Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme görüşmeleri ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Toplu sözleşme görüşmelerinde son dört güne girildiğini hatırlatan Yalçın, “Haddi aşan teklifler değil, hak ile emeği buluşturan tekliflerle masadayız. Sosyal teşvik paketi istiyoruz. Bunu toplu sözleşme masasında hayata geçmesini bekliyoruz. Onun için taleplerimizin maliyetine değil, mahiyetine bakılsın.” dedi.

Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Kızılcahamam'da yapılan ‘Eğitim- Bir- Sen Teşkilat Eğitim’ programında konuştu. 130 başkanın katıldığı toplantıda toplu sözleşme sürecini değerlendiren Yalçın, teklifler belirlenirken Maliye Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Merkez Bankası’nın orta ve uzun vadeli hedeflerini dikkate almadıklarını bundan sonra da almayacaklarını ifade ederek, “Çünkü bu kurumlarımızın hedefleri tutmuyor. Hedeflenen enflasyonla, gerçekleşen enflasyon arası sapma son 10 yılı esas alırsanız yüzde 65,4. Siyasi konjonktür-küresel ekonomik durum-makro/mikro dengeler-döviz kuru- mali disiplin- bütçe disiplini gibi kavramlarla baskılanan masayı da, masada ‘cimri’ davranılmasını da ‘makul ve makbul’ görmüyoruz.” şeklinde konuştu.

"HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ"

“Ülke kaybetmişse biz kazanalım derdimiz olmaz.” diyen Yalçın, konuşmasına şöyle devam etti: “Ülke bizim ülkemiz. Fedakarlık gerekirse ilk fedakarlığı biz gösteririz. Ama ülkede büyüme varsa büyümeye katkı sunanlar olarak büyümeden pay istemek en doğal hakkımız. Onun için refahtan pay istiyoruz. Şu an fedakarlık değil vefakarlık yapması gerekiyor hükümetin. Herkes bilsin: Ne payımızdan fazlasını isteriz ne de payımızın verilmediği masada ‘evet’ deriz. Bize verilecek ücret kayıp değildir. Kamu görevlilerine yapılacak iyileştirme tulumbaya dökülecek su hükmündedir. Tulumbadan su gelmeye başladığında o su tekrar kaynağına misliyle dönecektir. Kamu görevlilerine, kamu görevlilerinin emeklilerine verilen para dışarı gitmez korkmayın. Ne Miami’de yazlık, ne İstanbul’da rezidans, ne de çoğu yabancı markaların bulunduğu yol kenarında AVM açabiliriz. Aldığımızla bakkalın, manavın borcunu öder ve mahalle esnafının da cansuyunu sağlarız. Kısacası hazineden çıkan hazineye geri dönecektir.”

"ENFLASYONA EZİLEN DEĞİL, ENFLASYONU EZEN BİR TOPLU SÖZLEŞME OLSUN"

Kamu işveren heyetinin kendilerini ikna etmeye değil, sorunlarını çözmeye odaklanması gerektiğini ifade eden Yalçın, “Enflasyona ezilen değil, enflasyonu ezen bir toplu sözleşme olsun istiyoruz. İkna için kurulan cümleleri değil, gerçek hayatı ve muhatap olduğumuz rakamları esas alıyoruz.” açıklamasında bulundu.

İşçilerle 2015 yılı için yapılan toplu iş sözleşmesinde; seyyanen ödeme ve sosyal eklentiler hariç yüzdelik oranın 6+5=11 olduğunu da farkında olduklarını kaydeden Yalçın, “Merkez Bankası'nın 2016 için tepe noktasını 7,3 olarak gördüğü hedeflenen enflasyon rakamının 10 yıllık sapma olan 65,4 ile birlikte değerlendirildiğinde 12,07 olduğunun da farkındayız. Biz onun için enflasyon oranında değil enflasyonun üzerinde artış içeren tekliflerle masadayız. Enflasyona ezilen değil, enflasyonu ezen bir toplu sözleşme olsun istiyoruz.” şeklinde konuştu.

SOSYAL POLİTİKA DESTEK PAKETİ İSTİYORUZ

Hükümete seslenen Yalçın, toplu sözleşme görüşmeleri için son dört güne girildiğini hatırlattı. Şimdiye kadar sunulan rakamların hükümetin kendilerini anlamadığını gösterdiğini açıklayan Yalçın, konuşmasına şöyle devam etti: “Ne yalan söyleyelim biz de bu rakamları teklif eden hükümeti anlamıyoruz. Kendisinden önceki hükümetlerin bıraktığı enkazı temizleyen ve neredeyse çalışanların umudunu kestiği paraları ‘Tasarrufu Teşvik Fonu’ paralarını nemalarıyla birlikte yaklaşık 15 milyar ödeyen hükümet, yine kendisinden öncekilerin bakiyesi olan KEY (Konut Edindirme Yardımı) paralarını ödeyen bu hükümet. DYP, ANAP, DSP ve MHP’nin IMF’den borçlandığı 23 milyar doları ödeyen, Türkiye’nin küçülme devrinde İMF borçlarını ödeyip, İMF’ye 5 milyar doları borç verebiliriz diyen de bu hükümet. Kendisinden önceki dönemlerde oluşmuş olan kamu borçlarını hızla ödeyen yine bu hükümet. Özgürleşme ve demokratikleşme hamlelerine yön veren ‘demokratikleşme paketleri’ açıklayan, kalkınma, refah ve ekonomik büyüme noktasında ‘ekonomik paketleri’, ‘teşvik paketlerini’ devreye sokan, tarımsal kalkınma için ayrı, kırsal kalkınma için, kobiler için ayrı, kadınlar ve gençler için ayrı ayrı girişimci destek paketleri açıklayan hükümet, kamu görevlileri ve emeklileri için ‘Sosyal politika destek paketini’, ‘Sosyal adaleti tesis paketini’ hayata geçirmeli. Bunun için en önemli zemin toplu sözleşme masasıdır.”

"EYLEMİ DEĞİL, RAKAMLARI KONUŞMAK İSTİYORUZ"

“Son dört gündeyiz.” diyen Yalçın, “Türkiye’nin toplumsal uzlaşmaya ihtiyacı var. Toplumsal uzlaşının ilk adımı toplu sözleşmede uzlaşı olabilir. Ülkenin terör belası ile uğraştığı bir ortamda 850 bin üye ile örgütlülükten gelen gücümüzü konuşmak zorunda bırakılacak noktaya sürüklenmemizi anlamayız. Amacımız üzüm yemek bağcı dövme derdimiz yok. Eylemi değil, rakamları konuşmak istiyoruz.” diye sözlerini tamamladı.