Aydın’ın en güzel ve kaliteli incirinin yetiştiği Germencik ilçesi yöresinde üreticiler, incirin dalında çürümesine çözüm bulamıyor. Bunda jeotermal tesislerinden salınan buharın etkili olduğunu belirten çiftçiler, geceleri buhar salındığını söylüyor. Dünya kuru incir üretiminin yüzde 70´inin karşılandığı ve en kaliteli kuru incirin yetiştirildiği Aydın´da, incirin korunması için yetkililerin harekete geçmesini bekliyorlar.

Yılda yaklaşık 200 milyon dolar girdi sağlayan, dünyanın en kaliteli incirinin yetiştirildiği Aydın’da üreticiler, jeotermal meselesine yetkililerin duyarsız kalmasından şikayetçi. İncirde son iki yılda yaşanan çürüme ve akmaya, jeotermal tesislerden salınan buharın sebep olduğunu savunan üretici Güner Uzun, “İncir bahçemde kalıyorum. Geceleri bahçemin yanında bulunan jeotermal tesisten buhar salıyorlar. Bunu herkes biliyor. Bu tesislerin buharı, bizim incirimize zarar veriyor. İki yıldır incirimiz çürüyor. Geçen yıl da, bu yıl da incirimiz kötü. Bizim incirimizi, bu tesisler bu hale getirdi. İncirimiz dalında akıyor.” dedi.

Çocukluğunun geçtiği incir bahçesinde bu sene incirlerin dalında erimeye başladığını belirten üretici Halil Çetinkaya da, "Çocukluğum, incirin içinde geçti. Son iki yıla kadar bu kadar üzücü bir sezon yaşamadık. Ben hiç böyle bir yıl görmedim. İncirlerin gökyüzüne bakan taraflarında erimeler başladı. İncirin, kabuk kısmından erimeye başlıyor. Bu erime, inciri bitiriyor. Bunu jeotermallere bağlıyoruz. Jeotermaller geldiği zamandan beri araştırdık. Geceleri bu tesislerden buhar salınımı yapıyorlar. Bu buharların içerisinde sülfirik asit olduğunu, kükürt olduğu duyduk. Bazı mühendisler, geçtiğimiz günlerde yağan yağmurla atmosferde yoğunlaşan kükürt ve sülfirik asitin meyvelerde erimeye sebep olduğunu söylendi. 250 bin kişinin ekmek kapısı olan incirimiz yok olmaya yüz tutmuş durumda. Yetkililerin, bir an önce sesimizi duyup bu olumsuzluğu engellemelerini istiyoruz. Tarımsal arazilere sanayi tesisi yapmayalım, tarım alanlarını koruyalım diyeceksiniz, ondan sonra kalkacaksınız, Aydın’da 1. sınıf tarım arazilerinde çevreye zehir saçan bu termal tesislere izin vereceksiniz. Eylem farklı, söylem farklı. En kaliteli ve lezzetli inciri biz Germencik topraklarında yetiştiriyoruz. Bunun ayrı bir önemi var. İncirin koruma altına alınması lazım. Aynı Zeytin Yasası gibi incire de koruma yasası çıkarılmalı." dedi.

İncir ticareti yapan ve incirde böyle bir çürüme ve akma görmediğini belirten Oral Erbay ise, “2013-2014 yılında kuru incirin ülke ekonomisine sağladığı girdi 240 milyon dolar. Bu jeotermal tesislerin girdisinin, bildiğimiz kadarıyla 2020 yılına kadar 500 milyon dolar olacağı tespit edilmiş. Biz bunun yarısını bir yılda kuru incirden sağlamış durumdayız ama incir, bu durum devam ederse yenilemeyecek duruma gelecek gibi görünüyor. Bu da üretenler, ticaretini yapanlar, satanlar, bundan geçim sağlayanlara bu kapının kapanacağını gösteriyor.” dedi.

Binlerce üreticinin ortağı olduğu TARİŞ İncir Tarım Satış Kooperatifi Başkanı Ahmet Fevzi Aruman, doğayı ve suyu kirleten jeotermal tesislerin denetimsizliği dile getirmişti. TARİŞ olarak kendi araştırmalarında, içlerinde bir tane jeotermal enerji üreten kapalı sistem tesis olduğunu, diğer işletmelerin çoğunun deşarj yapmadığını, yapanların da yer altı sularını zehirleyecek şekilde, hatta derelere gönderdiğini tespit ettiklerini ifade etmiş ve jeotermalin incire verdiği iddia edilen zararın, geçiştirilecek bir konu olmadığını vurgulamıştı.