Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, işsizlik rakamlarının yüzde 10’un üzerinde tırmanmaya devam ettiğini, bunun da kendilerini endişeye sevk ettiğini söyledi. Arslan, "İşsizlik rakamları bizi ciddi şekilde endişeye sevk etmiş durumda. Türkiye’nin 2023’te yüzde 5 işsizlik rakamı hedefleniyor. Bunlar, Türkiye’nin sürdürülebilir rakamlarıdır ama bugün geldiğimiz nokta yüzde 11’e yaklaşan işsizlik ortalaması var. Gençlerin işsizliği ise yüzde 20 oranında. Bu Türkiye’nin geleceği için, çalışanlar için bizi endişeye sevk etmektedir." dedi.

Sendikasının Bursa Temsilciler Meclisi toplantısına katılan Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan, çalışma hayatındaki gelişmeleri değerlendirdi. Türkiye’de halen yüzde 37 civarında kayıt dışı istihdam olduğunu, bu rakamın çok yüksek olduğunu belirten Arslan, bu durumun getirdiği başka olumsuzluklar olduğunu kaydetti. Kayıt dışının yüksek olmasının hem sosyal güvenlik sistemindeki dengeyi bozduğunu hem de kayıtlı çalışanları tehdit ettiğini öne süren Arslan, şöyle devam etti: "Kayıt dışılık sendikal mücadele gibi bir kısım hususların önünde de engel oluşturmaktadır. Kayıtlı işyerleri için de ciddi bir haksız rekabet unsuru karşımıza gelmekte. Bu da Türkiye ekonomisi için sağlıklı durum değil. Kayıt dışı ve işsizlikle mücadeleye yeni bir anlayış getirilmesi gerekir. Kayıtlı işyerlerinde çalışanların ve işveren üzerindeki vergi yükünün sürdürebilir ve OECD ülkeleri ortalamasına çekilmesini istiyoruz. Bu kayıtlı ekonomiyi sağlayacaktır. Konfederasyonumuzun görüşlerini hem hükümetle hem de ilgililerle paylaşıyoruz."

Taşeron sistemini de eleştiren Mahmut Arslan, "Başta kamu hastaneleri olmak üzere kamunun tüm alanlarında; Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, TBMM, tüm bakanlıklarda, genel müdürlüklerde, bölge müdürlükleri ve il müdürlüklerinin hepsinde taşeron işçi uygulamasın var." diye konuştu.

'MADENDE İNSANLAR ÜÇ KİLO KÖMÜR UĞRUNA HAYATINI KAYBEDİYOR'

İş kazalarının yüzde 95’inin önlenebilir olduğuna dikkat çeken Mahmut Arslan, her gün 4’ten fazla emekçinin iş kazasında hayatını kaybettiğini söyledi. Arslan, şunları kaydetti: "Hayatlarının baharında, genç yaşta, onları ülkemizin geleceği için hayatlarını kazanmak için yaptıkları mücadelede önlenebilir kazalarla tabutlarla maalesef mezarlıklara göndermek zorunda kalıyoruz. Bunu Türkiye’nin gelişmişliğine, yeni Türkiye olarak tanımladığımız Türkiye’nin yapısına vizyonuna yakışmıyor. İş kazaları konusunda maalesef Avrupa ve dünyada ön sırada yer alıyor. Kazaların ölümlü iş kazalarının yüzde 95’inin önlenebilir kaza olduğunu biliyoruz. Burada bir sorun var. İşletmeler işveren hükümetimiz meseleyi buradan bakmak zorunda. Bu meselenin temel yaklaşım noktası insan odaklı olmalı. Yaptığımız iş ne olursa olsun, temel olarak insan ve onun hayatı önemli olur. Maalesef bugün görüyoruz ki rezidanslarda çalıştırılan insanlar, kule inşaatlarında çalıştırılan insanlar o kulenin bir aracı olarak görülüyor. Yer altında, madende çalışan arkadaşlarımız üç kilo kömür uğruna hayatlarını göz göre feda ediyor, bunu kabul etmemek mümkün değil."

İş kazaları konusunda yeni yasal düzenleme yapmanın önemli olduğuna işaret eden Arslan, iş sağlığı konusunda ilk kez yasanın çıkmasına rağmen kanunun uygulanabilir hale gelmesi gerektiğini kaydetti. Bunun için de topyekün bir zihniyet değişimine ihtiyaç duyulduğuna dikkat çeken Arslan, "Ülkeyi yönetenler, işverenler, zihniyet değişimini gerçekleştirmesi gerekiyor. Öncelikle olarak insan hayatını esas almalıyız bunu ötelemek bunu ihmal etmek bunu ıskalamak bize çok pahalıya mal oluyor. Gencecik arkadaşlarımızı yılda ortalama bin 600 insanı kaybediyoruz, günde yaklaşık 5 arkadasın kimisi asansör kimisi maden kazası, kimisi başka kazalarda kaybediyoruz önlenebilir kazalar birçoğu. Çin, ABD; Kanada dünyanın en büyük kömür üreticisi, bunlar ölümleri aşağıya indiriyor, bizdeki ölümler artıyor. Sorun bakış açısında. O yüzden hükümetin bu konuda attığı adımları destekliyoruz, kanunu önemsiyoruz. İşçiler de yasanın getirdiği kurallara uymadığı taktirde sorumlu olmalıdır. Bu yetmez kanunların uygulanması için topyekun zihniyet değişimi." şeklinde konuştu.

Türkiye’de kayıtlı sigortalı işçi sayısının 13 milyon olduğunu vurgulayan Arslan, bu işçilerden 220 bininin kamuda çalıştığını, özel sektörde ise sendikalaşmanın önünde çeşitli engeller olduğunu açıkladı. Arslan, şöyle devam etti: "Türkiye’nin Batı ülkelerindeki yüzde 25’lere varan sendikalı işçi oranını yakalaması lazım. Bu şu an için mümkün görünmüyor. Türkiye’de endüstri ilişkiler sistemi topal ve aksak. İşverenler alabildiğine güçlü, işçiler işverenler tarafından tehdit altında, işçilerin sendikal tercihlerine müdahale ediliyor. Sendikalara üye olunması engelleniyor, Türkiye çağdaş bir çalışma hayatından uzaklaşıyor."

'İŞSİZLİK RAKAMLARI BİZİ ENDİŞEYE SEVK EDİYOR'

İşsizlik rakamlarının da sürekli arttığına işaret eden Mahmut Arslan şunları dile getirdi: "Türkiye’de ne yazık ki; son aylarda işsizlik oranlarında bir artış söz konusu. Zaten yüksek olan işsizlik rakamlarımız yüzde 10’ların üzerinde hızla tırmanmaya devam ediyor. Bu hem işsizlerin iş bulmasını zorlaştırıyor hem de çalışanların işyerlerindeki iş güvencelerini tehdit ediyor. İşsizlik rakamları bizi ciddi şekilde endişeye sev ketmiş durumda. Türkiye’nin 2023 hedeflerinde yüzde 5 işsizlik rakamları Türkiye’nin sürülebilir rakamlarıdır ama bugün geldiğimiz nokta yüzde 11’e yaklaşan işsizlik ortalaması var, gençlerin issizliği ise yüzde 20 civarında. Bu Türkiye’nin geleceği için, çalışanlar için bizi endişeye sevk etmektedir. Bu konu gerekli düzenlemelerin yapılması, tedbirlerin bir an önce alınmasını, işsizlik rakamlarında aşağıya doğru bir inişin gerçekleşmesini bekliyoruz. Bu konuyu tetikleyen özellikle vergi yükü var. Ücretlerinin üzerindeki ağır vergi yükü, kayıtlı çalışanların sayısını da etkilemektedir."