Şahin, yaptığı açıklamada, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'ye ait olan ve içerisinde Elazığ, Malatya, Erzincan ile Elbistan Şeker Fabrikaları'nın yer aldığı Portföy B'deki nihai pazarlık görüşmeleri sonucunda, en yüksek teklifi 266 milyon dolarla Kolin-Limak grubunun verdiğini belirtti. Şahin, verilen fiyatın komik olduğunu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bu özelleştirmeyi onaylamayacağına inandıklarını ifade etti Elbistan Şeker Fabrikası'nın bin 783, Malatya Şeker Fabrikası'nın 385, Erzincan Şeker Fabrikası'nın bin 61, Elazığ Şeker Fabrikası'nın ise 873 dönüm çok değerli arsalara sahip olduğunu dile getiren Şahin, şunları söyledi: ''Fabrikaların bulunduğu alanlar bugün şehirlerin en değerli yerlerinde bulunuyor. Özelleştirilecek olan bu fabrikaların toplam arsası 4 bin 102 dönüm. Biz, bu özelleştirmenin erteleneceğini ümit ediyoruz. Bu konuda AK Parti Grup Başkanvekilimiz sayın Mahir Ünal ile de görüşmeler yaptık. Fabrikaların arsa fiyatlarının dahi, yapılan özelleştirme fiyatından yüksek olduğunu ifade ettik. Sayın Ünal'ın bu konuyu Başbakanımıza ilettiğini biliyoruz. İnşallah sayın Başbakanımız bu özelleştirmeye onay vermeyecek ve özelleştirme ertelenecek. Özelleştirmenin erteleneceğini ümit ediyoruz.'' Portföy B'de yer alan Elbistan Şeker Fabrikası'nın şeker üretim dengesinin sağlanabilmesi için mutlaka kamunun elinde kalması gerektiğini vurgulayan Şahin, Elbistan Şeker Fabrikası'nın devlet tarafından desteklenmesi gerektiğine inandıklarını kaydetti. Elbistan pancarının Türkiye'nin en kaliteli pancarı olduğunu ifade eden Şahin, ''Bu pancarla üretilen şeker ise en kaliteli şekerdir. Diğer yandan fabrikanın sahip olduğu geniş arsası, Ceyhan Nehri'nin kaynağı olan Pınarbaşı'na bakıyor. Yani bir taraftan Elbistan halkı için çok önemli bir alan. Bu özelleştirmenin mutlaka ertelenmesi gerekiyor. Biz sendika olarak bu satışa karşıyız'' diye konuştu. Fabrikada çalışan işçilerin durumu hakkında da bilgi veren Şahin, açıklamasını şöyle tamamladı: ''Fabrikamızın da içinde bulunduğu B portföyü için nihai pazarlık dönemi sona erdi. Ancak, devir konusu henüz gerçekleşmedi. Süreç bu şekilde iken, işçi ve memurlara tayin seçeneğinin sunulmasına bir anlam veremiyoruz. Devri gerçekleşmemiş bir fabrikanın işçisinin şuraya, buraya gönderilmek istenmesi bize göre çok yanlış. Biz sendika olarak işçilerimizin mevcut haklarını korumak amacıyla mücadele ediyoruz. Böylesi durumlar işletmede istikrarsızlığı oluşturuyor. İşçilerimiz şuanda ne yapacaklarını bilmiyorlar. İşçi ve memur için normal sistem ne ise aynen devam etmelidir. Gemiyi en son terk etmesi gerekenlerin, herkesten önce tayin alıp gitmeleri de, işçi ve memur arasında huzursuzluğa neden oluyor.''