Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın faiz indirimi konusunda Merkez Bankası’na (MB) yönelttiği ağır eleştiriler ile Bank Asya ile ilgili gelişmeler yurtdışından yakından takip ediliyor. Üst düzey bir Amerikan Merkez Bankası (FED) yetkilisi, “Herhangi bir ülkede merkez bankasına baskı yapılıyorsa, burda ciddi bir güven sorunu var demektir.” dedi. New York merkezli özel araştırma grubu Conference Board'ın ekonomistlerinden Gad Levanon, halk ve yatırımcının MB gibi kurumlarının bağımsız olmadığını düşünürse, bunun ekonomiye büyük zarar vereceğini söyledi. Alaska Anchorage Üniversitesi Yönetim ve Kamu Politikaları Fakültesi Öğretim Üyesi Profesör Dr. Gökhan Karahan ise Bank Asya’ya yapılanların ekonomide daha da fazla belirsizliklere yol açacağını belirtti. Toronto Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç Serdar Özkan da özel mülkiyet hakkının, teşebbüs hürriyetinin kolaylıkla delindiği, berlirsizliğin ve keyfiliğin hat safada olduğu bir yerde, ne yerli ne de yabancı yatırımcının uzun vadeli planlar üretemeyeceğini vurguladı.

Türkiye'de son dönemde yaşanan ekonomik gelişmelerle ilgili Cihan'a değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, önemli uyarılarda bulundu. Amerikan Merkez Bankası (FED)’te görevli üst düzey bir yönetci, merkez bankalarının atacağı adımlar konusunda herhangi bir siyasi baskıya maruz kalmadan hareket etmesi gerektiğini belirterek, "Zaman zaman bazı merkez bankası başkanları ile bir araya geldiğimizde maalesef, ülkelerinde yaşadıkları baskılardan yakınıyor. Siyasiler bir müdahalede bulunuyorsa, yatırımcı bundan çekinir. Yatırımlarını başka yere kaydırmak zorunda kalır. Bankalara siyasi baskı uygulamak ancak krallık sisteminde yaşanır." ifadelerini kullandı.

Piyasaların para otoritelerinin bağımsızlığına büyük önem verdiğini belirten New York merkezli özel araştırma grubu Conference Board ekonomistlerinden Gad Levanon da halk ve yatırımcının MB gibi kurumlarının bağımsız olmadığını düşünürse bunun ekonomiye büyük zarar vereceğini söyledi. Levanon, faiz oranlarının enflasyona göre ayarlandığının da altını çizdi.

"BANK ASYA'YA YAPILANLARIN ABD'DEKİ KARŞILIĞI HUKUKSUZLUKTUR"

Piyasaların gündemindeki bir diğer konu da Bank Asya ile ilgili gelişmeler. Levanon, böyle bir durumun Amerika'da 'hukuksuzluk' olarak niteleneceğini kaydetti. Ayrıca böyle bir gelişmenin özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından istenmeyen bir görüntü oluşturacağını, demokrasi ve hukuk kurallarının seviyesini de oldukça düşük göstereceğini belirtti. Yatırımcıların, hukuk ve demokrasinin zayıfladığı ülkelere yatırım konusunda mesafeli durduklarına işaret eden Levanon, "Türkiye, tam olarak bu seviyeye düştü mü, bilmiyorum? Ancak Rusya’nın benzer durumdan olumsuz etkilendi.” uyarısında bulundu.

Alaska Anchorage Üniversitesi Yönetim ve Kamu Politikaları Fakültesi Öğretim Üyesi Profesör Dr. Gökhan Karahan da Bank Asya’ya yapılanların bir 'cadı avı' olduğunu ve ekonomide daha da fazla belirsizliklere yol açacağını belirtti. Diğer yandan bağımsızlığı iç ve dış yatırımcının gözünde önemli olan Merkez Bankası'nın işine sürekli karışılmasının, bu agresif duruşun önümüzdeki günlerde dozunu artıracağı izlenimi verdiğini belirten Karahan, "Bankalara el koymayı haklı çıkarabilecek bir durum var mı, yok mu, bilemiyorum. Ama Aralık 2013’den bu yana olanlar bunun hakla hukukla alakalı olmadığını gösteriyor." diye konuştu.

28 ŞUBAT'TAN DERS ALINMADI

Toronto Üniversitesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Yard.Doç Serdar Özkan ise 2001 ekonomik krizine dikkat çekti. Bu sayede özerk ekonomi kurumlarının (BDDK, TCMB, SPK vs) neden günlük siyasetin içine çekilmemesi gerektiğinin iyi tecrübe edildiğini aktaran Özkan, ama yaşananların maalesef gerekli dersin çok iyi alınmadığını gösterdiğini söyledi. Özkan, "28 Şubat postmodern darbesinin kudretlileri, kendi işlerine geldiği için nasıl ki bazı bankaların içlerinin boşaltılmasına göz yumduysa, bugün yaşamakta olduğumuz hukuka darbe sürecinde de bugünün kudretlileri aynı mantıkla kendi politik çıkarları için sapasağlam bir bankanın yönetime sudan sebeplerle el koymuşlardır.” dedi.

Ancak ekonominin hamasi nutuklara kulak vermediğini ve komple teorilerine itibar etmediğini dile getiren Yard. Doç Özkan, fiziksel kanunlar (yer çekimi, termodinamik gibi) gibi ekonominin de kendi kanunları olduğunu kaydetti. Özkan, "Politikacıların kafalarında oluşturdukları paralel gerçekliğe uymaz. Türkiye geçmişte yaptığı hataların bedelini çok büyük ekonomik krizlerle ödedi; bugünkülerin bedelini de er ya da geç ödeyecektir." diye ikazda bulundu.

Özel mülkiyet hakkının, teşebbüs hürriyetinin kolaylıkla delindiği, berlirsizliğin ve keyfiliğin had safada olduğu bir yerde ne yerli ne de yabancı yatırımcının uzun vadeli planlar üretemeyeceğine vurgu yapan Özkan, "Sıcak para diye tabir ettiğimiz kısa dönemli portföy yatırımları, kısa vadeli borçlara yönelir ve küçük bir şokta hemen kaçar. Bu da zaten kırılgan olan ekonomiyi daha da kırılgan hale getirir." şeklinde konuştu.