İSTANBUL (AA) - Gedik Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Can Pamir, gelişmekte olan ülke para birimlerinin tümünde kayıpların görüldüğünü ancak TL'nin çok daha sert bir şekilde değer kaybettiğini belirterek, "Dolar/TL, ekonomik olarak bakıldığında ocak ve şubat aylarına kadar 3,50'ye çıkmaz." dedi.

Pamir, düzenlenen sohbet toplantısında, ekonomik olarak bakıldığında dolar/TL'nin ocak ve şubat aylarına kadar 3,50'ye çıkmayacağı öngörüsünde bulunarak, başka faktörler devreye girerse bu durumun değişebileceğinin altını çizdi.

Dolar/TL'de çok sert bir çıkış olduğunu ve beklenenin ötesinde yüksek bir noktaya geldiğini belirten Pamir, "Bu duruma hem iç hem dış faktörler neden oldu. ABD'nin yeni başkanı olarak Donald Trump'ın seçilmesi, Fed'in faiz artırımı konusundaki iradesi; dış faktörler arasında. Yükseliş hareketinin bu kadar sert olması ise iç dinamiklerden kaynaklı." diye konuştu.

Pamir, gelişmekte olan ülke para birimlerinin tümünde kayıpların görüldüğünü ancak TL'nin çok daha sert bir şekilde değer kaybettiğini aktararak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Dolar/TL'deki yükselişin nedenine baktığımızda yüzde 40 oranıyla iç dinamik kaynaklıydı. Ancak son günlerde iç dinamiklerde düzelme, sakinleşme var. Dolayısıyla diğer para birimlerinden daha fazla bir geri çekilme oluyor. Bu, iç dinamiklerin biraz daha düzeldiğini ve ortamın yumuşadığını gösteriyor. Ancak iç dinamiklerin kur üzerindeki etkisi devam edecek. Bir yükselme oldu ve ne kadar devam edeceği önemli. Ne kadar uzun süreli yüksek kalırsa maliyeti o kadar fazla artıyor. Çünkü buralardan geçen işlem miktarları aslında çok yüksek değil. Dolayısıyla kurun burada ne kadar kalacağı ve şirketlerin buradan gerçek maliyetlerini ne kadar realize edecekleri önemli. Çok ciddi bir geriye çekilme de beklememek lazım. Yılbaşına kadar dolar/TL'de 3,30'ların altı pek mümkün görünmüyor. Dolayısıyla belli oranda bilançolarda bu zararı göreceğiz. Özellikle döviz pozisyonu terste olan firmalarda veya ihracatçı olsa da dövizle ithalat yapan firmalarda. Bunun olumsuz bir başka etkisi enflasyon tarafında görülecek."

Özellikle ithal mallara olan talebin azalmasından kaynaklı bir iç piyasa daralmasının da söz konusu olabileceğini dile getiren Pamir, "Enflasyona yansımasını yeni yıl itibarıyla görürüz. Hem maliyetler açısından hem Türkiye'nin bundan önce büyüme açısından bir ayrıcalığı vardı. Büyüme konusundaki soru işaretleri artabilir. Bu da 2017'nin kolay bir yıl olmayacağını bize gösteriyor. Finansal kesimde bir sıkıntı yok, risklerini iyi yönetiyor ama reel sektörde olacak bir problem mali sektörü de etkileyecektir. Reel sektördeki bir takım mikro önlemlerin ciddi olarak düşünülmesi, yapısal olarak önlemlerde aktif olunması gerekiyor." şeklinde konuştu.


- "TCMB faiz indirimi için önümüzdeki seneyi bekler"


Pamir, "Dövizin yükselmesinin Türk ekonomisine etkisi olmaz" ifadesinin yanlış bir çıkarım olduğunu belirterek, "Çok az bir yükselme olsa, yüzde 1-2 gibi etkisi olmaz ama bu şekilde ciddi bir yükselme olursa ve bu seviyelerde kalmaya devam ederse etkisi olacaktır. Bizim daha önce yaşadığımız döviz krizlerinde kur kontrol altında olduğu için bir patlamayla bunu yaşadık. Şu anda dalgalı kur sistemi olduğu için böyle bir patlamanın önüne geçiyor. O zamanlarda yaşadığımız gibi mali kriz yaşama ihtimalimiz yok. Buna karşın ABD ve Avrupa'daki gibi büyümenin yavaşlaması, işsizliğin artması sorunlarıyla karşılaşabiliriz. Yani daha Batılı tarzda bir kriz yaşarız. Dolayısıyla travmatik bir kriz şeklinde değil, daha uzun zamana yayılan ama çözmesi de uzun zaman gerektirebilecek bir durgunluğa yol açabilir." diye konuştu.

Pamir, hiçbir zaman yatırımcıya döviz borcu yoksa döviz alın demediğini çünkü dövizin kendi başına yatırım aracı olmadığını ve insanların kendi hesaplarını yaparken TL bazında bunu değerlendirmelerinin daha doğru olacağını kaydederek, "Ben olsam dövize yatırımı altın üzerinden yaparım. Çünkü altın fiyatları direkt dolara endeksli olduğu için ve altın fiyatlarında şu anda gerileme söz konusu olduğu için iki taraftan kazanma şansınız olacaktır." dedi.

TCMB'nin, perşembe günü düzenlenecek Para Politikası Kurulu'nda (PPK) faiz indirimin zor olduğunu vurgulayan Pamir, "TCMB'nin, kurun gelmiş olduğu seviyeden dolayı faizi indirmekte eli daha az rahat. Bence TCMB faiz indirimi için önümüzdeki seneyi bekler. Bu sefer pas geçmesini bekliyorum." diye konuştu.

Pamir, Türkiye ekonomisini yurt dışında en çok Fed'in faiz artışının etkileyeceğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"ABD ekonomisindeki olumlu verilerin, faiz artışının 1 ya da 2 defa olacağı senaryo, olumlu bir senaryo olarak düşünülebilir. Yurt içinde ise siyasi gelişmeler ekonomik gelişmelerin önüne geçmiş durumda. İş dünyasının beklediği ekonomik gelişmelerin ön sıraya geçmesi. Bu maalesef kimsenin tam olarak elinde olan bir durum değil. Fuzuli şeylerden gerginlik yaratmaktan kaçınmak lazım. Hakikaten önemli olanlar konusunda bir takım siyasi aksiyonlar alınabilir, çok önemli olmayan ama insanların hassasiyetlerinin olduğu alanlardaki gerginliklerden mümkün olduğu kadar kaçınmak lazım. Bu psikoekonomik bir durum, insanlar gerildiği vakit piyasalara da otomatik olarak yansıyor. ABD'de beklenenden fazla faiz artışı, Avrupa'daki çözülme sürecinin hızlanması, bu sürece diğer başka ülkelerin de dahil olması bizi olumsuz etkiler. Son dönemde eskisi kadar yabancı girişi olmasa da çok fazla yabancı çıkışı da yok. Borsa'da sene sonuna kadar 80.000'leri rahatlıkla görebiliriz."