Seçim sonrası kurulan yeni hükümet, 2016'nın ilk günüyle birlikte gübrede KDV'yi yüzde 18'den yüzde 1 gibi sembolik bir orana düşürdü. Aynı şekilde, yemdeki yüzde 8'lik KDV de yüzde 1'e indi. KDV yükünün ortadan kalkmasıyla üreticinin alım gücünün bir nebze artacağı konusunda herkes hemfikir. Ancak konunun diğer aktörlerinin yeni duruma nasıl adapte olacağı konusunda görüş birliği sağlanmış değil.
Seçim öncesi iki çözüm tartışılıyordu
Kararname açıklanmadan önce tartışılan konu gübrede KDV indiriminin tek taraflı olup olmayacağıydı. Gübre üreticileri açısından bu sorunlu bir durumdu; çünkü gübre hammaddesini yüzde 18'lik vergi ile alan firmalar ürününü yüzde 1 vergi ile satacaktı. Bu da ciddi bir mali yük altına girmek demek. Bu durumda iki öneri ön plana çıktı: İlki; KDV indirimi yerine bu farkın direkt olarak üreticilere ödenmesiydi. Diğer ise; gübre hammaddesinde de aynı vergi indiriminin uygulanmasıydı. Neticede 1 Ocak'ta Resmi Gazete'de yayınlanan karar ikinci seçenek yönünde oldu ve hammaddede de KDV'nin yüzde 1'e çekildiği açıklandı.

KDV indirimi fiyatlara tam yansımıyor
Yeni durumda bir çelişkiyi de bitki besleme pazarının hammadde tedarikindeki profili oluşturuyor. Türkiye üre, DAP gibi gübre hammaddelerinin yüzde 95 oranında yurtdışından ithal ediliyor. Bu durumun yerli ve ithalatçı firmalar arasında bir açı farkı oluşturduğu dile getiriliyor. Ocak ayının ortalarında diğer bir ses ise Ziraat Odalarından yükseldi. Buna göre yüzde 17'lik vergi düşüşünün fiyatlara ancak yarı yarıya yansımıştı. TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, örnek olarak üre fiyatlarının 1120 TL'den 1030 TL'ye indiğini, yani indirimin yüzde 8,04 düzeyinde kaldığını belirtti. Firmaların yüzde 7,44'lük bir fiyat artışına gittiğini söyleyen Bayraktar, KDV indirim tutarı kadar desteğin üreticiye doğrudan verilmesi talebini yineledi.

Nakdi uygulamalar suiistimal ediliyor
90'lı ve 2000'li yıllarda da buna benzer uygulamaların başarısızlıkla sonuçlandığını söyleyen Gübre Üreticileri İthalatçıları ve İhracatçıları Derneği Genel Sekreteri Sebahattin Emül: "Bu uygulama en gerçekçi çözüm olarak görülse de, en fazla suiistimal ve haksız ödemeler de bu nedenle oldu. Bizzat ben bu uygulamadaki bürokrasinin içerisindeydim. Ve üreticilikle ilgisi olmayan kişilerin gerekli evrakları temin ederek, yüksek miktarlarda haksız kazanç temin ettikleri ortaya çıktı. Ayrıca milyonlarca üreticinin desteklerden faydalanmaları için temin ettikleri milyonlarca evrakı arşivlemek, ilgili kuruluşlar ve bu paraların ödendiği bankalar için tam bir çıkmaz halini almıştı."

Çelişkiler düzelecek mi?
Emül, indirimin fiyatlara yansıması konusunda ise sabırlı olmak gerektiğini dile getiriyor: "Bu bir geçiş süreci. Burada hem bürokratlara hem gübre temin edici firmalara hem de fiyatlarda indirim beklentisine giren üreticilerimize önemli fedakarlıklar düşüyor. Uygulamadaki sıkıntıların zaman içerisinde düzeleceğine inanıyorum. Bu adımla birlikte firma ve üreticilerimizin yükü azalırken tarımdaki verimlilikte artacaktır."
Gübre maliyetleri üreticilerin yakınmalarına en çok konu olan sorunlardan biri. Bu konuda atılan adım yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. KDV'nin yüzde 1'e inmesi sektördeki çelişkileri giderecek mi, yoksa geçmiş olumsuz deneyimlerin bir tekrarı mı olacak? Bunu önümüzdeki günler gösterecek.