CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Doç.Dr. Selin Sayek Böke, “Buradan iktidara açık bir çağrıda bulunuyoruz, ‘Bu Türkiye’nin yakalamış olduğu uzlaşı fırsatını Ekonomi Yönetiminin Demokratikleştirilmesi Eylem Paketini beraber uygulamaya koyarak somutlaştıralım ve samimi bir biçimde uzlaşı ile yönetimi Türkiye gerçeği haline getirelim’” dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Selin Sayek Böke, ekonomik gelişmelerle ilgili basın toplantısı düzenledi. Ekonomi yönetiminin demokratikleşmesi için atılması gereken en temel adım ortak aklı beraber iş yapma kültürünü toplumun her kesimin demokratik karar ve politika süreçlerine dahil etmek olduğunu söyleyen Böke, “Ekonomik demokratikleşmede verilecek ekonomik karalara aynı şekilde beraber iş yapma kültüründen geçiyor. Bu doğrultuda biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak Türkiye’nin siyasi kırılganlığını gidermenin ve ekonomik vasatlığı aşmanın yolunun tüm toplumu içerecek özgürlükçü bir demokrasiden ve özgürlükçük demokrasi ile beraber kurumların güçlendirilmesinden ve hukuk devleti çerçevesinin Türkiye için ana ilke olmasından geçtiğine inanıyoruz. Özgürlükçü demokrasi, laik eğitim olmadan hukukun üstünlüğü inşa edilmeden ve kurumla güçlendirilmeden ekonomi açısında bir anlam ifade etmeyecektir. Bugün yakalamış olduğumuz diyalog zeminini gerçek bir uzlaşıya çevirmek için artık sadece uzlaşıyı söylemde ve kapılarda değil iş yapış biçimimizde ve eylemde de göstermenin vakti aşikâr. Bu sebeple buradan iktidara açık bir çağrıda bulunuyoruz, ‘Bu Türkiye’nin yakalamış olduğu uzlaşı fırsatını Ekonomi Yönetiminin Demokratikleştirilmesi Eylem Paketini beraber uygulamaya koyarak somutlaştıralım ve samimi bir biçimde uzlaşı ile yönetimi Türkiye gerçeği haline getirelim’” diye konuştu.
Ekonomi yönetiminin demokratikleştirilmesi eylem paketinden bahseden Böke, paketin 3 temel unsur üzerine inşa edildiğini belirterek, “Bunlardan ilki liyakat temelli kurumsal düzenlemelerin ve katılımcı devletin ekonomi yönetiminde inşa edilmesi, liyakat temelli devletin ne kadar önemli olduğunu son 2 hafta Türkiye yaşamış olduğu şokla çok açık bir şekilde gördü. Liyakat temelli bir yönetimin ve katılımcı bir devletin özgürlükçü demokrasi için ne kadar önemli olduğu ortaya çıkmışken aynı şeyi ekonomi içinde söylemek mümkün” şeklinde konuştu.
6 maddeden oluşan eylem paketin ilişkin konuşan Böke, şunları kaydetti:
“Eylem paketimizde ilk maddenin hızla gerçekleştirilebilecek ilk maddenin Ekonomik ve Sosyal Konsey’in toplantıya çağırılması olduğu düşüncesindeyiz. Bir düzenleme ile Ekonomik ve Sosyal Konsey’e muhalefet yöneticileri de dahil edilerek konseyin anayasal bir zorunluluk olarak toplantıya çağırılması talebimiz var. Yine katılımcı devlet ve liyakat temelli kurumsal bir düzenleme için 2’nci önerimiz bağımsız kurum ve kurullarda hızla liyakat temelli atamaların yapılmasının sağlanması, kurumsal düzenlemelerin liyakat temelli ve katılımcı devleti inşa edecek şekilde düzeltilmesinin yanı sıra bir ekonomi reform paketinin olmasa olmaz bütünü samimi mali disiplini sağlayacak adımların atılmasından geçiyor. Bu sebeple 3’ncü önerimiz 2017 bütçesinin temelini oluşturacak olan orta vadeli programın çalışmalarına muhalefetinde katılımını sağlayacak bir sürecin işletilmesi bu bütçenin hazırlanması aşamasında muhalefetin toplumsal diyalogun parçası haline getirilmesine verdiğimiz önem kadar bütçenin harcamadan sonra denetiminde de muhalefete etkin rol verilmesi ve katılımı devletin inşa edilmesinin altını çiziyoruz. Bu sebeple 4’ncü önerimizde hızla mecliste bir kesim hesap komisyonunun kurulması ve bu komisyonun başkanlığını şeffaflığı ve katılımcılığı arttıracak bir biçimde ana muhalefet partisine verilmesini talep ediyoruz. 5’nci ihtiyaç duyulan madde Türkiye ekonomisini bugün sıkıştırmış olan bu yapısal sıkıntıların en temel ortaya çıkış sebebi olan kamu ihale kanununun hızla değiştirilmesi ve düzenlenmesi talebi kamu ihale kanununu etkin ve eşitlikçi bir yapıya kavuşturacak ve AB standartlarına taşıyacak düzenlemelerin hızla yapılması gerekiyor. Bu paketin 6’ncı ve son maddesi de verimli ve etki bir vergi siteminin ilk adımlarının bugünde vakit kaybetmeden atılması ve verginin bir ekonomik silah olmak yerine ödüllendirici bir mekanizmaya dönüştürülerek Türkiye’de gönüllü uyumun sağlamasından geçirilen bir uygulama.”
“Türkiye’de hem ekonomik ve sosyal konseyi davet ederek katılımcı devleti bugün işlettiğini gösterebilir bugün bağımsız kurum ve kurulların yeniden öz güvenlerini kazanacakları liyakat temelli bir atamayla piyasaya yol gösterebilir” diyen Böke, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Bütçenin hazırlığında ve denetiminde kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlayabilir. Kamu İhale Kanunu’nu AB standartlarına taşıyarak ahbap çavuş ilişiklileriyle tanımlanmış bugünkü yandaş ekonomik düzen yerine vatandaşı için bir ekonomik düzen kurabilir. Her şeyin ötesinde devletin bir tehdit değil vatandaşı için iş yapan yaklaşımını bir vergi reformuyla hem Türkiye’ye kaynak yaratacak hem de bir yarın ortaya koyacak ekonomik çerçeveyi hemen bugün hızla sağlayabilir. Ekonomik ve Sosyal Konsey bir uzlaşma mekanizmasının en somut örneği toplumun bütün kesimlerin dahil eden ve bir sosyal diyalogla çözümleri birlikte ortaya koymak için somut zemin hazırlayan bir unsur.”
Ekonomik ve Sosyal Konsey’in Anayasa’nın 166’ncı maddesine göre belirli aralıklarla toplanması gereken bir konsey olduğunun altını çizen Böke, “Ancak maalesef 2009’dan bu yana Ekonomik ve Sosyal Konsey toplanmadı ve Türkiye’nin 2009’dan bu yana kaybetmiş olduğu toplumsal uzlaşı ve diyalog zemininde Konsey’in toplanmıyor olmasının da önemli bir rolü olduğu aşikâr. Bugün yeniden toplumsal bir uzlaşı ve diyalog inşa edilecekse bunun çok hızla yapılabileceği zemin Ekonomik ve Sosyal Konsey’in toplanması zemini olacaktır. 2’nci maddemiz olan bağımsız kurum ve kurullarda hızla liyakat temelli atamaların yapılması de bizim haftalardır aylardır ifade ettiğimiz liyakat temelli devlet inşası için önemli bir adım. Merkez Bankası ve diğer bütün ekonomi yönetimi Türkiye’nin yaşadığı hain darbe girişiminde sonra hızla atılması gereken adımları attı ve gerçekten ateşi çıkmış olan dövizde yükselmiş olan faizde değer kaybeden borsada bu acıyı bir pansumanla tedavi edebildi. Bugün eğer dolar 3.10 seviyelerinde 2.99’a düşmüşse bu atılmış olan acil adımların doğru atılması ile bu noktaya gelmiştir. Bu atılan acil adımların yine acilen yapısal sorunları giderici bir şekilde sürdürülmesi gerekir. 3’ncü maddemiz Orta Vadeli Program’ın hazırlığında muhalefeti davet eden bir sürecin işletilmesi. Orta Vadeli Bütçe Yapımı 2008 yılından beri Türkiye’de uygulanmakta. Bu uygulama maalesef vaat ettiği sağlıklı sistemle işlemiyor. Ancak geçtiğimiz dönemlerde sunulmuş olan programlar reel ekonomiyle tutarlı tahminler ırata koymamıştır Bu süreci daha etkili işleterek süreci şeffaf bir şekilde tarif etmekten geçiyor. 4’ncü maddemiz mecliste bir kesim hesap komisyonunun kurulması ve bu komisyonun başkanlığını şeffaflığı ve katımcılığı arttıracak bir biçimde ana muhalefet partisine verilmesiydi. Amaçları ve hedeflere uygun harcamaların yapılmasının denetlemesi, vatandaşın alın teriyle elde ettiği kazançtan ödediği verginin doğru kullanıldığının mutlakla vatandaş adına denetlenerek düzenlendiğinin sağlanması da siyasi kurumlar yükümlüler ancak maalesef bu denetim mekanizması sağlıklı bir şekilde işlememiştir” ifadelerini kullandı.
Türkiye’de son yıllarda verginin bir ekonomik silah olarak kullanıldığının da altını çizen Böke, “Siyasi amaçlara uygun olmayan ekonomik uygulamaların vergi yoluyla engellendiği bir düzenle karşı karşıyayız. Bugün Meclis’te görüşülen vergi affı yasası da bize bir kez daha kalıcı reform yapma ihtiyacının ne kadar elzem olduğunu ortaya koyuyor. Türkiye’de verginin bir silah olarak değil özendirici unsur olarak kullanılmasının temellerini atalım. Türkiye’nin tahsil edemediği 90 milyar değerinde bir vergisi var 67 milyar lira SGK pirimler var insanları vergi ödeme kapasitesine getirecek yeni bir hamlenin yanı sıra bugüne kadar vergisini ödemiş olanları da ödüllendirerek vergi ödemeye teşvik etmek ve 90 milyarlık vergi borcunu tahsil etmek mümkün olacaktır. Bu sebeple bugüne kadar vergisini tam ve zamanında ödemiş olan tüm mükelleflere kobi ve esnaflara ödedikleri vergi ve sigorta primi karşılığında 0 faizli kredi imkanı sağlanmasını bir ilk adım olarak çok önemsiyoruz” dedi.