TMMOB Ziraat Mühendisleri Odası'nın 42. Dönem 2. Danışma Kurulu, Kahramanmaraş Ziraat Odası Başkanlığı'nın ev sahipliğinde Ramada Otel'de başladı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan Danışma Kurulu'nun açılış konuşmasını yapan Ziraat Odası Şube Başkanı Yusuf Temizkan, Türkiye'nin tarım profili incelendiğinde her kentin kendine özgü bir tarım potansiyeli bulunduğunu ifade etti. Kahramanmaraş'ın da bu noktada çok şanslı olduğunu dile getiren Temizkan, "426 bin Ha tarım arazisi ile en büyük su kaynakları ile mera alanları ile mikro klima iklimi ile çok önemli bir tarım potansiyeline ve korunması gereken doğal kaynaklara sahibiz. İlimizde kentin nüfusunun yüzde 45'i kırsalda yaşıyor ve çalışan nüfusun yüze 65'i tarım sektöründen geçiniyor. Bu noktada tarımın kentimiz açısından da hem ekonomik, hem de sosyal açıdan ne denli önemli olduğunu görüyoruz. İşte bu sebeple bu toplantının kentimizde yapılıyor olması bizlere ayrıca mutluluk veriyor" dedi. Ziraat Mühendisleri Odası Genel Başkanı Doç. Dr. Gökhan Günaydın ise, tarımın dünya ve Türkiye açısından önemine değindi. Danışma kurulu toplantılarında da her zaman tarımın geleceğinin masaya yatırıldığını ve hem mesleğe, hem insana, hem de doğaya karşı sorumlulukların bu toplantılarda değerlendirildiğini kaydetti. Tarım ve gıda sektörü üzerine çok şey söylenebileceğini belirten Günaydın şöyle konuştu: "1950 yılında yeryüzünde 2,5 milyar insan yaşarken, bugün bu sayı 6,5 milyar ve ilerleyen yıllarda 9,5 milyara ulaşacağı öngörülüyor. Nüfus bu rakama ulaşırken ise 1 milyar insan açlıkla yaşıyor. İşte bu noktada tarımın ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Aynı genellemeyi ülkemiz için de yapabiliriz. Bu gün ülkemizde bitkisel üretim 24 milyon hektarın altına düştü yani, 40 yıl evvelin gerisindeyiz. Aynı şekilde hayvansal üretimde de 1980 yılının gerisindeyiz. 1980'de 16 milyon büyükbaş hayvana sahipken bugün 10 milyon büyükbaş hayvan var. 50 milyon olan koyun sayımız 23 milyona, 16 milyon olan keçi sayımız ise 6 milyon civarında. Bunların savunulacak hiçbir yanı yok. Son 10 yıla baktığımızda anlamlı üretim artışı olan iki ürünümüz var, bu da mısır ve çeltik." YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan'ın tohum ithalatına ilişkin yaptığı açıklamaya da değinen Günaydın, bu endişeyi ziraat mühendislerinin 50 yıldır taşıdığını dile getirdi. Yıllık 150 milyon dolar tohum ithalatına, 6,5 milyarda tarım ithalatına para aktarıldığına dikkat çeken Türkiye'nin yıllık 12 milyon ton buğday ithal ederek 3,5 milyar dolar ödediğini hatırlatan Günaydın sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu da tahıl üretiminde nereye gittiğimizi açıkça gösterir. Aynı şekilde kırmızı et üretiminde de 10 yıl öncesinden daha az üretir hale geldik. Ancak beyaz et üretimimiz kırmızı ete göre daha iyi. Bu tablolar da açıkça gösteriyor ki hem bitkisel hem hayvansal üretimde büyük sorunlar var. Ülkemizin bir an evvel nitelikli, daha az maliyetle daha çok ürün elde edebilecek modeller seçmelidir. Nitelikli bir tarımsal üretime geçmemiz de bilgi ve teknoloji ile olur." Kahramanmaraş Tarım İl Müdürü Mehmet Gündoğdu da, 21. yüzyılda bilgi ve teknolojide uç noktalara ulaşılmasının tarım sektörünü de teknolojiye yönlendirmeye zorladığını, Tarım Bakanlığı'nın da bu noktada gerekli alt yapı çalışmalarını yürüttüğünü kaydetti. Türkiye'de tarım sektörünü ve AB ilişkilerini değerlendiren Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Arıkan ise tarımla uğraşan nüfusun azalarak, katma değeri yüksek ürünler üretilmesinin artırılması gerektiğini vurguladı. Arıkan, "Bu gün nüfusun yüzde 27'si tarımla uğraşıyor. 2023 yılına gelindiğinde bu oran yüzde 10'lara düşecek. Ancak AB'de bu oran şimdi bile yüzde 2-4 arasında. İşte bizimde bu oranı azaltırken, katma değeri yüksek ürünleri yönelik girişimlerimizi artırmalıyız. Çiftçilerimiz kendilerini AB standartlarına getirmeli. Bunun en güzel örneğini Brezilya'da görüyoruz. Brezilya bu noktada ABD'den bile ilerde" diye konuştu. Açılış konuşmalarının sonunda kürsüye gelen KSÜ Rektörü Prof. Dr. Nafi Baytorun ise ziraat fakültelerinde verilen eğitimin niteliğini artırmak için yapılan çalışmaların devam ettiğini söyledi. Eğitim de kendilerine yapılan eleştirileri de haksız bulduğunu belirten Baytorun, önemli çabalar harcadıklarını savundu. Danışma kurulunun ilerleyen bölümlerinde Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen ziraat mühendisleri tarım sektörünün sorunlarını masaya yatırarak, karşılıklı görüş-alışverişinde bulundu.