yakinen takip edilecektir.

BDDK Kurul üyeleri olarak hukuki dayanaktan yoksun görev nedeniyle 04Şubat 2015 tarihinden itibaren oluşabilecek herhangi bir zarar söz konusu olduğunda Türk Ceza Kanunu ve Bankacılık Kanunu gereğince tüm yasal haklarımızı kullanacağımızı bilmenizi isteriz. Ayrıca oluşabilecek bir zarar söz konusu olması halinde Türk Medeni Kanunu ve Borçlar Kanunu gereğince şahsınıza karşı tazminat haklarımızı da kullanacağımız bilinmelidir.


Açıkladığımız nedenlerden ötürü, faaliyetlerinizde ötürü sermayedara karşı sorumlu olduğunuzu hatırlatır ve 4 Şubat 2015 tarihinden itibaren oluşacak tüm zararlardan dolayı yasal haklarımızı saklı tutar, gerekli cezai ve hukuki başvuruların sonuna kadar kullanılacağını ihtaren bildiririz.”