ADANA (AA) - Akfen Holding ve TAV Havalimanları Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, "Bugün bilişim teknolojisi bölümümüzün, dünyanın birçok havalanına bilişim teknolojisi sattığını büyük bir iftiharla söyleyebilirim" dedi.

Akın, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından düzenlenen Türkiye İnovasyon Haftası Adana etkinlikleri kapsamında gerçekleşen toplantıda yaptığı konuşmada, her inovatif davranıştan kar beklemenin doğru olmadığını belirtti.

Şirketlerinin dünyaya yayılma hedefi doğrultusunda tüm birimlerini kendi bünyelerinde oluşturduklarını, altlarında şirket kurup onlara ortak olduklarını ifade eden Akın, dünyada ilk freeshop çalıştıran hem de havaalanı sahibi olan tek şirket olduklarına dikkati çekti.

Firmalarının,  havaalanı inşaatlarında dünyanın en büyük firması olduğunu ifade eden Akın, şunları söyledi:

"TAV inşaat olarak sadece havalanı işlerinde spesifik olarak dünyada söz sahibi olmak istedik. Havalanı şirketlerinde bizden daha iyi havalanı yapan olsun istemedik. Her şeyine, en ufak detayına kadar muktedir olalım istedik. Bilgi işlemine kadar biz yapıyoruz havaalanlarının. Bugün bilişim teknolojisi bölümümüzün, dünyanın birçok havalanına bilişim teknolojisi sattığını büyük bir iftiharla söyleyebilirim. Bu bizim için oldukça önemli bir gurur vesilesi. Artık, demir, beton ve işçilik satmıyoruz. Bilgi de satıyoruz. "

Akın, her girişimin inovatif olmayabileceğini ama her inovatif düşüncenin bir miktar girişimcilik ruhu taşıması gerektiğine işaret etti.

- "Türkiye'nin ilk uçan platformunu yaptık"

KALE Grup üst düzey yöneticisi ve Yönetim Kurulu Başkanı Zeynep Bodur Okyay da inşaat malzemelerinde çok inovatif işler yaptıklarını belirtti.

Marmara depreminin ardından inşaatların kendi ağırlıklarının fazla olmasına karşı daha hafif bir malzeme geliştirmeyi düşündüklerini ifade eden Okyay, 16 yıl önce böyle bir gerekliliği görerek buradan hareketle daha hafif seramik üretebilmek için 1 metre ve 3 metre ebatlarında, 3 milimetre kalınlığında dünyanın ebat olarak en hafif ve en esnek seramiğini ürettiklerine dikkati çekti.

Silah teknolojileri alanında da faaliyet gösterdiklerini, Türkiye'nin ilk kendisine ait bir silahı geliştirme çalışması içinde olduklarını belirten Okyay, şunları kaydetti:

"F35 yeni jenerasyon uçakların uçak motor parçalarını yapıyoruz. Buradan edindiğimiz proses teknolojisini silah sanayine adapte ettik ve Ar-Ge projesini yürüttük. Türkiye'nin ilk uçan platformunu yaptık. TSK'nın envanterine girdi. İlk taktik insansız hava aracını ürettik. Önce küçük drone yaptık, sonra büyüğünü yaptık. Şu anda kanat açıklığı 16 metre olan büyük taktik insansız hava araçlarını yaptık. 32 milyon kod yazıldı orada. Türkiye'nin kendi teknolojisi kendi mühendisinin ürettiği bilişim teknolojisi kullanıldı. Kompozit teknolojisi bize ait. Üzerindeki hız ölçer dahi hepsini biz geliştirdik.

Bugün Türkiye'nin kendisine ait insansız uçağı olduğuna işaret eden Okyay, "Türkiye kendine daha fazla güvenmeli. Sanayicinin sanayiciye, tüketicinin sanayiciye, devletin girişimciye daha fazla güvenmesi lazım" dedi.

- Kadınların eğitim ve iş hayatına katılma durumu

Koç Holding Kurumsal İletişim Direktörü Oya Ünlü Kızıl, Koç Holding'in çok kurumsal ve çağdaş bir yapı olmasına rağmen kadın çalışan oranlarının az olduğunu, kadın çalışanların mavi ve beyaz yakada toplam yüzde 25'lerde, kadın üst düzey yönetici oranının yüzde 3'ler, yönetici oranlarının ise yüzde 11'lerde olduğunu belirtti.

Holdinglerinin Cumhuriyet ile yaşıt ve köklü kültüre sahip olduğunu, aynı zamanda "zamanın ruhunu" da yakalayabildiklerine işaret eden Kızıl, "Koç Holding olarak sosyal projeler içinde kadınlara ağırlık verme çalışmaları, grubun zamanın ruhunu yakalama, yeni değerleri bünyesine entegre etmeye dönük bir çalışma. Çok iyi bir yol haritamız var. Sistemli olarak kadın çalışan sayısını artırmak istiyoruz. Dışarıya anons ettiğimiz ve kendimizi bağladığımız bir hedef yok. İçeride insan kaynakları gerekli çalışmaları başlattı" diye konuştu.

Kadınların yetenek havuzlarının gelişmesi için eğitimin büyük önem taşıdığını ifade eden Kızıl, sözlerini şöyle tamamladı:

"Kız çocuklarının örgün eğitime girmeleri, daha da önemlisi örgün eğitimde geçirdikleri süre çok az. Eğitimden düşme, eğitimi terk oranı hala Türkiye'de çok çok yüksek. Okullaşma oranında büyük gelişmeler katettik son 10-15 yılda gerçekten. Kız çocuklarının okula gönderip göndermeme konusundan geldiğimiz noktaya bakarsak yine de sevindirici şeyler var. Düşünün 15 yıl önce kız çocuklarının okula gönderilmesiyle ilgili sosyal projeler vardı."