Almanya İş Hayatı Dernekleri Federasyonu (BUV), İstihdam Piyasası ve Meslek Araştırma Enstitüsü (IAB) ile işbirliğinde ‘Kalifiye İşgücünde Çeşitlilik Konferansı’ düzenledi.

BUV Başkanı Osman Kımıl, insanların göç tecrübesinin yeni ticari ilişkilerin kurulmasını sağladığını söyledi. Konferansta ülkeye yeni gelen sığınmacıların yanı sıra ‘unutulanların’ da topluma geri kazanılması gerektiğine dikkat çekildi. Almanya’ya son aylardaki sığınmacı akını, iş dünyasındaki çeşitliliği de gündeme getirdi. Almanya İş Hayatı Dernekleri Federasyonu (BUV), başkent Berlin’de ‘Kalifiye İşgücünde Çeşitlilik Konferansı’ düzenledi.

İstihdam Piyasası ve Meslek Araştırma Enstitüsü (IAB) ile işbirliğinde Deutsche Bank Atrium Berlin temsilciliğinde yapılan konferansın açılış konuşmasında BUV Başkanı Osman Kımıl, çatıları altında faaliyet gösteren 20 derneğe 3 binden fazla küçük ve orta ölçekli işletmelerin üye olduğunu aktardı. Kımıl, bu derneklerin her birinin ‘girişimcilikte çeşitlilik’ konusunda bir başarı öyküsü olduğunu belirtti. BUV’nın Almanya’nın konumunu güçlendirmeye yönelik çalışmalarına devam edeceğini vurgulayan Kımıl, bu çerçevede ülkelerini terk etmek zorunda kalan sığınmacılara destek çıkmanın da görevlerinden biri olduğunun altını çizdi.

Bu insanları topluma kalıcı olarak entegre etmek, onlara burada imkan sunma konusunda yardımcı olmak istediklerini söyleyen Kımıl, “Bizim üyelerimizin çoğu bu insanlarınki gibi travmatik tecrübeleri yoktur, ama çoğumuz bir zamanlar Almanya’ya yeni gelmiştik ve şimdi ‘eski’ ve ‘yeni’ vatanlarımız arasında köprüler oluşturmaya çalışıyoruz. Sığınmacılara istihdam piyasası için bir fırsat olmaları gönüyle bakmaktan ziyade öncelikle insan olarak hoş geldin demeliyiz.” dedi.

Almanya’nın bir taraftan kalifiye işgücündeki çeşitlilikten yararlanması, diğer taraftan ise kalifiye işgücünü çekmek için modern bir hoş geldin kültürüne ihtiyaç duyduğunun altını çizen Kımıl, “Çeşitlilik somut bir ekonomik kalkınmadır. İnsanların göç tecrübesi yeni ticari ilişkilerin kurulması, yeni pazarlar geliştirme ve mevcut ağların genişletilmesine katkı sağlar.” diye konuştu.

Federal Çalışma Bakanlığı Devlet Müsteşarı, Federal Meclis Üyesi Annette Kramme ise güncel gelişmeler çerçevesinde çeşitliliği değerlendirdi. Sığınmacıların yarısının 25 yaş ve altında olduğuna dikkat çeken Kramme, bunun ülkemiz için bir şans olduğunu, Almanya’ya gelerek başarı öyküsüne imza atanların bu gençlere destek olmasını istedi. Konuyu demografik gelişme açısından da ele alan Kramme, bu gençlerin kalifiye işgücü olarak topluma kazanılması geleceğe yönelik yatırım olacağını dile getirdi.

Deutsche Bank’ın (DB) kardeş kuruluşu DB Kredit Service şirketinin Genel Müdürü Aygül Özkan ise “Konferansın konusu her zamankinden daha aktüel bir konu. Deutsche Bank olarak dünya genelinde aktifiz, 140 milletten çalışanlarımız var.” dedi. Demografik gelişmeler 20-30 yıl sonra kalifiye işgücüne şiddetle ihtiyaç duyulacağını ortaya koyduğuna dikkat çeken Özkan, “Bana göre çeşitlilik yöneticilerin yaşayarak örnek teşkil etmesi ve ortaya koyması gereken bir konu.” diyerek, bir mülteci gence yol gösterici olmaya çalıştığını aktardı.

İstihdam Piyasası ve Meslek Araştırma Enstitüsü (IAB) Müdürü Prof. Dr. Joachim Möller ise göçü ekonomik büyümenin kaynağı olarak değerlendirdi. Möller ayrıca çeşitliliğin girişimcilik ve yeni buluşlara önemli katkı sağladığının altını çizdi.

ŞİMŞEK: İSTİHDAM SUNMAK İÇİN BÜYÜMEYİ HEDEFLİYORUM

Konferansta işgücündeki çeşitliliğe Auto Blitz şirketinin sahibi Ahmet Şimşek örnek gösterildi. Şimşek, 16 yaşında Almanya’ya gelmiş, kısa sürede Almancanın yanı sıra Baden-Württemberg eyaletinde yaygın olan Schwaebisch şivesine hakim olmuş. Yaklaşık 15 yıl önce kardeşleriyle kurduğu şirketin Türkiye’de bir, Almanya’da 4 olmak üzere beş şubesi mevcut. Yakın gelecekte bu sayıyı 10’a katlamak istediğini anlatan Şimşek, “Ekonomik çıkarlardan ziyade insanlara istihdam imkanı sunmak, toplumun yararına katkı sağlamak için büyümeyi hedefliyorum.” dedi. Şimşek, şirketinde 8 milletten çalışanların olduğunu da dile getirdi.