Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’nun (TMSF) Bank Asya yönetimine el koymasına bir tepki de Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) ilk başkanı Zekeriya Temizel’den geldi. Temizel, imtiyazlı payı bulunan bazı ortakların kurucularda aranan nitelikleri taşıdıklarını gösteren bilgi ve belgelerin verilen sürede kuruma gönderilmemesinin yönetim atamaya gerekçe olamayacağını belirtti.

Zaman Gazetesi’nin haberine göre Temizel, Bankacılık Kanunu’na göre banka yönetimine kurucuların kurucu olma vasfını kaybetmeleri durumunda el konulabileceğini söyleyerek, 'belgeleri vermediler' diye el koyma işleminin yapılmasının mantıklı ve tutarlı olmadığını vurguladı. Kurucuların durumlarında değişiklik olup olmadığı konusunu BDDK’nın kendisinin de araştırabileceğini dile getiren Temizel, "Bank Asya’nın kurucuları 15 seneden beri kurucu olma niteliklerini taşıyorlardı da şimdi mi kaybettiler?" diye sordu. Kendisinin BDDK başkanı olduğu dönemde belgelerini vererek banka kurma izni alan insanların dosyalarında belge eksikliğiyle karşılaşmadıklarını kaydeden Temizel, "Bu olay tam anlamıyla hukuk olayıdır, eğer bu olayı kanıtlayamazlarsa kurucu ortakların daha önce var olan niteliklerini kaybettiklerine ilişkin çok somut verilerle bir karar ortaya koyamazlarsa bankacılık açısından gerçekten zor durumla karşılaşırlar." ifadelerini kullandı.

Geçmiş yıllarda banka kaynaklarını kendi ve ortaklarının lehlerine kullanan, mali durumu tam anlamıyla bozulup da vatandaşı zor durumda bırakan bankalara el konulduğunu anlatan Temizel, "Şimdi ilk defa olarak 18. maddeye göre kurucu olma niteliklerini kaybettikleri söylenen ortaklar yüzünden bir bankanın yönetimine el konuluyor." diye konuştu. Temizel, serbest piyasa da liberal bir ekonomide hele şirketler halka açıksa bunların hiçbir zaman kişilerin, grupların kavgalarına alet edilmemesi gerektiğini kaydetti. Bu kurumların ekonominin aktörleri olduğunu ve buradan çıkacak dalgalanmanın nerelere çarpacağını tahmin etmenin kolay olmadığını belirten Temizel, "Liberal bir ekonomide özellikle belirli grupların kişilerin kavgalarına kurumlar karıştırılamaz. Bu temel kurallardan birisidir. Bu imajın oluşturulmaması gerekir." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Bank Asya hakkında "O banka zaten batmış." sözlerini de değerlendiren Temizel, böyle bir tavrın doğru olmadığını, hiçbir siyasinin bankalarla ilgili bu tür beyanlarda bulunamayacağını vurguladı. Temizel, gazete ve televizyonlarda bankalarla ilgili Bankacılık Kanunu’na göre yayınlanması suç olan bilgilerin yayınlanmasıyla ilgili olarak da BDDK’nın bu durumda işlem yapması gerektiğini söyledi. Kendisinin başkan olduğu dönemde bir kamu bankası hakkında mevduat sahiplerini panikletebilecek nitelikte ifadeler kullanan ünlü bir işadamına (merhum Sakıp Sabancı) hemen yasadaki müeyyidenin uygulandığını hatırlattı. BDDK’nın böyle durumlarda kesinlikle üzerine düşeni yapması gerektiğini belirten Temizel, "Tarafsız ve bağımsız kurum olma bunu gerektirir." ifadesini kullandı.

CANSIZLA: MALİ TABLO BOZULURSA BDDK HESAP VERİR

SPK eski Başkanı Doğan Cansızlar da Bugün Gazetesi'ne verdiği demeçte sermaye rasyosu en güçlü bankalar arasında yer alan Bank Asya’ya yapılan hukuksuz uygulamalar yüzünden Türkiye’nin risk priminin arttığını vurguladı. 18 yıldır şeffaf ve bütün denetimleri yapılmış bir şekilde bankacılık yapan bir bankanın kurucu ortaklarının bilgi ve belgelerinin BDDK’nın elinde olmadığını düşünemediğini ifade eden Cansızlar, şöyle konuştu:

"Bu yaşananlardan dolayı Türkiye daha fazla maliyetle borçlanacak. Bankanın mali yönden sıkıntısı yok. Çünkü sıkıntı olsaydı. 18. madde yerine 71. maddeden bankaya el konulup TMSF’ye devredilirdi. Bundan sonra mali yapısında bir problem olursa yeni yönetimin sorumluğunda olacaktır. Kentbank konusunda Türkiye tazminata mahkûm edilmişti. Lütfen bankacılık sistemimize zarar vermeyelim. Eski günlere geri döndürme girişimlerinde bulunmayalım."