Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Antalya 1. sıra milletvekili adayı Dr. Niyazi Nefi Kara, siyasi iktidarın, başta Suriye ve Mısır olmak üzere yanlış dış politikasının faturasını en fazla turizm sektörünün ödediğini söyledi. Kara, "İç siyasete yönelik Avrupa ülkelerine 'siz kim oluyorsunuz', 'haddinizi bilin' türü açıklamalar ve antidemokratik yasaların çıkması, gazetecilerin hukuksuz bir şekilde tutuklanması ve yargının yürütmeye bağlanması en fazla turizm sektörüne ve turizm yatırımcısına zarar verdi." dedi.

Dr. Kara, Antalya'nın Manavgat ilçesinde seçim çalışması yaptı. Ülkeyi yönetenlerin, iç kamuoyunda algı oluşturmaya yönelik' başta Avrupa Birliği (AB) ülkeleriyle ilgili söylediği olumsuz sözlerin Türk turizmine zarar verdiğini söyleyen Kara, bu yıl turizm sezonununda beklenilen canlılığın oluşmamasının yegane sebebinin ülkeyi yönetenlerin birbiriyle çelişen gelişi güzel açıklamalar olduğunu kaydetti. Kara, siyasi iktidarın, 13 yıl içinde Antalya ekonomisinin can damarı olan yıllık 12 milyon yabancı, 3 milyon yerli turisti ağırlayan Türk Rivierasının altyapı sorununu çözmeye yönelik kalıcı bir yatırım yapmadığını öne sürdü.

Gazetecilerin göz altına alınması ve hayali suçlamalarla tutuklanmasının ülkenin dünyadaki imajını sıfırladığını belirten Kara, "Bir ülkede hukuki güvence, yargı bağımsızlığı, kişi hak ve hürriyetleri anayasal güvence altında değilse o ülkeye yabancı yatırımcı da turist de gelmez. Siyasi iktidar, yanlış dış politika söylemleri, AB ülkelerine efelenme, basın özgürlüğünü baskı altına alma ve gazetecileri hukuksuz bir şekilde tutuklanması dünyada imajımıza büyük zarar verdi. Siyasi iktidar, komşularımızla sıfır problem diyerek hepsiyle sorunlu hale geldi. Ülkemiz totaliter bir rejime dönüştü. İktidarın 5 yıl önce bir çay ve kahve içiminde Şam'a gireriz diye dış politikada yaptığı hatalar en fazla turizm sektörünü etkiledi. Yabancılar için basın özgürlüğü çok önemli. Dünyanın her ülkesinde basın özgürlüğü anayasal güvence altına alınmıştır. Başta AB olmak üzere dünya Türkiye'de antidemokratik yasaların hayata geçmesiyle birlikte ülkeden yaşanan hukuksuzlukları yakından takip ediyor. Bir ülkede basın özgürlüğü ve hukukun üstünlüğü yoksa demokrasiden söz edemeyiz. " diye konuştu.