Alman Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü'nden Alexander Kritikos, “Yunanistan, krizin mali kriz değil sadece devlet borcu krizi olduğunu sanıyor, ancak yanılıyor. Bu krizin sadece AB'nin reform paketinden kaynaklandığını iddia ediyor. Buna katılmıyorum.” dedi. Euro bölgesinden çıkışın ise Yunanistan'ı “felakete sürükleyeceğini” belirtti.

Almanya Ekonomi Araştırmaları Enstitüsü Araştırma Grubu Müdürü Prof. Alexander Kritikos, “Yunanistan Euro bölgesinden çıkarsa Yunan Merkez Bankası yine siyasallaşacaktır, iç borcu ödemek için de sürekli para basacaktır. Bu durum ise Yunanistan için dramatik neticeler doğuracaktır.” dedi.

“Euro bölgesinden çıkış bir perspektif değil, aksine felakettir.” diyen Kritikos, Yunanistan Merkez Bankası'nın siyasallaşmasının engellenmemesi durumunda enflasyonun en aşağı yüzde 20-30 seviyelerine yükseleceğini, bunun ise ekonomiyi “kaçınılmaz felaketlere” sürükleyeceğini söyledi.

Alexander Kritikos, “Şu anda dahi ülke dışına göç edenler var. İyi eğitim almış kişiler düşük maaşlarla çalışmak istemiyorlar. Euro'dan olası bir çıkış ile işletmeler, bilim insanları, akademisyenler arasından daha fazla göç edenler olacak. Geriye kalanlar ise iyi domates yetiştiricileri ile turizmciler olacak. Bunlarla ekonomi ayakta kalamaz. Yunanistan'ın zengin kaynakları yok, sadece potansiyelleri var. Ekonomi piyasasında cazibe olmazsa yatırımlar da olmaz. Bu nedenle Yunanistan'ın Euro bölgesinde kalması önemli.” dedi.

Alexander Kritikos, Berlin Yabancı Gazeteciler Cemiyeti Derneği'nin (VAP) daveti üzerine AB Komisyonu, Avrupa Merkez Bankası ve Uluslararası Para Fonu'ndan oluşan Troyka ile Yunan hükümeti arasında devam eden müzakerelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu. “İlgili görüşmelerde akraba kayırmacılığı ve rüşvet konuları da müzakere ediliyor mu?” şeklindeki soru üzerine Kritikos, “Muhtemelen çok az.” diye cevapladı. Kritikos, “Rüşvetle mücadele yüksek cezalarla edilemez. Devlet sisteminde regülasyon, işletmelerin dramatik boyutlardaki bürokratik işlemlerinin internet üzerinden basit kayıt imkanlarıyla azaltılması, kanun sayısının örneğin 10'dan teke düşürülmesi ve bürokrasinin zayıf hale getirilmesi gerekir.” dedi.

“Yurtdışına sermaye çıkışının engellenmesi için Euro bölgesinden çıkışla ilgili tartışmaların bitirilmesi zaruridir. Yunanistan'a yatırımların olması için gerekli.” uyarısında bulunan Kritikos, “Eğer Troyka, ilgili reform paketinin uzatılmasına karar verirse bunun Yunan Parlamentosu'ndan da geçmesi gerekir. Muhalefet partileri onaylarlar, ancak Başbakan Çipras'ın partisi içinde paketi desteklemeyenler olabilir. Bu durumda Çipras ya referanduma gidecek, ya da istifa ederek erken seçimin önünü açmak zorunda kalacak.” dedi.

“SOSYAL YARDIM SİSTEMİ OLMAYAN TEK AB ÜLKESİ”

Yunanistan'daki emeklilik sisteminin uzun vadede finanse edilemeyeceğini kaydeden Kritikos, bu ülkedeki yaşlılıkla oluşan demografik değişimlerin Almanya'dan “daha kötü olduğunu” belirterek şöyle devam etti: “Emeklik yaşının yükseltilmesi ve erken emeklilikle ilgili istisnai uygulamaların ilk önce iptal edilmesi gerekir. Emeklilik maaşlarında kesintiler da Troyka'nın istekler listesinde yer alıyor. Fakat şöyle bir durum var. Yunanistan, AB'de sosyal yardım sistemi olmayan tek ülke. Emeklik sistemi ise bu sosyal yardım sisteminin yedeği gibi işlev görüyor. Yani bir yıl işsizlik parası sonrası sosyal bir güvence yok. Bu sahada değişiklik olmalıdır. Avrupa normları açısından bu durumun kabul edilir bir yanı bulunmamaktadır.”

“BORÇ TAKSİT ÖDEMELERİ 40 YILLIK YAPILABİLİR”

Yunanistan'ın müzakere stratejisinin “Euro bölgesinde bulunma AB'nin zaten çıkarına, parayı verin ve borçları da silin” olduğunun altını çizen uzman, “Yunanistan, krizin mali kriz değil sadece devlet borcu krizi olduğunu sanıyor, ancak yanılıyor. Bu krizin sadece AB'nin reform paketinden kaynaklandığını iddia ediyor. Buna katılmıyorum.” dedi ve ekledi: “Düşük faizli borç paralar alarak kriz oluşturuldu. Hâlbuki dinamik bir ekonomi için yatırım hedefli politikalar yapılmalıydı.” Müzakerelerle ilgili ise “Sadece dolaylı bir borç ertelemesi olacağı muhakkak.” ifadesini kullanan Kritikos, “Borçların ödenmesi 40 ve üzeri yıla yayılabilir. Faiz ödemeleri ise gelecek 5 yıl için ertelenebilir.” dedi. Kritikos, tasarruf tedbirlerinin yanı sıra ekonomi piyasasını canlandıracak strüktürel reformların yürürlüğe konulması gerektiğini kaydetti. İlgili programın süresinin uzatılmaması durumunda ise “büyük bir problem” yaşanacağını belirtti.