CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, son iki yılda 2 kattan daha fazla artan doların borçlu vatandaşları perişan ettiğini söyledi. Ekonomi profesörü olan Karabıyık, buna karşın doları olanların büyük kazanç elde ettiğini belirtti.

Son iki yılda doların 1.40 TL’den 3 liraya yükseldiğini hatırlatan Prof. Dr. Lale Karabıyık, “Dolar dış piyasalarda Euro /dolar paritesi ve Amerikan Merkez Bankası FED’in faiz arttırma beklentisi sebebiyle değer kazanıyor, ancak içerideki ilave riskler de eklenince hızlı yükseliş devam ediyor. Hangi riskler içeridekiler? PKK terörü, komşulardan gelen IŞID tehlikesi, hükümetin kurulamaması, yeni bir seçim zorunluluğu, Türkiye’nin bazı ülkelerle olan gerginlikleri ve izlenen dış politikadaki sorunlar.”

“Döviz hesapları 1 yılda dolar bazında yüzde 12, TL bazında yüzde 47 kazandırdı." diyen Prof. Karabıyık, "Ancak dolar birikimi olanlar değil de dolar borcu olanlar için fatura farklı. Borçlar katlanıyor, maliyetler artıyor, sonuç; kur farkı zararı. Aslında bu risk en fazla Anadolu Kaplanları adı verilen Anadolu’daki firmaların üzerinde.” ifadelerine yer verdi. Prof. Karabıyık, şu değerlendirmeyi yaptı: “Şu sıralar ülkeden dolar çıkışı devam ediyor. Girişi ise yavaşladı. Doların talebi arttı, arzı talebi karşılayamıyor. Diğer taraftan ekonominin çarklarının dönmesi yavaşlıyor. Eski borçların yenilenmesi de güçleşiyor. Doların yükselmesi sadece girdi maliyetlerini arttırarak durgunluğa neden olmuyor, Ayşe teyzelerin mutfağına da enflasyon olarak yansıyor. Ayşe teyzenin alım gücü 2 yılda yüzde 52 eridi. Çünkü sanayi ürünlerinin maliyetinin yüzde 46’sı dolara bağlı. Kaldı ki toplu ulaşım araçları, doğalgaz, elektrik, hatta buğday domates patates gibi tarım ürünleri de öyle.”

Doların aşarı değer kaybetmesinin de değer kazanmasının da istenen bir durum olmadığına vurgu yapan Prof. Dr. Karabıyık, şöyle devam etti: “Aslında kurda istediğimiz ne aşırı değer kaybı ne de aşırı değerli TL. Tabi ki istenen denge kuru ve rekabetçi kur. Ancak Cumhurbaşkanının başdanışmanına göre rekabetçi kurun tanımı farklı, ihracatçılar meclisine göre farklı. Peki hangisi doğru? Bu konuda teknik bir yaklaşımla ülkeler arası enflasyon farkına göre hesaplanan Reel Efektif Kur Endeksi var, parite değişikliğinin etkisi de var, ancak doların iç piyasadaki artışı bununla sınırlı kalmıyor. Çünkü Türkiye’nin iç ve dış piyasa riskleri üzerine ilave ediliyor. Unutmayalım ki Merkez Bankalarının görevi fiyat istikrarını sağlamak ve enflasyonu aşağıya çekmektir, tabi bu görevi yerine getirirken de bağımsız, özerk olmak zorundadır. MB Para Politikası Kurulu’nun son toplantısından çok açık bir tavır da görülemedi. Ertesi gün yapılan açıklamada da zamana yayılacak bir takım önlemlerden sadece bahsedildi ama piyasaların ateşi sönmediği gibi dolar tekrar fırladı. Çünkü finansal istikrar ve döviz likiditesi önlemlerinden bahsedildi, ancak nasıl olacağı belli değil. Kurların enflasyona yansıyacağı kabul ediliyor ancak çözümü net değil. Piyasa yorumcularına göre kurlardaki aşırı tırmanışın ilacı siyasi uzlaşma sağlanıp koalisyon hükümetinin kurulmasıydı ancak o da olmadı. ”