Yaşar Üniversitesinde düzenlenen 2’nci Denizcilik Haftasında Türkiye’de hızla gelişen marina sektörünün, ekonomik krizler ve artan terör olaylarından en az etkilenen sektörlerin başında geldiği vurgulandı.
Yaşar Üniversitesi Deniz ve Liman İşletmeciliği Programı ile Marina ve Yat İşletmeciliği Programı öğrencilerinden oluşan Denizcilik Topluluğu tarafından düzenlenen 2’nci Denizcilik Haftasında Türkiye’ye milyarlarca dolar döviz girdisi sağlayan denizcilik sektörü, alanında uzman Türk ve yabancı isimlerle birlikte masaya yatırıldı. Beş gün boyunca süren etkinliklerde Türkiye’de gelişen marina sektörü ele alındı.
Dünyadaki üst kalite düzeyindeki marinaların inşaatı, geliştirilmesi ve işletmeciliği alanında yıllardır görev yapan Homeport Corporation şirketinin CEO’su Dr. Ralf Heron, Türkiye, Yunanistan ve Hırvatistan’ın önümüzdeki birkaç yıl içerisinde yatçılığın en gözde yerlerinden birisi haline gelebileceğini söyledi. Marina işletmeciliği alanında dünya genelinde yayımlanmış iki kitabı bulunan Heron, “Son 30 yıldır yatçıların vazgeçilmez rotası olan İbiza, Palma de Mallorca ve Fransa’nın Akdeniz kıyıları Cote d’Azur bölgesinin popülerliğini yitirmeye başladı. Üstelik buralar oldukça pahalı. Şimdi Türkiye, Yunanistan ve Hırvatistan pazarı genişliyor. Dünyanın her tarafında marina projelerinde yer aldım. Türkiye’deki marinaların iyi tasarlanmış ve bağlama kapasitesiyle oldukça iyi olduklarını görüyorum. Türkiye’yi bekleyen çok belirgin bir avantaj var” dedi.
Yaşar Üniversitesinin konuğu olan K&G Med Marinas Genel Müdürü Nikos Koutsodontis ve Yunan Marinacılar Derneği Başkanı Stavros Katsikadis ise marina sektöründe faaliyet gösteren Türk firmalarının Yunanistan’da daha çok faaliyette bulunmaları gerektiğini vurguladı. İki ülkenin ortak çıkarları için hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Stavros Katsekadis, “Özellikle son iki yıldır marina hizmetleri konusunda Yunanistan’dan Türkiye’ye, Türkiye’den Yunanistan’a büyük bir talep yaşanıyor. Geçen yıl oldukça fazla Türk teknesi ülkemizi ziyaret etti. İki ülkenin ortak menfaatleri söz konusu. Türkiye ve Yunanistan marinaları için ortak yatırımlar hızlı bir şekilde hayata geçmeli” diye konuştu.
"TÜRK MARİNALARI DÜNYAYA ÖRNEK TEŞKİL EDECEK"
Bir yatın getirdiği dövizin neredeyse 30 turistin harcamalarının toplamına eşit olduğu Türkiye’de, marina sektörünün hızla gelişmesine rağmen halen yetersiz olduğunu belirten D-Marin CEO’su Kemal Saatçioğlu ise Türkiye’deki marinaların kalitesine dikkat çekti. D-Marin Yatırım Holding olarak süper lüks yatlara hizmet veren Marina Barcelona 92’nin yüzde 70 hissesini satın aldıklarını hatırlatan Saatçioğlu, “Türkiye, şu an 17 binin üzerinde bağlama kapasitesine ulaştı. Ancak İtalya, Fransa, İspanya gibi ülkelerde bu rakam 300 bin hatta 400 bine ulaşıyor. Dolayısıyla pastanın içinde küçük bir paya sahibiz. Elbette mühim olan hızlı gelişmeden ziyade iyi ve istikrarlı bir gelişme. Türk marinaları dünyada örnek teşkil edecek bir kaliteye sahip. Umuyoruz ki önümüzdeki yıllarda kapasitemiz daha da artacaktır” dedi.
Türk bayraklı teknelerin balıkçı barınaklarına bağlanmasıyla oluşan tartışmalara değinen West İstanbul Marina Müdürü Fuat Çimen ise, "Bu konuda muhafazakar olmamalı. Su kültürünü ne kadar çok geliştirirsek ve ne kadar çok insanı denizle buluşturursak sektör adına o kadar ilerlemiş oluruz" açıklamasında bulundu. Bodrum Milta Marina Genel Müdürü Ömer Karacalar da, sektörün nitelikli iş gücüne ihtiyaç duyduğuna dikkat çekti.