DSP Manavgat İlçe Başkanı Ahmet Çakmak, 12 yıllık AK Parti iktidarı süresince mazotun 4, elektriğin 2 kat zamlanmasına rağmen çiftçilerin sattığı ürünlerin fiyatlarının aynı seviyede kaldığını söyledi. Manavgat'ta birinci öncelikli başat sektörün turizm olduğunu belirten Çakmak, ikinci sırada, turizmi destekleyecek en önemli sektörün tarım olduğunu kaydetti. Çakmak, "Hükümet, çiftçiye tarımda kaşıkla verdiğini, yıl bitmeden girdi maliyetlerine yaptığı zamlarla kepçeyle geri alıyor." dedi.

Çakmak, Side'de yaptığı açıklamada, 40 yıl önce tarım ve hayvancılıkta kendi kendine yeten bir ülkenin bugün Bulgaristan'dan saman ithal eder hale gelmesinin utanç verici olduğunu söyledi. Manavgat'ta 30 bin ton portakalın halen dalında alıcı beklediğini belirten Çakmak, süt girdi maliyetlerinin de bir önceki yıla göre yüzde 39 oranında artış olmasına karşı süt fiyatlarında artış olmayarak yatay geçişte olduğunu aktardı.

Yıllık 4 milyon turisti ağırlayan ve 220 bin yatak kapasitesine sahip Manavgat'ta en önemli potansiyelin turizmden sonra tarımın olduğunun altını çizen Çakmak, "Bölgemizde yıllık turizm gelirlerinden ülke ekonomisine 3,8 milyar dolar döviz girdisi olurken, tarım girdilerindeki gelirimiz 100 milyon doları aşmıyor. Turizm ve tarımın at başı gitmesi için bölgemizde tarım yatırımlarına destek verilmeli. Hükümet tarımda kaşıkla verdiği desteği yıl bitiminde kepçeyle geri aldığı için tarıma yönelik yatırım yapılamıyor. Nasıl yapılsın ki dünyada petrol fiyatları yarı yarıya düşerken Türk çiftçisi dünyanın en pahalı mazotunu kullanıyor. Devlet bir litre mazotun yüzde 66'nı vergi olarak alıyor. Böylesi adil olmayan vergi alımlarıyla tarım nasıl gelişecek. Bu iktidar, zamanında ekilmeyen arazilere popülist politikalar için doğrudan gelir desteği verdi. Amaç tarımı bitirmekti, onu da başardılar." diye konuştu.

Bu iktidar döneminde tarımın Türk ekonomisine katkısı yarı yarıya düştüğünün altını çizen Çakmak, dengesiz tarım politikaları nedeniyle tarımdan uzaklaştırılan çiftçilerin istihdam rakamlarını da olumsuz etkilendiğini savundu.
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’in, "Avrupa'nın 10 yıllık tarım sektörü büyümesi ortalama yıllık 0,24'dür. Yani yüzde 1 bile değil. Biz Avrupa Birliği'nin(AB) yıllık sağladığı tarım sektörü büyümesinin 10 katı daha fazla büyüme kaydettik" açıklamasının da gerçekleri yansıtmadığını belirten Çakmak, bakanın açıklamasını, Ziraat Mühendisleri Odası’nın (ZMO) TÜİK verilerine dayanarak hazırladığı rapora göre son 10 yılda Türkiye’deki baklagillerin hem ekim hem de üretim alanlarının yüzde 60 oranında daraldığını en açık bir şekilde ortaya koyduğunun altını çizdi.

Türkiye’nin 25 yıl önce 2 milyon hektarlık ekim alanıyla dünyada sayılı baklagil üreticilerinden biriyken bugün ekim alanının 800 bin hektara kadar düştüğünü vurgulayan Çakmak, Türkiye bugün Mısır, Etiyopya, Bangladeş ve Çin’den kuru fasulye, Kanada’dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna ve Kanada’dan da bezelye ithal eder hale geldiğini sözlerine ekledi.