Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, bakanlık görevi boyunca işverenin yanına gidip işçinin hakkını savunduğunu; işçi sendikasının yanına gelerek işverenin durumunu, derdini anlattığını söyledi. Riyakarlık yaparak herkesin ağzına bal çalarak görev yerine getirmediğini ifade eden Çelik, “Herkesin sorununu bir başkasına anlattık. Dedikki bu iş uzlaşmayla çözülecek bir iş diyalogla çözülecek bir iş aksi takdirde yeni sıkıntılarla karşı karşıla kalırız diye bunları bütün taraflarla paylaştık. Belki de bizim de sizlerle son toplantımız diye düşünüyorum. Toplantılara baktım soysal taraflarla bir toplantı görünmüyor. Ben şunu ifade edeyim. Dil çok önemli. Çalışma hayatında özellikle sorun çözmek istiyorsak sorunlar çözülebilir ama dilimize çok dikkat etmemiz gerekiyor.” diye konuştu.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, 29. İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası’nın Marriott Otel’deki açılışına katıldı. Bakanlık denetim uzmanlarının yılda iki kez bütün işyerlerini kontrol ettiğini; Soma’da son denetimin Mart ayında yapıldığını anlatan Çelik, “3 rapor geldi 3 raporda deniliyor ki, nisan ve mayıs ayında sıcaklık değerleri yükselmeye başlamış. Nisan ayında denetim yok martta denetim var. Bu konu denetim konusu anlık bir mesele gidersiniz hiçbir sorun yok ayrılırsınız 5 dakika sonra yapılan imalat neticesinde veya başka bir nedenden dolayı bir kaza ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Bu denetim elemanından ibaret değil ki bir işyeri güvenliği. O işleri sahibi yok mu, iş yeri güvenliği yok mu, madense maden mühendisi yok mu var var da var. Bir denetim uzmanı geldi geldi gelmedi kaza oluyor bu yaklaşım bizim güvenlik kültürü yaklaşımımıza son derece ne kadar sığ olduğunu gösteriyor. Denetim elemanı görevini yapacak o farkındalığı oluşturmak için.” şeklinde konuştu.

Bu kazalarda kimin suçu varsa net bir şekilde ortaya çıkarılması gerektiğini hatırlatan Çelik, “efendim neden izin vermediniz. Benden izin istendiği zaman bir tek rapor yok. Deniliyor ki, 2009, 2010, 2011, 2012, 2013, 2014 yıllarındaki bütün müfettişlere ve iş sağlığı güvenliği genel müdürüne soruşturma izni verelim. İş sağlığı güvenliği genel müdürü mevzuat yapar. 2009-2010-2011’de kaza yok. Geriye dönük bütün müfettişlere izin isteniyor. Bir veri var mı elimizde veri yok. Sonra ne oldu savcılık talebinden sonra 3 rapor soma komisyonu raporu, teftiş raporu ve diğer bilirkişi raporu ortaya ondan sonra çıktı. Bu konular kamuoyuyla yüzeysel içerikten yoksun bir değerlendiremeye tabi tutuluyor bunu yapmayalım. 301 kişinin bakınız 1 kişide önemli 301 kişi bir yerde hayatını kaybetmiş. Bu konu kimse tarafından örtbas edilmek, kapatılmak gibi bir gafletin içerisinde bir ferdin olduğu inancı içerisinde değilim. Öyle bir şey olabilir mi nereden kaynaklandıysa çıkacak.” açıklamasında bulundu.

Kimin ne kusuru varsa Yargı tarafından ortaya çıkarılacağını kaydeden Çelik, “Aslolan tekrar tekrar söylüyorum bu kazalar oluyorsa bunların sebebine bakmak lazım. Farkındalık yok. Bütün mevzuatın tamamı ile ilgili işveren duyarsız ise bu sorun çözülemez. İşçi bu farkındalığın önemli bir bölümü işçi eğitim ve sertifika konusunda önem vermezse yine bir sorun. Farkındalık ana sorun. Aşırı kar hırsı ‘cezamı öderim yoluma devam ederim’ mantığı bu anlayışta aslında çalışma hayatındaki önemli sıkıntılardan bir tanesi. Yalnız işi bitirmek ve kar etmeyi düşünüyor. İyi de çalışanda kar ediyor çalışanın durumu ne. Bunu düşünmüyorsan sıkıntı geliyor demektir. Onun için bu konuda mutlaka farkında olarak bu konuların üzerine gidilmesi gerekiyor.” şeklinde konuştu.

AYAKKABI BOYACILIĞINDAN TUTUNDA İNŞAAT AMELELİĞİNE KADAR ÇALIŞMIŞ BİR İNSANIM

“Bana kimse emeği anlatmasın ben emekleye emekleye gelmiş bir insanım çile çeke çeke gelmiş bir insanım hangi mesleği derseniz yapmış bir insanım.” diyen Çelik, “Ayakkabı boyacılığından tutunda inşaat ameleliğine kadar çalışmış bir insanım. Siz çaycılık yaptınız mı askı ile çay taşıdınız mı o askıyı çevirmeyi biliyormusun ben bunları yaşayan bir insanım. toplumda yaşanan bütün sıkıntıları yaşadım. Urfa’da da aynı yaşadım bursa’da da doğu karadeniz dede hep aynı yaşadım. Sorabilişiniz herkesi. Kimse zoraki yakıştırmalara kalkmasın. Ben kimseye bakanlık taslamış bir insan değilim. Bütün çalışma arkadaşlar bütün müdürlerin tüm sivil toplum örgütleri ile bir arkadaş gibi mesai arkadaşlarımın kesinlikle hiçbirisinin bakan olarak beni hissettiklerine inanmıyorum mühim olan verim nasıl alabiliriz ast üst şeklinde bakarsanız verim alamazsınız. Bunun için bu anlayış içinde çalışıyoruz.” ifadelerini kullandı.

İşverenin yanına gidip işçinin hakkını savunduğunu, işçi sendikasının yanına gelerek işverenin durumunu, derdini anlattıklarını vurgulayan Çelik şunları söyledi:

“Öyle riyakarlık yapıp onun ağzına bal çalmak bunun ağzına bal çalmak gibi bir görev yerine getirmedik. Herkesin sorununu bir başkasına anlattık. Dedikki bu iş uzlaşmayla çözülecek bir iş diyalogla çözülecek bir iş aksi takdirde yeni sıkıntılarla karşı karşıla kalırız diye bunları bütün taraflarla paylaştık. Belki de bizim de sizlerle son toplantımız diye düşünüyorum. Toplantılara baktım soysal taraflarla bir toplantı görünmüyor. Ben şunu ifade edeyim. Dil çok önemli. Çalışma hayatında özellikle sorun çözmek istiyorsak sorunlar çözülebilir ama dilimize çok dikkat etmemiz gerekiyor.”