CHP Antalya Milletvekili Gürkut Acar, Bank Asya'nın yönetimine polis baskınıyla el konulmasının herkesi tedirgin ettiğini söyledi. Müdahalenin sadece Bank Asya'ya yönelik olmadığını ifade eden Acar, "Bu kesinlikle Türkiye'deki herkese, bütün sermaye sahiplerini, bütün bankalara yönelik üstü kapalı bir tehdittir." dedi.

Bank Asya'ya yönetim kurulu görevden alınarak müdahale edilmesinin herkesi çok tedirgin ettiğini belirten Gürkut Acar, "Bir hukuk devletinde bu çeşit ekonomik bakımdan da, siyasi bakımdan da yok ederim doğru bir felsefe değildir. Bunu bizim normal bir durum olarak kabul etmemiz mümkün değil. Cumhurbaşkanı hala Türkiye'yi bir başbakan gibi yönetmeye devam ediyor, bu o demek. Başbakanlık yetkilerini kullanan bir cumhurbaşkanını Türkiye'nin kabul etmesi mümkün değildir. Bu kesinlikle Türkiye'deki herkese, bütün sermaye sahiplerine, bütün bankalara yönelik üstü kapalı bir tehdittir. Bu sadece Bank Asya meselesi değil, herkese yönelik. Türkiye'de artık her şey bir kişinin iki dudağının arasında. Bir kişinin iki dudağı arasında bir Türkiye kabul edemeyiz. Bunu yansımasıdır bu. Bu doğru değildir." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE MUZ CUMHURİYETİ DEĞİLDİR"

Kamuoyunda büyük endişelere sebep olan iç güvenlik paketinin Meclis'te ele alınacağı bir dönemde Bank Asya'ya müdahale edilmesini, zamanlama açısından ilginç bulan Acar, "Bu bir sindirme olayıdır. Biz bunu cumhurbaşkanını yetkilerini aşması olarak görüyoruz. Talimatlar oradan geliyor. Cumhurbaşkanının cumhurbaşkanlığını bilmesi lazım. Türkiye bir muz cumhuriyeti değildir. Herkesin kendi haddini bilmesi lazım. Bu ülkede yeni bir padişahlık kurulmasına izin vermeyeceğiz. Türk halkı vermeyecek, biz vermeyeceğiz. Bunu da bir tehdit olarak algılıyoruz." diye konuştu.

"EKONOMİYE ETKİLERİ AĞIR OLUR"

Gürkut Acar, Türkiye'de en güçlü sermaye yapısına sahip üç bankadan biri olan Bank Asya'ya müdahalenin ekonomiye de olumsuz etkileri olacağına işaret ederek şunları söyledi: "En önce böyle bir hukuksuzluk çerçevesinde, tek kişiye bağımlı bir hukuk uygulaması Türkiye'de öncelikle bugüne kadar dengeleri sağlamış olan yabancı sermayenin büyük oranda Türkiye'yi terk etmesi olarak görülecektir. Çünkü hukuku oturmamış, hukuksal çerçevesi sağlam olmayan hiç bir ülkede yabancı sermaye uzun vadeli yatırım yapmaz. Vur kaç yatırımları yapar. Onlar da ülkenin ekonomisinin çöküşüne sebebiyet verir. İkincisi de herkes bundan sonra yatarım yapmakta ve kurumlaşmakta gittikçe daha çekingen hale gelir. Bu da yatırımın azalmasına ve işsizliğin çoğalmasına yol açar."

"TMSF'NİN BANK ASYA'YA EL KOYMASI AMAÇLANIYOR"

Türkiye'nin en güçlü sermaye yapısına sahip finans kuruluşuna yönelik müdahalenin mudileri korkutup, mevduatlarını çektirerek Bank Asya'nın içini boşalttırarak TMSF'nin el koymasının önünü açmaya yönelik olduğuna inandığını ifade eden Acar, "Kesinlikle bankaya TMSF'nin el koyarak, bankanı ortaklarını değiştirmesi konusunda atılmış bir adım olarak görüyorum. Türkiye nasıl bir kişinin yönetmesi anlamında bir diktatörlüğe gidiyorsa bu da bir sermaye diktatörlüğüne gidiyor. Bankalar, sermaye kuruluşları, hepsini kendi denetimi altına almaya çalışıyor cumhurbaşbakan. Bunun adı demokrasi filan değildir. Bu işi çığırından çıkartmıştır. Türk halka her halde haziran seçimlerinde bunun cevabını verecektir."