İpek Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Levent Bulut, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin ‘Türkiye’de ekonomik kriz olmayacak, dış borç stokunun özel sektörce yüklenildiğini ve kriz olmayacak’ sözlerini değerlendirdi. Bulut, “Türkiye, 2014’ten bugüne kredi kartı ile geçiniyor. Toplamda çekilen ihtiyaç kredileri ödenen bakiyelerin çok cok üstünde, buna batık kredileri ve de icraya düşen ev ve arabaları ekleyince finansal piyasaları zor günler beklemekte.” dedi. Bulut, “Türk lirasının tüm para birimleri arasında en çok değer kaybedenler arasında ilk üç sırada. 2015 ten bu yana Brezilya’dan sonra en çok değer kaybeden Türk lirası olmuş.” diye konuştu.

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi’nin ‘Türkiye’de ekonomik krizin olmayacağını, dış borç stokunun özel sektörce yüklenildiğini ve kriz olmayacağı konusunda sözlerine güvenilmesini rica etti.’ sözleri ile ilgili İpek Üniversitesi Ekonomi Bölümü hocalarından Yrd. Doç. Dr. Levent Bulut açıklamalarda bulundu.

Bulut, Türkiye’nin ekonomik göstergelerini değerlendirdi. Bulut, değerlendirmeye öncelikle para biriminden başladı. Uluslararası yatırımcılar için bir ülkenin para birimi o ülke hakkında en likit bilgi veren yol gösterici bir fener görevini üstlenmekte olduğunun altını çizen Bulut, Türk lirasının tüm para birimleri arasında en çok değer kaybedenler arasında ilk üç sırada olduğunu kaydetti. Bulut, konuşmasına şöyle devam etti: “Ocak 2015 ten bu yana Brezilya’dan sonra en çok değer kaybeden Türk lirası olmuş. Aynı kategoriden gelin birkaç ülke seçip bakalım. 3 Ağustos-21 Ağustos tarihleri arasında, Brezilya doları dolara karşı yüzde 1'den de az bir değer kaybetmiş, Tayvan parası yüzde 3 civarı, Filipinler parası ise yüzde 1,1 civarı değer kaybetmişken Türk lirası aynı dönemde yüzde 5,5’lik değer kaybetmiş. Bunu da olsa olsa Türkiye içi dinamiklerde aramak lazım. Artan siyasi belirsizlik, merkez bankasının faiz artırımı konusunda geç davranması ve artan terör olayları ülke risk primini arttırmıştır bu da kendini döviz piyasalarında göstermekte.”

TÜRKİYE’NİN 126 MİLYAR DOLAR DIŞ BORCU KISA VADELİ BORÇ

Bulut, dış borçların güvenli bir aralıkta seyredip seyretmediği ile ilgili de açıklamalarda bulundu. 2014 sonu itibari ile Türkiye ekonomisi hane halkı ve reel sektörün yabancı para cinsinden borcunun Gayri Safi milli gelire oranı cinsinden Şili ve Polonya’dan sonra üçüncü sırada olduğunu kaydeden Bulut, bu sıralamanın övünülecek bir sıralama olmadığını ifade etti. Bulut, konuşmasına şöyle devam etti: “399 milyar dolar civarı olan dış borcun yaklaşık 126 milyar doları kısa vadeli borç. Merkez Bankası raporlarını azıcık okursanız merkez bankası rezervlerinin kısa vadeli borcu karşılama oranına ne kadar önem verildiğini görürsünüz. Yaklaşık 132 milyar dolar olan Merkez Bankası brüt rezervlerinden altını çıkarınca yaklaşık 102 milyar dolar brüt dolar rezervi bulunmakta ( net döviz miktarı 32 milyar dolar). Merkez bankası rezervlerinin kısa vadeli borcu karşılama oranına kaba bir hesapla yüzde 80 civarında. Bu normal bir oran mı? Maalesef cevap hayır zira 2002 den bu yana en düşük seviyede bulunmaktayız. Bu rakam 2002 de yüzde 162 civarında idi ve yakın zamana kadar yüzde 120’nin altına hiç düşmemişti.”

YABANCI PARA CİNSİNDEN MEVDUAT TOPLAMI 436 MİLYAR TL

Türkiye’nin dolarizasyon sürecine girdiğini belirten Bulut, Merkez Bankası’nın son verilerini hatırlattı. Bulut, açıklamalarına şöyle devam etti: “Toplam TL mevduatı (vadeli ve vadesiz) 634 milyar TL iken yabancı para cinsinden toplam mevduatlar 436 milyar TL civarında. Yani yapılan 100 TL’lik tasarrufun 60 TL’sini TL cinsinden 40 TL’sini de yabancı para cinsinden bankalara yatırıyoruz. Geçen seneden bu yana TL cinsinden mevduatlar yüzde 11 civarı artmışken yabancı para cinsinden mevduatlar yüzde 36 artış göstermiş; bu küçümsenecek bir durum değil. Düşünün bir kere elinizde Ocak başında dolar olsa ve onu bankaya vadeli hesaptan yatırmış olsanız yüzde 1.5 faiz ve bir de yüzde 25 dolar değerlenmesini de ekleyince TL cinsinden yüzde 26.5 gelir elde edecekken TL cinsinden yatırılan hesabınızda 6 aylık süreçte getiri oranı yüzde 10’un altında kalacak. Bu kar marjı varken her geçen gün daha çok insan tasarruflarını dolar cinsinden tutacaktır ta ki Merkez Bankası ciddi bir faiz arttırımına gidene kadar da bu devam edecek.”

Enflasyonun artış eğiliminde olduğunu kaydeden Bulut, büyüme hedeflerinin teker teker aşağı yönlü revise edildiğini aktardı. İhracatçıların zor durumda olduğunun altını çizen Bulut, konuşmasına şöyle devam etti: “İhracatçılar, artan kur sonucu artık 5 ay sonrası için fiyatlandırma yapamayacak haldeler zira maliyetlerini tahmin edemiyorlar. İthalatçı mallarını gümrükte tutuyor çünkü yüksek kurdan vergi vermek istemiyor. TÜİK tüketici beklenti endeksi yüzde 3,6 oranında düştü. Hanenin maddi durum beklentisi yüzde 2,3 azaldı ve ekonomik durum beklenti endeksi yüzde 8 civarı düşüş yaşamakta. Yabancı yatırımcı politikacıların demeçlerine de kulak verir ama ekonomik göstergelere bakarak karar verirler.”