Çivi, bir dizi ziyaretler için geldiği Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesinde toplu görüşmeleri değerlendirdi. Toplu görüşmelerin 2 haftadan bu yana devam ettiğini belirten Çivi, "Şu anda yetkili sendikalar ile hükümet arasında toplu görüşmeler yapılıyor. 15 Ağustos'ta başladı. Bugün gelinen noktada sürenin iki haftası gitti. Geriye 5 gün kaldı. 5 günde hükümet ile memurun ekonomik sosyal hakları görüşülecek ve karara bağlanacak. Biz 9 yıldır hep aynı filmi seyrediyoruz. Hep aynı sonuca ulaşıyor, hem aynı şeyleri izliyoruz. Artık aynı şeyleri izlemek istemiyoruz. Aynı şeyleri izlememek için de o masaya oturan yetkili sendikaları toptan değiştirmek gerekiyor. Onları değiştirmediğimiz sürece, Hak-Sen gibi gerçekten kararlı, mücadeleci, herkesi kucaklayan, memurun arka bahçesi olan bir sendikayı oturtmadığımız sürece memurun bu makus talihi değişmeyecektir. Kim ne derse desin. Biz bunun için mücadelemizi sürdürüyoruz" diye konuştu. Toplu görüşmelerin referandumdan sonraya kalmasının da hükümetin işine geldiğini belirten Çivi şöyle konuştu: "Masaya yetkili sendikalarımız oturdular. Daha ilk gün sendikanın bir tanesi toplu sözleşme masasını ter etti. Nasıl olsa referandumda da var. Bu görüşmeleri referandumdan sonraya bırakalım. Elbette bu hükümetin işine geldi. Neden? Bu iş başka bir bahara kalacak. Memura vereceği zam oranı belli olmayacak. Dolayısıyla referandumu gönül rahatlığı içerisinde geçirecek. Dolayısıyla bu durum sendikaların hükümeti sıkıştırabileceği bir süreç. Hükümet referandumu çok önemsiyor ve 'evet' çıkmasını istiyor. Böylesine bir ortamda maalesef sendikalarımız hükümete huzur verdiler. Bir tanesi masayı terk etti gitti. Neden terk etti, niçin terk etti onu bilmiyoruz. Hem yetki alıyorsun, hem masayı terk ediyorsun. Sonra da çıkıp dışarıda bir sürü konuşma yapıyorsun. Kimin ne işine yarıyor bu konuşmalar. İki tane sendikamızda hükümet ne derse emme-basma tulumba gibi kafalarını sallıyorlar. Sonra çıkıp bir iki kamera önünde itiraz ettiklerini belirtiyorlar. Ama hiçbir ciddi eylem, hükümeti zora sokacak pazarlık gücümüzü artıracak eylem yok. Onlar da bizim gibi çıkıp açıklama yapıyorlar." Yetkili sendikalardan Memur-Sen'i de eleştiren Çivi, "Memur-Sen geçen yıl en düşük memur maaşının bin 360 TL olmasını istedi. Bu resmi kayıtlarda var. Memur-Sen bunu isterken bugün itibariyle en düşük memur maaşı bin 130 TL'dir. Bakın yetkili konfederasyon bin 360 TL istiyor, bir yıl sonra gerçekleşen miktar bin 136 TL. Aynı Memur-Sen bu seferde bin 376 TL istiyor. Yani 16 TL artış yapmış. Peki, Memur-Sen'in yoksulluk rakamı ne kadar? 2 bin 500 TL'dir. Dört kişilik bir ailenin insan gibi yaşayabilmesi için 2 bin 400 TL gelirinin olması gerekir diyor. Peki, 2 bin 400 TL geliri olması gerekir diyorsun bin 376 TL niye istiyorsun bunun mantığı ne? Kamu-Sen ise 4 kişilik bir ailenin en az gelirinin 2 bin 900 TL olması gerekir diyor. Güzel. Bence de öyle olmalı. Peki, ne istiyorsun bin 600 TL istiyorsun. Bu ne perhiz, ne lahana turşusu? Biz hesapladık kitapladık. 4 kişilik bir ailenin insan gibi yaşayabilmesi için aile reisinin başını önüne eğmemesi için 2 bin 250 TL olması gerekir. Bu nedenle de en düşük memur maaşının 2 bin 250 TL olmasını istiyoruz. Bırakın öyle kafadan hesaplarla hükümetin karşısına çıkıp komik duruma düşmeyi, hayatın gerçeklerini konuşmak gerekiyor" ifadelerini kullandı.