Amerikan Merkez Bankası (Fed)’in faiz artırımı konusunda ‘sabır’ ifadesini kaldırma kararı ekonomistler tarafından ihtiyatla karşılandı. Fed’in son açıklamasının her ne kadar önümüzdeki iki üç ay içinde faiz artırımı başlayabilir anlamına gelsede, enflasyonun kısa ve orta vadede yükseleceği yönünde bir işaretin olmadığına dikkat çekildi. Moody's Analytics Ekonomisti Mustafa Akçay, enflasyonun yükseleceği yönünde bir belirtini olmadığını belirterek, “Fed yıl sonuna kadar faiz artırımı yapmaması süpriz olmaz.” dedi.

JPMorgan Chase ekonomistlerinden Mehmet Özhabeş, Fed’in son yaptığı açıklamanın beklenen bir durum olduğunu, ‘sabır’ ibaresinin çıkarılmasının ise faiz artırımına başlamanın önünü açtığını söyledi. Fed’in faiz artırımında aceleci olmayacağını savunan Özhabeş, “Fed muhtelemen bu sene faiz artırımına başlayacaktır. Bunun hangi ayda olacağı piyasalarda merak konusu.”şeklinde konuştu.

Son açıklamanın süpriz olmadığını belirten Mehmet Akçay, ABD’deki ekonomik verilerin özellikle istihdam artışında olumlu olması TL’nin dolara karşı değer kaybetmesine neden olabileceğini söyledi. “Türkiye için önemli olan Merkez Bankası’nın (MB) bu hafta daha fazla sermaye çıkışı riskine karşı faiz kesintilerinde daha dikkatli olacağının işaretini vermesidir.” diyen Akçay, “ABD’deki verilerin çok olumlu olması halinde ve buna bağlı olarak yatırımcıların ABD’deki varlıklara yönelmesi ve Türkiye için MB üzerinde faizi indirmesi yönünde siyasi baskının varlığı TL’nin değer kaybetmesine sebep olur.” dedi. MB Başkanı Erdem Başçı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a verdiği brifing sonrası faiz indirimine gitmemesi, siyasi baskı algısının kaybolabileceği anlamına geldiğini belirtirken de “Ama yatırımcımların güçlü dolara ilgisi devam edecektir. Bu da diğer tüm gelişmekte olan ülke ekonomileri gibi Türkiye’de de dolar yıl sonuna kadar biraz daha değer kazanabilir demek.” diye konuştu.

Bundan daha önemlisi sonraki faiz artırımının ne kadar hızlı olacağı konusu olduğuna dikkat çeken Özhabeş, “Mesela 2001 resesyonundan sonra, Fed faiz arttırımlarına 2004 yılında başladı ve her toplantıda 0,25 puan arttırım yaptı. Fed’in şuan ne kadar hızlı arttırım yapacağı beklentisi uzun vadeli faizler ve doların değerini belirlemede oldukça önemli etkenlerdir.” diye konuştu. Fed’in büyüme beklentisini düşürdüğünü hatırlatan Özhabeş “Büyüme yavaş olursa, faiz artırımı yavaş olacaktır. Aynı zamanda uzun vadede görülmesi beklenen işsizlik oranını da düşürdü. Yani Fed istihdam marketinin önceden beklenenden daha az enflasyonist baskı yapacağını düşünüyor. Bu durumda işsizlik oranı düşük olsa da Fed’in faizleri arttırması için acele etmesine gerek yok.” şeklinde konuştu.

Fed’in 2016 yılı sonu için faiz beklentisini yüzde 2.5’ten, yüzde 2’ye çektiğini belirten Özhabeş, “Fed faiz beklentisini aşağıya çekerek marketlere bir miktar yaklaşmış oldu. Yine de halen Fed ve marketler arasında faizlerin önümüzdeki senelerde ne olacağı konusunda fikir farkı var.” dedi.

Özhabeş, Fed’in son açıklamasında faiz artırımında acele etmeyeceği sinyalini vermesi, gelişmekte olan ülkeler için nipeten olumlu, çünkü yavaş faiz artırımı demek, doların değer kazanmasının yavaşlaması anlamına geldiğini kaydetti.