Ufuk Sağlık ve Sosyal Hizmet Görevlileri Sendikası (Ufuk Sağlık Sen) Temsilcisi Hüseyin Avina, kamu kurumlarında çalışan memur ve işçilerin yandaş sendikalara üye olmaları konusunda büyük baskı gördüklerini açıkladı. Yaklaşık bir yol önce Cihan Sendikalar Konfederasyonu bünyesinde kurulan Ufuk Sağlık Sen'in Konya'daki teşkilatlanma çalışmalarına devam eden Hüseyin Avina, arkadaşları ile birlikte kısa zamanda önemli bir mesafe kat ettiklerini 'temsil yetkisi' kazanmak ve şube açmak için gereken üye rakamına ulaşacaklarını söyledi. Üye kayıt çalışmaları sırasında iktidar yandaşlarının ağır baskısıyla karşılaştıklarını belirten Avina, bütün engellemelere rağmen üye sayılarının hızla arttığını, sağlık ve aile-sosyal hizmet bakanlıkları bünyesinde çalışan 200 memurun sendikalarına üye olduğunu kaydetti.

Sendikalaşma çalışmaları esnasında karşılaştıkları baskıları örnekleriyle anlatan Ufuk Sağlık Sen Konya Temsilcisi Hüseyin Avina, bizzat kendisinin çalıştığı hastaneden geçici görevlerle 3'er aylık sürelerle başka sağlık kurumlarına sürgün gönderildiğini anlattı. Avina, "Yandaş sendikaya üye olmayı kabul etmediğim ve iktidarın benimsemediği başka bir sendikanın temsilcisi olduğum için gerekçesiz bir şekilde geçici görevle başka sağlık kurumuna sürgün edildim. Sağlık sektöründe çalışan memur arkadaşlarımız, çalıştıkları kurumlarda amirleri tarafından 'sarı sendikalık' yapan yandaş memur sendikasına üye olmaya zorlanıyor. Memur, eğer başka bir sendika üyesi ise sözlü olarak oradan ayrılması tavsiye ediliyor ve 'senin için iyi olmaz' şeklinde tehdit ediliyor. Hiçbir sendikaya üye olmayan memur ise önüne üyelik formu konularak 'senin için iyi olur' sözüyle yandaş sendikaya üye olmaya zorlanıyor. Hemen her memur arkadaşımız,5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 118. maddesine göre suç olmasına ve 3 yıla kadar hapis cezası öngörülmesine rağmen yandaş sendikaya üye olması konusunda birim amirlerinin veya mesai arkadaşlarının fiili baskısına maruz kalıyor." dedi.

Hüseyin Avina, memurların büyük çoğunluğunun iktidar baskısını yersiz tayin-sürgün, işini kaybetme korkusuyla sineye çektiğini, susarak geçiştirmeye çalıştığını belirterek, "Bütün baskıcı dönemler gibi elbet bu dönemin de bir sonu olacak. Biz bu bilinçle hak bildiğimiz yolda çalışmaya devam ediyoruz. Yandaş sendikalar, iktidar karşısında çalışanın yanında olmak yerine çalışanın karşısında iktidarın yanında saf tutarak sendikacılığın canına okudular, okumaya devam ediyorlar. Türkiye'de çalışanlar, yandaş sendikaların sendikacılık yapmayı bırakıp iktidara payanda olmayı tercih ettiği için özlük haklarında ve ücretlerde büyük kayıplar yaşadı. Yandaş sendikalar, sendikal faaliyet yapmıyor, çalışanları etkisizleştirme işlevi görüyor." şeklinde konuştu.