Mersin merkez Akdeniz Belediyesi tarafından düzenlenen "Melemez Köyü Giritliler Festivali" ilgi gördü. Girit mübadillerinin yaşatmaya çalıştığı gelenek ve kültürlerini yakından tanıma fırsatı bulan ziyaretçiler, gerçekleştirilen etkinlikler ve stand düzenlemeleri ile festival coşkusuna ortak oldu.

Akdeniz Belediyesi kentte yaşayan farklı kültürlerin birbirlerini tanıması, gelenek ve göreneklerin gelecek nesillere aktarılmasını amaçlayan “Yerel Etkinlikler” dizisine başladı. Etkinliklerin ilki, Bağcılar mevki İhsaniye Mahallesinde yapılan 'Melemez Köyü Giritliler Festivali' oldu. Günler öncesinden başlayan hazırlıklar çerçevesinde festivalin yapılacağı meydanın çevre düzenlemesini yapan Akdeniz Belediyesi, buradaki 3 evin dış duvarlarını da Girit Adası'na özgü mavi-beyaz renklerle boyadı. Festival günü alan ve stand düzenlemelerini de gerçekleştiren Akdeniz Belediyesi, etkinliğe katılmak isteyenleri Pozcu, Özgür Çocuk Parkı, Kazanlı, Adanalıoğlu ve Şevket Sümer Mahallesinden ücretsiz olarak İhsaniye Mahallesine taşıdı. Çok sayıda yurttaşın ilgi gösterdiği festivale, Akdeniz Belediye Eş Başkanları Yüksel Mutlu ve M. Fazıl Türk'te katıldı. Geleneksel Girit damak tadı ve kültürünü yansıtan ürünler, festival alanını dolduran ziyaretçilerin beğenisine sunulurken, ziyaretçiler, Rum müziği eşliğinde standları gezdiler. Tamamen doğal ve ev yapımı peynir, zeytin, zeytinyağı, ekmek, turşu, sirke gibi ürünleri satın alan konuklar, aynı zamanda köylülerin yaptığı pasta, börek ve hamur işi yiyeceklerin de tadına bakma şansı buldu. El emeği göz nuru işlemeli kıyafet ve dokumalar ile Akdeniz mutfağında önemli bir yer tutan şevket-i bostan, marata otu gibi bitkilerin de yer aldığı tezgâhlar ise konuklardan özel bir ilgi gördü. Ayrıca Eş Başkanlar Yüksel Mutlu ve M. Fazıl Türk, etkinlik kapsamında köyün içerisinde fidan diktiler.

Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı Yüksel Mutlu, ilk kez gerçekleştirilen bu festivali düzenlemekten dolayı son derece mutlu olduğunu dile getirdi.
Akdeniz Belediyesi Eş Başkanı M. Fazıl Türk'te bu coğrafyanın tarihinin acı ve gözyaşı ile dolu olduğunu vurguladı. Toplumları farklı zamanlarda farklı acılara maruz kaldığını ifade eden Türk, "Ama hepimizin gözyaşı ortaktır. Şu anda festival havası nedeniyle renkli görüntülere sahne olan köyümüzün de kuruluş hikâyesi aslında birçok acıyı içinde barındırıyor. Ben bizzat iki yaşlı amcadan buraya geliş hikâyelerini dinledim. İki kafile olarak geldiklerini, bu kafilelerin yaşadığı zulmü ve çileyi ilk ağızdan öğrendim. Şimdi bu insanlarımızın kültürlerine sahip çıkması için gerekli politikaların hayata geçmesi gerekiyor. Çünkü bu kültürler bırakın bir ülkeyi, tüm dünyanın zenginliğidir. Yaşlıların dışında kalan insanların kendi dilini unutması çok acıdır. Dilini gelecek kuşaklara aktaran, yansıtanların dili ve kültürü hiçbir zaman ölmez." dedi.